| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2215) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .10.2019 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.
Şimdi, arkadaşlar, terörist kime denir? Terör suçu işleyene denir değil mi? Bildiğimiz, terör suçu işleyene terörist denilir. Anayasa'mızın 38'inci maddesi kanunilik ilkesinden bahsediyor. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 15'inci maddesi de kanunilik ilkesinden bahsediyor. Biz bütün habercileri topladık, terörist ilan ettik. Biz bütün düşünce açıklamalarını topladık, terörist ilan ettik. Biz düşünceyi suç olmaktan çıkaracağız diye bir önceki maddenin etrafında topu çevirip duruyoruz, aslında bu yeni getirdiğiniz öneriyle, teklifle beraber yaptığımız hiçbir şey yok. Nerede görülmüş ya, fikir açıklayacak biri, siz topu etrafta çevireceksiniz, uygulayıcıların eline bırakacaksınız, fikir midir değil midir tartışmasını yapacak. Fikir açıklamayla terörist olunur mu ayrıca ya? Nerede görülmüş fikir açıklamayla terörist olunduğu! Fikrinizi açıklarsınız, birine hakaret ederseniz hakaret suçundan yargılanırsınız. Fikrinizle beraber toplumda infial yaratırsanız kanunda karşılığı var, birilerini bir yere davet ettiğinizde, infial yarattığınızda Ceza Kanunu'nda karşılığı var, ondan yargılanırsınız. Fikriniz eğer fikirse hiçbir şeyden yargılanmamanız gerekir. Şimdi, birilerini kalkışmaya çağırırsınız, şunu bunu yaparsınız, var kanunda karşılığı, var.
MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Meşru göstermek...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Efendim, meşru göstermiyorum, ben hukukçuyum, rastgele konuşmam bu konuda. Bizim ömrümüz düşünce özgürlüğüyle geçti, öyle bedava gelmedik buralara kadar. Milletvekili yaptılarsa biraz bundan yapmışlardır, bir bedeli vardır bu işlerin.
MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Genel Başkana soralım bakalım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Şimdi, bu ülkede şu salonda gördüğünüz hukukçuların belki de yüzde 70'i hukuk fakültesine başladıkları gün hocalarından düşünceyi açıklamanın suç olarak kabul edilemeyeceğinin dersini almışlardır. Düşünce ya, adı üzerinde ya. Düşüncemizi açıklayacağız, birileri alacak bunu, diyecek ki: Aa, bu şöyle, bu böyle, bu terör suçu. Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/(2) maddesine şunu ekleyelim, göz boyayalım... Aslında, arkadaşlar, içerisinde açıkça şiddet olmayan, içerisinde açıkça terör olmayan, şiddet tarifesiyle kendisini tariflememiş bir tanımı bu maddenin içerisine koyarsanız AİHM'i karşınızda bulursunuz. Çok basit, bir şey söylemiyoruz, diyoruz ki: AİHM kararlarını alın, AİHM kararlarında mahkûmiyetleri nereden yiyorsak onları görün, bakın, ona göre bu kanunu düzenleyin. Böyle bir kanun düzenlemesi mi olur ya! Biz düşünceyi suç olmaktan çıkardık. Ne yaptık? Siz konuşun, hâkimler baksınlar, kafalarına göre takılsınlar. Subjektif bir ifadeyle beraber her konuşanın kafasında Demokles'in kılıcını sallandıralım.
Neden bu kadar hassas olduğumu burada söyleyeyim. Bu ülkede 2 bine yakın akademisyen yargılandı, tamamı böyle yargılandı. Akademisyenlerin görevi tarihe duyarlı olmak, topluma duyarlı olmak, çevrelerinde gelişen siyasal olaylara duyarlı olmak, duyarlılıklarını dışa vurmak yani görevlerini yaptılar kendilerince.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Her zaman mı Turan Abi?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hayır, değil, kuşkusuz yani...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Düğmeye basılmış gibi, bazıları hep aynı...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Anlatayım Abdullah Bey. Şimdi, bize göre iyi olur, kötü olur; bize göre ağır olur, hafif olur; düşünce açıklamasının rencide ettiği insan olur, rencide etmediği insan olur; boyutu, elektriği yüksek olur, düşük olur; bu başka bir şey.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hep aynı...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ama anlatacağım müsaade ederseniz. Bakın, bu yargı bile, sabahtan beri eleştirdiğimiz bu yargı bile bu akademisyenlerin hak ihlaline uğradığını tespit etti. İşte bu tarz maddelerden kaynaklı, bu tarz hükümlerden kaynaklı, bu hükümleri bu tarz uygulayıcıların eline vermemizden kaynaklı ortaya böyle bir tablo çıktı, 2 bine yakın akademisyen yargılandı. Daha önce burada bahsettim, Eren Erdem dosyasından bahsettim ya, garip bir karar ya. 220'nci maddeden 314'le gönderme yapılmış, diyor ki: "Ya, sen FETÖ örgütünü çok iyi tanıyorsun. Bir yazı yazdın, bu yazıda da FETÖ örgütünün ne yapıp ne yapamayacağını, bunun FETÖ'cü olup olmadığını yazdın. Sen bunu çok iyi biliyorsun. FETÖ'cü değilsin ama ben seni cezalandırayım."
Şimdi, biz bu maddeleri somutlamazsak, biz terör suçunu doğru düzgün tarif etmezsek, somutlaştırmazsak, gerçek teröristi cezalandıracak hâle getirmezsek -kesinlikle cezalandırılması lazım- uzun süredir yaşadığımız gibi yargıyı sulandırırız. Atarız torba davaların içerisine insanları... Ya, yaşadık işte ya, FETÖ camiası Ergenekon'u yaptı, Balyoz'u yaptı, Donanma davasını yaptı, onu yaptı bunu yaptı, döndük geri dedik ki: "Pardon, özür dileriz." Bunların aynılarını tekrar yaşamamak lazım. Bugün yaşanmıyor mu? Bugün de yaşanıyor. Cumhuriyet gazetesi davası, ya, adamın yazı işlerindeki meselelerini terör suçu diye tarif etmeye kalktık ya. Yazı işlerindeki meseleler, bir gazetenin yazı kurulunun sıradan yapabilecek olduğu işleri -ya, ben öyle değil, böyle yazmak istiyorum- vakfın içerisindeki kavgaları terör suçu diye tarif ettik. Nasıl tarif ettik biliyor musunuz? Terörden zan altında bir savcının iddianamesiyle üstelik tarif ettik. Ya, bırakın, bunlardan kurtulalım artık ne olursunuz, bunlardan kurtulalım; bu ülke biraz demokrasiye doğru evrilsin, bu ülkede insanlar düşüncesini açıklamaktan korkmasınlar. Düşüncelerimizi çatıştıralım ki terörden kurtulalım ya. Düşüncelerimizi açıklayabilirsek terörden kurtulacağız.
İçinde şiddet olmayan bir olayı biz terör suçu diye tarif edip buraya koyabilir miyiz ya? Gazetecinin biri yazı yazacak. Ee? Yazdın, sen teröristsin. Herhangi bir aydın düşüncesini açıklayacak; yazdın, sen teröristsin. Siyasetçi bile düşüncesini açıkladığı zaman terörist tarifi altında ablukaya alınacak. Bu kadar düşünceye hazımsız bir ülke olur mu! Bu kadar düşünceye hazımsız yasal düzenlemeler olur mu! Gelin, fırsat varken kurtulalım bunlardan ya. Terör suçunun tarifini yapalım, terörist kimse en ağır cezayı verelim ama araya işimize gelmeyen her türlü muhalifi karıştırıp cezaevinde 250 bin insan yaratmayalım.
Bakın, ben size bir örnek daha vereceğim, bitireceğim Sayın Başkanım. Bu ülkede harp okulu öğrencileri içeride yatıyor, daha önce söyledim. WhatsApp'ta yazışmaları var, 15 Temmuz gecesi "Ya, bizi buraya niye getirdiler?" diyorlar, ellerinde silah yok, herhangi bir şey yok, birbirleriyle yazışıyorlar. Dava dosyasında bunlar var. Diyor ki çocuklar: "Ya, biz buraya niye geldik?" Biri diyor ki: "Komutan uygulama dedi." Öbürü diyor bilmem ne. Farkında değiller. Bu çocuklar otuz yıl ceza aldı.
Şimdi isim verip siyasi anlamda bir polemik yaratmıyorum, ağababaları ortada geziyor, terörist arıyorsanız orada. O terör örgütünü finanse edenleri, o terör örgütünün içinde bu ülkenin geleceğiyle oynayanları alın yargılayın kardeşim. Terör örgütünün beyni olabilecek insanları alın yargılayın, yanınızda duralım ama böyle masum insanları, sıradan insanları, alakasız insanları, aydınları, yazarı çizeri... Ya, adam karikatür çizmiş, bir kedi karikatürü, hayatı kaydı. Allah için, ya, Süleyman Demirel bir karikatüriste ödül verirken "Sen beni hicvetmedin, karikatürist değilsin." dedi. Bu kadar toleranslı yerlerden karikatür çizeni terörist, şiir yazanı terörist, Facebook paylaşımı yapanı terörist, aklımıza her geleni, 17 yaşındaki lisedeki çocuğu terörist ilan ederek, henüz hayatında silahı bile görmemiş insanı şiddetle iç içeymiş gibi terörist ilan ederek nereye gideceğiz?
O yüzden, bu maddenin altına eklenen, o, fikrî açıklamayı terör mü değil mi tartışmasına tabi tutacak olan ifade ileride başımıza dert olacak. Ben uyarıyorum. Bu maddenin alt kısmını buradan çıkarmak zorundayız, 7/(2)'nin. Önümüzde dönemde AİHM'de en fazla başımızı ağrıtacak ve Türkiye'de siyasi iktidarların düşünceyi en fazla baskı altına alacağı alan buradadır. Terör suçunun tarifini yapalım, şiddet içerikli terör tarifini yapalım, AİHM kararlarını alalım, dünyada hukukun gelmiş olduğu yere de biraz saygılı olalım derim.
Çok teşekkür ediyorum.