KOMİSYON KONUŞMASI

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkanım, şimdi, Kamu İhale Kurumunda iyi incelendiğinde bütün bunlara cevaz veriyor aslında. Bunun 21/b'si var, 21/c'si var, 21/f'leri var, bilmem ne. Eğer ki orada çalışmış insanlara emeği karşılığında o projeler uygulanacaksa yine Kamu İhale Kurumu çerçevesinde bu yapılabilir ama bu şekliyle geçtiğinde kişilere inisiyatif verirsiniz ki isteyen bir mühendis orada istediği kişiye istediği yerleri pazarlayabilir yani bu, devletin yürüyüşü açısından hangi bakanlıkta olursa olsun doğru bir şey değil. Burada bir ibare konularak, nasıl diyorsanız düzenlenerek bunun çerçevesi çizilebilir ve Kamu İhale Yasası'nda bunların hepsi var. Yani o konuyu çok iyi biliyorum. Bu bir.

İkincisi kira süreleriyle ilgili. Burada kiralama süreleriyle ilgili hiçbir madde konulmamış. Daha önce de bu uygulamalar buraya konulmadığı için bugün 79 ilde -bakın, "79 il" dediği için ben "79 il" diyorum- 81 ilde varsa 81 ildeki uygulama farklı. Kiralamaya verirken, örnek veriyorum, Burdur'da on beş yıllığına çıkıyor, Denizli'de bir yıllığına çıkıyor, daha sonra bir ihaleyi beş yıllığına veriyorlar. Gidiyoruz, Muğla'da bir yıllığına veriliyor, Aydın'da bir yıllığına veriliyor, Kayseri'de bir yıllığına veriliyor. Burada bir çerçeve çizmemiz lazım. Asgari bir süre getirmemiz lazım ki yatırımcılar eğer kooperatiflere, birliklere verilmiyorsa, verilemiyorsa orada yatırımcı oraya yatırım yapabilsin. Bir yıl için, burada herkes ticaretle uğraşıyor, çiftçilikle uğraşıyor, bir şekilde bunun ticaretini yapıyorsa oraya yatırım yapabilmesi için, balık üretebilmesi için bir yatırım yapacak ve bu süreye ihtiyacı olacak. Bu süreleri her tarım il müdürlüğü kendi kafasına göre koymamalı, asgari bir zaman koymamız gerektiğini düşünüyorum.

Diğer, üçüncü bir husus da şu: Ben belediyecilikten geliyorum ve bu işleri de iyi kötü biliyorum. Özel idarelerde, hepiniz de yörenizden bilirsiniz, ufak paralar gibi gördüğümüz 6 milyon o küçük belediyelere çok büyük gelirlerdir. Emin olun ki 10 bin liraya, 20 bin liraya ihtiyacı olan küçük belediyelerimiz var. Bu, merkezî bütçeye çok bir şey getirmez, çok büyük katkı sağlamaz ama belediyelerimize ufak da olsa hem bu işi ciddiye almaları için hem sağlam tutmaları için ve görevlerini iyi yapmaları için de bir teşvik olur. Ben bu gelirlerin de belediyelerde kalmasından yanayım. Bunu ifade etmek isterim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Bu 6,5 milyonun ülke çapındaki toplam para olduğunu söyledik, bir belediyeye ait değil.

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Biliyorum.

BAŞKAN - Çok küçük rakamlar, o yüzden belki böyle düşünüldü.

Bir de, hani, siz dediniz ya: "Burada, kanunda o kooperatiflere ve birliklere hiçbir zeval getirilmiyor, yine tamamen öncelik onların, eğer onlar almazlarsa artık -tabiri caizse- ondan sonra başka şeyler araştırılacak." Bu bizim için de çok önemsediğimiz bir şey. Çünkü düşünün orada, Anadolu'da bir köyün yanında bir su var ve o köylü orayı kendi malı gibi koruyor yıllardır, bin yıllardır, o hâle getirmişsiniz, orada onu göz ardı ederek bir kooperatifi var köyün, başka birine vermeye kalkarsanız birisi gelir, bastırır ve orada vahşi bir avcılık yapabilir, o gölü, suyu kurutabilir. Dolayısıyla öncelik yine onların.

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Orada sıkıntımız yok, öncelik onların olsun. Zaten burada onlar korunmuş, korunmaya da devam edilsin, orada bir sıkıntı yok ama onlar almıyor da ihaleye çıkacaksak, birilerine vereceksek buna bir süre koymamız gerekiyor.

BAŞKAN - İşte, onu kanuna değil...

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Çok talep olan yerler de var. Burada da kişiye göre süreler konulmasın, illere göre süreler konulmasın, asgari bir zaman belirleyelim, beş yıl diyelim, bunu yönetmelikle belirleyebiliriz, burada atıfta bulunup on yıl diyebiliriz.

BAŞKAN - Yönetmelik var, burada "Yönetmelikle belirlenir." diye devamında ibare var. Zaten takdir edersiniz ki birbiriyle birçok yönüyle benzeşmeyen birçok alandan bahsediyoruz. Yani bunu kanuna yazmanın mümkün olmayacağı açık. Dolayısıyla "Yönetmelikle belirlenir." diyoruz arka tarafta. Süresi, kira miktarı... Mesela, siz diyorsunuz ya, bir yerde on yıllık, bir yerde iki yıllık yani bunlar gelirlerle alakalı bir süreç ama tabii kanuna yazmak bunun mümkün olmayabilir, yüzlerce sayfa sadece bu maddeyle alakalı şey çıkar. Bunu tebliğ ve yönetmeliklere bırakıyoruz.

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkanım, ben iyi niyetli olarak bunları sunmaya çalışıyorum ve on beş aydan sonra ilk defa bu Komisyon ciddi anlamda toplandı, burada herkes katkı sunmaya çalışıyor. Böyle bir yasaya ihtiyacımız olduğu çok aşikâr ve buna katkı sunalım istiyoruz ve buna katkı sunarken de en doğru şekliyle çıksın istiyoruz, yasaya karşı değiliz ama en doğru şekliyle çıksın.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz, haklısınız.

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Şimdi bir örnek vereceğim alabalıkla ilgili: Muğla'da yapılıyor, Denizli'de yapılıyor, Aydın'da yapılıyor, Türkiye'nin çok çeşitli yerlerinde yapılıyor, Kayseri'de de yapılıyor, kendi ilçem Pınarbaşı'nda yapılıyor ve aynı kişiler hem orada balıkçılık yapıyor hem öbür tarafta balıkçılık yapıyor, şartlar aynı, belki üretim miktarları farklıdır ama oradaki kiralama durumu ile öbür taraftaki çok farklı; biri diyorum on yıl, biri diyorum beş yıl, biri diyorum bir yıl. Yani biz buna bir asgari limit getirelim, herkes ona göre yatırımını yapsın yoksa bir art niyet olarak "Yok, yasayı zorlayalım." manası çıkmasın burada ama bir standart koyalım, bir şey yapalım. Burada farklı durumlarda, farklılık arz eden yerlerde tabii ki farklı davranılacak ama asgari bir limit koymamızda fayda var.