| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .01.2015 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.
Devlet Demir Yollarındaki bir başka problem de davalar konusu. Yani, özellikle taşeron işçiliğiyle ilgili davalar var ama sadece bu taşeron işçiliğiyle ilgili değil. Başka şeyler de var yani normal çalışan personelin de davaları var. Yani, ben şimdi davalar konusunda genel konuşacağım. Çünkü bir daha tümü üzerine konuşurken davalara değinmek istemiyorum. Önce taşeron işçiliğinden başlayayım. Taşeron işçi devletteki bütün kurumların sıkıntısı olmaya başladı. Yaklaşık 661 bin taşeron işçi devlette çalışıyor, bunu kanunlarla çözmeye çalışıyoruz Ama maalesef çözülmüyor, yeni kanun çıktı, onunla da çözülmeyecek bu.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Daha çıkmadı, bir tane daha geliyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Geliyor ama çözecek diye çıkardığımızda çözmeyeceğini gördük. Çünkü Devlet Demiryollarının da böyle bir beklentisi var, bunu çözmeyecek. Yani, bizim buradaki talebimiz, doğru olanı da şöyle düşünüyoruz: Kimse kimsenin sırtından, emeğinden para kazanmasın diyoruz. Eğer gerçekten hizmet süreleri uzun yıllara dayanıyor ve gerçekten böyle elaman ihtiyacı varsa artık bunu kurumlar kadrolarında çalıştırsınlar ve özellikle devlette de taşeron işçiliğini kaldırmak durumundayız. Bakın, devlet diyorum, özel demiyorum ama 2 tane örnek vereceğim kendi kentimden. 2 tane uluslararası dev şirket, lastik fabrikası Pirelli, Bridgestone. Pirelli'de 660, Bridgestone'da yaklaşık 700 civarında taşeron işçisi -Pirelli'yi bildiğim için söylüyorum- 18 ayrı firmaya çalışıp sürekli hizmet verenler bunlar, olması gereken personel bunlar, yardımcı işler diyorlar, yağlama diyor, hat bakımı diyor falan olması gereken insanlar bunlar. Müteahhit değişiyor, müteahhit değişmesine rağmen işçi değişmiyor. Belki on beş yıl çalışan, on yıl çalışan, sekiz yıl çalışan, üç yıl çalışan, altı ay çalışan işçiler var ve o kuruluşun ihtiyacı bu, çalıştırmak zorunda. Ama, birilerinin üzerinde çalıştırabiliyorlardı şimdiye kadar çalıştırıyorlardı ve özel 2 tane şirket, dünya devi şirket bu personelini aldı taşerondan, o 18 tane firmayı attı dışarı, elemanlarını kadroya geçirdi. Tabii, burada DİSK'in, Lastik-İş Sendikasının da önemli bir katkısı da oldu. Oturdular, üretimde çalışan işçiyle aynı kategoriye koymadılar; daha önce işçi kategorilerinde bir kademe yoktu, şimdi bir kademe yaptılar, bu hizmet aldıkları işleri ayrı bir kategoriye koydular ama tüm sosyal haklardan, tüm kıdem tazminatı, fazla mesai gibi haklardan da izin ücreti gibi haklardan da yararlanmaya başladılar ve iş güvencesi geldi çalışanlara. Şimdi, bunu özel sektör başarabiliyorsa devlet de yapabilmeli diye düşünüyorum bunu.
Tabii ki Devlet Demir Yollarında çok uzun süre çalışan çok kalifiye elemanlarla hizmet aldıklarının aynı ücreti almamaları belki önerilebilir ama aradaki o vatandaşın kazandığı para bu işlere dağıtılsa bile ayda 300-400 liralık bir ücrete tekabül ediyor, onların yaşamlarında önemli bir ücret değişikliği olduğunu düşünüyorum. Şimdi, bununla ilgili baktığımız zaman özlük haklarıyla ilgili rakamlar var. İşte benim Sayıştay raporlarından aldığım, 2012'de 572 dava açılmış, talep edilen toplam miktar 6,2 milyar; 2013'te 665 dava açılmış, talep edilen rakam 7,4 milyon. Yani, bu sürekli zarar eden bir kurumda ki geneli üzerinde de konuşacağız bunları, detayına ineceğiz o zaman tabii niçin zarar etmemesi veya zararın önlenmesi konusunda neler yapılması gerektiğini söylerken en ufak ince ayrıntıyı da atlamamız gerektiğine inanıyorum. Yani, burada bir kayıp var ve bu kayıpla 2012'de ödediği para 1,5 milyon, 2013'de 2,1 milyon. Belki Devlet Demir Yollarının yaptığı yatırımlar içerisinde bütçesine baktığınızda bu rakamlar çok ufak görünebilir ama yapacağınız tasarruflarla -"Damlaya damlaya göl olur." diye de bir atasözümüz var, Devlet Demir Yollarının yıllara yayılan bu zararının önlenmesi anlamında büyük katkılar sunabiliyor.
ALİ GÜLTEKİN KILINÇ (Aydın) - Ama, Haydar Bey, bunlar taşerona rücu edilmeme... Kurumun üzerinde kalmıyor işte.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya, dava var.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Bulursa alacak.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bulursa alıyor bravo. Şimdi onun detayına inmiyorum tabii, davaları konuşuyoruz aslında. Yani, ne rücu etsin ne de karşıda bir muhatap arasın, aslında bunu çok hızlı bir şekilde devlette çözülebilir, sadece TCDD'nin problemi de değil, bütün kamu iktisadi kuruluşlarının...
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Haydar Bey, bunu siz zaten her toplantıda söylüyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Söylüyoruz problemi.
Şimdi TCDD'de şuna bakıyorum yalnız: Çok sayıda dava var, sadece bunlar değil, kendi personeliyle ilgili de dava var. 2012'de toplam 16.678 takip edilen dava varken 2013'de 18.884'e çıkmış, şimdi kaç olduğunu bilmiyorum ama TCDD'nin bir hukuk bürosu gibi çalıştığını düşünüyorum.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Avukatlar da para kazanıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çok sayıda hukukçu var, ana merkezde bir hukuk müşavirine bağlı 4 hukuk müşaviri, 3 müşavir avukat, 2 avukat ile 12 idari personel; taşra teşkilatında da 6 hukuk müşaviri, 40 avukat, 24 de idari personel çalışıyor ki sayısal olarak... Tabii bu kadar dava olunca belki de dışarıdan hizmet alımı yöntemiyle de hukuk bürolarından hizmet aldıklarını düşünüyorum, bilemiyorum yanlış mı düşünüyorum, eğer yanlış söylüyorsam düzeltirler.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Doğrudur, vardır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, böyle bir durumla karşı karşıyayız. Sadece davalar kıdem tazminatıyla ilgili ve taşeron işçilerin kıdem, izin davaları değil, kendi personeliyle ilgili de davaları görüyoruz ve bu personel dışında da özellikle kamulaştırmayla ilgili davaları görüyoruz. Çünkü kamulaştırma merkezden yapılıyor ve orada bir rayiç fiyat tespit edilmeden -çünkü benim yaşadığım köyde, beldede de aynı durumla karşı karşıya- bu hızlı tren geçişleri nedeniyle daha sonra herkes dönüp dava açıyor, çünkü rayiç fiyatların çok altında bir rakam belirliyorlar, bu ödemeleri bankalara yapıyorlar, vatandaş da gidiyor davasını açıyor. Ve bu tür davaları özellikle takip eden avukatlar var, hukuk büroları var çünkü büyük kazançlar elde ediyorlar bu işten buna da fırsat verilmemeli. Yani, avukatlar, şimdi avukatlar kızabilir bana ama bu işten bu şekilde rant temin eden hukuk bürolarına bu kadar para akacağına... Yine çoğu dava kaybedildiği için bu konularda özellikle kamulaştırma konusunda mahkeme masrafları, avukatlık ücretleri de giriyor, yekûnu çok fazla oluyor, rakamlara girmeyeceğim ama bunun da...
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Kazanamıyorlar, bazı şeyleri değiştirdik, avukatlar artık dava kazanamıyorlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kazanıyorlar, kazanıyorlar. Yani, rakamlar, Sayıştay rakamları kazandığını gösteriyor.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Tebligat sistemini değiştirdik, çok sıkıntıdalar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunların önüne geçilmesi için birtakım tedbirler alınması gerekiyor. Yani, projelerde olduğu gibi, ihalelerde olduğu gibi yani eğer siz gölün olduğunu, Google'dan baksanız bile gölü göreceksiniz ama orada gölü eğer görmüyorsanız, Google'dan baksanız dağı göreceksiniz ama eğer görmüyorsanız yine burada kamulaştırmalarda ön fizibilite, mekânda, yerde, lokasyonda doğru değerlendirmeler yapıp bir oradaki şeylerden bedel belirleme anlamında destek alınırsa belki daha çok azalacağını düşünüyorum. Yani, bir avukatlık kurumu hâline dönüşmüş TCDD, çok sayıda dava var, çok sayıda avukat var yani asıl işi bu değil, bana göre bunların için de tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.