| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .01.2015 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, hızlı treni büyük bir olay gibi sunmaları Türkiye'ye ve beklentilerini çok yüksek tutmaları sanki dünyada teknolojik üstünlükler ilk önce Türkiye'ye gelmiş ve hızlı tren Avrupa'yla birlikte, Asya'yla birlikte, 550'lerin üzerine çıkan bir hızla Türkiye'de yapılıyormuş, yolcu taşıyormuş gibi bir algı yaratılması ve -biraz sonra belki örneklerini verecekler- "On dört saatte, on beş saatte giden yolları üç buçuk saatlere indirdik, beş saatlere..." Tabii ki bunları yapmak zorundayız ve bunu ne zaman yaptığımıza da bağlı. Herkesten otuz sene, kırk sene sonra yapıyorsak ve teknolojiyi otuz sene, kırk sene sonra kullanabiliyorsak, herkesle yarışabilecek seviyede değil de bugün "yüksek hızlı tren" diye yutturduğumuz hızlı trenin, dünyadaki hız limitlerinin neler olduğunu açıklarsak bunların doğru olmadığını hep beraber görürüz. O zaman konvansiyonel trenlerin hız-limit aralıklarını, yine hızlı trenlerin hız-limit aralıklarını, daha sonra da çok yüksek hızlı trenlerin hız-limit aralıklarını söylersek mahcup olursunuz. Söylemeyelim, yine böyle algı devam etsin çünkü hakikaten biz bu mesafeleri kısalaştırmaya, zamanı tasarruflu kullanmaya ihtiyacımız var. Böyle de devam etsin. Problem değil.
Şimdi, biraz evvel birinci öneride konuştuğumuz her şey burada var. Bu öneride, Bursa olayında var. Yani birinci öneride ne konuştuysak, Sayıştay ne tespitler yapmışsa, teftiş kurullarınız ne tespitler yapmışsa burada her şey var. Ben konuşmamda şöyle demiştim: Oturdunuz -alt komisyonda da dedim- bir A4 kâğıdını elinize aldınız, bir yerden talimat geldi, "Bursa'ya da hızlı tren getirin." şimdi getiriyorsunuz, "Karaman'a da hızlı tren getirin." Seçim de yaklaşıyor. Çıkalım bir şov da yapalım. 2014... Sesimiz de kısılsın. Hatta "Ne çalışkan." desinler falan. Böyle bir proje yapılıyor. Sonra o proje, proje oluşmadan, netleşmeden ihaleye çıkılıyor. İhaleye çıkıldıktan sonra da projeyi bir firma alıyor. Belki biraz evvel Necati Beyin dediği gibi rekabet ortamıdır, haksız rekabettir, ihale şartnamesinin değişmesi falan. Bütün bunlar ihalenin yenilenmesine nedendir ki mahkeme sonuçlarına... Genel müdür dedi ya, "Çıkamıyoruz, feribot alımında yirmi tane mahkeme gidiyor geliyor, gidiyor geliyor. Ankaray da gidiyor geliyor, gidiyor geliyor." Baktığınız zaman mahkemelerin tespitlerine, hep kurumun eksiğinden kaynaklanmış. Baktığınız zaman böyle. Sizin teftiş kurullarınızın da yaptığı teftişlere baktığınızda, kurumun eksiğinden kaynaklanmış. Şimdi böyle bakınca... Ben size bir soru sormuşum alt komisyonda, bana 3 tane neden söylemiştiniz Bursa-Yenişehir hattında. Bugün bu nedenin 5 taneye çıktığını hatta 4'te 2 tane neden var. Ama bakıyorum şimdi nedenlere? Bu nedenler eğer yerinde bir fizibilite çalışması yapılmış olsaydı, yerinde bir sondaj çalışması yapılmış olsaydı, sizin bana alt komisyonda dediğiniz, Sayın Genel Müdür, "Ya, fark ettik ki sonradan, orada göl varmış, dağ varmış." dediğiniz şeyi önceden fark edebilirdiniz. Hatırlıyor musunuz? Bana öyle demiştiniz alt komisyonda, "Fark ettik ki orada bir dağ varmış, göl varmış." dediniz. Onu önceden fark edip bu projeyi...
BAŞKAN - Mecazi anlamda söylemiştir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Mecazi tabii. Ben de şey anlamında söylüyorum. Bunu daha netleştirebilmek, kurumu...
Tabii ki kurum çalışacak, bir şeyler yapacak ama kurum eğer işleri doğru ve zamanında yapabilse... Zamanında yapamıyor çünkü şöyle bir derdi var kurumun, biri düğmeye basıyor... Seçim de yaklaşıyor. Geçen dönem, biliyorsunuz, durmadan seçim vardı. Yok Cumhurbaşkanlığı, yok referandum falan. Sürekli bir temel atmak zorundaydılar. İşte, 4-5 tane seçim olunca, sürekli temel atmak, sürekli yeni şeyler müjdelemek zorundaydılar. 2013'te... Hazır projeyi 2009'da bitirdiniz. Ankara-Eskişehir hazır proje, kredisi hazır, projesi hazır, 2009'da bitirdiniz. Eskişehir-İstanbul-Pendik hattını gecikmeli bitirdiniz. Yani, tamam, oluyor bir şeyler. Yine de çıkıyor siyasiler meydanlarda şovlarını yapıyorlar, gecikmeli de olsa bitiyor. Ama biterken birçok eksiğin de beraber bittiğini görüyoruz, birçok eksiğin de beraber kabulünün yapıldığını görüyoruz.
Burada tek tek maddeleri incelediğimizde... İncelemeyeceğim. Her şey için gerekçeli bir neden var burada. Yani, işte, oradaki toprağın durumuyla ilgili, oradaki göletle ilgili... Yani her şey önceden tespit edilebilir, önceden projelendirilebilir, nereden neyin geçmesi, doğrunun ne olduğu. Sondajlar yapılabilir, ihaleye ondan sonra çıkılır. Şartlar oluşmuş olur ve ne mahkemeler bu işi bozar ne kimse gidip de aynı Eskişehir Gar Geçişi'nde 10 tane... Ne diyorsunuz ona siz? Kolon mu?
SAYIŞTAY TEMSİLCİSİ - Sıtrat.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Onun Türkçe karşılığı ne?
SAYIŞTAY TEMSİLCİSİ - Gergi çubuğu.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Gergi çubuğu. 10 tane çıkıp da 1.400 tane kullanıp da 1.400 tanesinin parasını ödemezsiniz. Ya da sizin teftiş kurulunuz "Parayı ödeyin." deyip sonra mahkeme bozmaz. O kadar çok şey var, o kadar çok örnek var ki sizin kurumunuzda. Birçok kurumu inceliyoruz. Gerçekten hep sıkıntı ihale yöntemlerinden veya ihale şartnamelerinden kaynaklanıyor, projenin doğru hazırlanmamasından kaynaklanıyor. Şimdi bunlara dikkat edersek...
Tamam, belki başlangıçta bunlar kabul edilebilirdi ama on iki sene oldu, on üç sene oldu, bütün örnekleriniz, bütün istatiksel değerlerinizi sanki devletin kurumunun genel müdürü değil de AKP'nin TCDD'deki il başkanı, temsilcisiymiş gibi 2013'ten alıyorsunuz, bütün geçmişle bunları bu şekilde karşılaştırıyorsunuz. O zaman bunları bizim size sorma hakkımız var. "Ya, on iki senedir hiç mi bir şey öğrenmediniz?" deme hakkımız var. Yani "Şimdi kurduk." diyorsunuz, "Yaptık." diyorsunuz, "Yavaş yavaş öğreniyoruz." diyorsunuz da devletin parası bu kadar ucuz değil veya milletin parası diyeyim, bu kadar ucuz değil. Sizin öğrenmeniz için zaman ayıracak kadar ucuz değil. Çünkü bu öğrenmeler millete çok pahalıya mal oluyor. Yine, konuşmamın başında söylemiştim, bunların tümü de yabancı krediyle yapılıyor. Yani zannetmeyin ki toplanan vergiler, yol, su, elektrik olarak geri dönüyor, hiçbiri dönmüyor, hepsi daha sonra vatandaşların tekrar ödeyecekleri, vatandaşın borçlandığı alanlar hâline dönüştürülüyor. Bursa-Yenişehir hattı da aynen bu şekilde yapılmış.
Ben bir şey daha söylüyorum: İki madde aynı aşağı yukarı. Yani 1'inci maddede genellemiş, 2'nci maddede burayı özel olarak açmış.
Sayın Genel Müdürüm, gerçekten bu memleketi düşünüyorsanız, milleti düşünüyorsanız, siyasi şov olacaktır, siyaset kurumunun sizi zorlamaları olacaktır ama şunu da söyleyeyim: Lütfen, yani bir temeli atmayın projesi tamamlanmadan, adam gibi net proje ortaya çıkmadan, oradaki dezavantajlar, avantajlar önemli ölçüde tespit edilmeden. Tamam, "Bunu yapacağız." deyin ama gidip devleti böyle zarara uğratmayın diyorum. Bunların önemli olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.