| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2215) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .10.2019 |
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Hayır hayır, ben az önce söyledim, ısrarla devam edeceğim çünkü şöyle bir durum var: Bu bir nevi uzlaşma oluyor, ön uzlaşma hatta çünkü dava açılmadan, bir şekilde siz onun zararını tazmin etmek zorundasınız, onu ettikten sonra savcı sizin suç işlemeyeceğinizi vesaire düşünürse dava açmıyor. Bu, öncesinde aslında mağdur ve şüphelinin bir şekilde uzlaşmasını gerektiren bir durum. Şimdi, bizim uzlaşmada istisnai hükümlerimiz vardı. İki yıl olsa bile üst sınırı, o istisnai hükümleri bence burada da saymak lazım yani onun için ısrarla söylüyoruz. Çocuğa karşı suç mesela, iş ve çalışma hürriyeti, o üç yıl mı, bir ve üç yıl arası mı? O kapsam dışı ama kadına yönelik suçlar yani aslında uzlaşma değil. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar istisna, örgüt faaliyetleri çerçevesinde suçlar istisna, kamu görevlisi tarafından vesaire, üç istisna var. Onun için aslında eğer hukuk sistematiği açısından düşünüyorsak uzlaşma kapsamında görülen bütün suçların aslında burada sayılması lazım yani uzlaşma kapsamı dışında kabul ettiğimiz çünkü aslında burada bir nevi uzlaşma, çünkü zararını tazmin etme şartlardan biri. O açıdan, bence bunun bu şekilde düzenlenmesi gerekir çünkü bakın, bir daha söylüyorum, özellikle kadına yönelik şiddet vakalarında, basit yaralama, kasten yaralama üst sınırı iki yıl ve bu, kadına yönelik gerçekleştiğinde kadın bir şekilde erkek tarafından -genel tablo açısından söylüyorum- tehdit edilip, işte "Zararını tazmin edelim." diyebilir. İtiraz da etmez ama bu şekilde aslında korunması gereken kişiler korunmamış olur. Onun için bence bu istisnaların tekrar düzenlenmesi gerekiyor.