ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Herkese merhabalar.

Oktay Akbal'ın yıllar önce yazdığı bir kitap olacak "Önce Ekmekler Bozuldu" diye. Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey. Bu gıda terörü, vahşi kapitalizmin yaptığı bir şey. Şöyle söyleyeyim: "Şeker Savaşları" diye bir belgesel var, olmazsa hepimiz bir gün seyrederiz, burada, Komisyonda da seyredebiliriz. Amerika'da şekeri, bildiğimiz endüstriyel şekeri kabul ettirmek için topluma yaklaşık yüz yıl süren bir mücadele olmuş. Şimdi, aynı Amerika'da 16 yaş altındaki çocukların tek başlarına gidip bir marketten, bir büfeden şeker içeren herhangi bir şeyi, meyve suyunu, vesaireyi içmesi, alması yasak, aynı bizim sigara gibi. Toplumu korumak için yapmışlar.

National Geographic'in bir belgeseli vardı, o belgeselde de şöyle bir şey var: Yaklaşık bin yıl önce ölen insanların kafataslarında yaklaşık 24 ile 30 arasında diş var, son yüz yılda ölen insanların kafatasında 5 veya 6 diş var, diğerleri takma; çok önemli, şeker ve un ağırlıklı beslenmeden kaynaklı bence.

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Ölüm yaşı artmış olmasın.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ölüm yaşının artmasıyla hiç alakası yok, 30 yaş üzerindeki insanlarda da aynı şekilde yani o...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şekeri yasaklayalım.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şekeri kısıtlayalım diyorum, belli yaş grubunda kontrol altına alınması gerekiyor. Bizim toplumumuzda gerçekten şu anda çok ciddi...

Bakın, içilemeyecek düzeyde, o vasıfta bazı meyve suları var piyasada. Bildiğiniz şeker artı su, bir de gıda boyaları katılmış meyve suları var piyasada, dünya kadar var. "Nektar" dediğiniz şeyin yüzde 20-30'u şeker şu anda. Ekmek hakeza... Tarım Bakanlığının kontrolü altında olması gereken bazı şeyler var, yıllardır hâlâ düzelemedi. Benim elinden ekmeği aldığım adam aynı zamanda parayı da tutuyor, aynı zamanda ekmeği de veriyor, aynı zamanda diğer gıdaları da veriyor.

Benim ilk görev yerim Burdur Yeşilova Salda'ydı, mecburi hizmet yaptığım yer. Yıllar önce orada gazete kâğıdına sarıyorlardı peyniri, ekmeği, vesaireyi; yasakladım. Bir hekim olarak yasakladım, gidip ambalaj kâğıdı aldım. Bir gün Burdur merkezde bir malzeme alıyorum bir büfeden, adam gazete kâğıdına sardı. Arkada bir baktım benim Saldalı birisi. "Doktorum, burada ambalaj kâğıdı kullanmıyorlar." dedi. Tarım Bakanlığının kontrolünde şu anda gıda kontrolü benim bildiğim serbest satışsa ama o konuda yeterli denetim yok.

Bir de şu "İlaç değildir." diye, "Gıda takviyesidir.", vesaire diye eczanelerde satılan şeylere özellikle tamamen ticaridir. Ben size şöyle bir şey anlatayım: Medikal olarak... Ben uluslararası medikalin bu kısmıyla biraz ilgileniyorum. En son Düsseldorf fuarında -bir buçuk sene önce olması gerekiyor- ismini vermeyeceğim ama piyasada satılıyor, işte, "Sizi dinç tutuyor, zinde tutuyor, bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor." vesaire, uluslararası piyasada satış fiyatı 1 euro, kutusu 1 euro; İmuneks, gribeks, vesaire. 10 bin kutu alırsanız 10 bin kutu mal fazlası olarak da veriyorlar, ediyor 0,5 euro. Şu anda piyasada 30-40 lira, 50 liradan aşağı yok. Ve Tarım Bakanlığı ne hikmetse "Bu ilaç değildir." kapsamındaki şeylere izin veriyor ve eczanede satılmasına izin veriliyor ve çok yoğun bir şekilde. Benim özellikle vurgulamak istediğim şeylerden bir tanesi oydu, şekerle ilgili özellikle kısıtlama getirilmesi gerekiyor, toplumun yapısı bozuluyor.

Bir de gıda kontrolünün daha kontrollü yapılması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü daha önceden Sağlık Bakanlığındaydı gıda kontrolü, yine belki birlikte yapılabilir; sonuçta bizim insanımız hizmet verdiğimiz kesim. O konuda daha duyarlı olunması gerektiği kanaatindeyim.

Teşekkür ediyorum.