KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Değerli Başkanım; ilk defa burada kamunun dışına alınmış yani devlet bütçesinin, merkezî idarenin dışına alınmış bir bütçeyi, bir yapılanmayı denetliyoruz. Normalde bütün devletlerde, üniter devletlerde... Yani üniterlik sadece siyasi değil, malidir de aynı zamanda, bütçe prensipleri açısından. Bütçe denkliği, birliği esastır bütçenin prensipleri açısından. Bütün devlet gelirlerinin bir bütçe içerisinde toplanması, bütün harcamaların o bütçe içerisinde, gelirlerin o bütçe içerisinde görülebilmesi esastır. Burada ilk defa farklı bir oluşumdan bahsediyoruz. Biraz önce Zafer Bey konuyu anlatırken gayet güzel değindi. Daha çok bu konu, bu varlık fonları, ihracat fazlası olan ya da petrol ya da doğal gaz gibi ihracat fazlaları olan ülkeler için söz konusudur. Verdiği örnekler de öyleydi; hakikaten, Singapur gibi ihracat fazlası olan bir ülke için, Kuveyt gibi petrol ihraç eden bir ülke için, her sene ilave olarak bir gelir olur, o geliri gelecek yıllara vakfetmek, bir anlamda gelecek yıllarda kullanabilmek için bir fon oluşturursunuz. Türkiye'deki bu fon, çoğumuz herhâlde burada katıldık, bu kanun çıkarken, 6741 çıkarken, en azından Mustafa Bey ve ben vardık, çok tartışmalar oldu, çok tartıştık. Hatta farklı bakanlar farklı amaçlarının olduğunu söylediler burada yani çok çelişkili açıklamalar da yaptılar. Ben çok doğru bir iş yaptığımıza inanmıyorum ama sonuç olarak bu kanun çıktı, doğru dürüst yürütmek zorundayız hep birlikte.

Şimdi, bu Fon'la ilgili kanun yürürlüğe gireli 3,5 yıla yakın oldu. 2016'yı da sayarsak üç buçuk yıla yakındır. Anladığım kadarıyla üç buçuk yıldan beri henüz herhangi bir gelir elde edilmiş değil. Sayın Genel Müdürün söylediği şekilde, düzenli olarak temettü dağıtımı -devlete, devlet bütçesine bir katkıda bulunması lazım- bu çok önemli bir konu. Yani diğer fonların dışında bir amacı var burada bizim Türkiye Varlık Fonu'nun, düzenli temettü dağıtımında bulunacak. Biz cari açık veren bir ülkeyiz. Henüz bu düzenli temettü dağıtımı için bir düzenli gelirimiz söz konusu olmadı yurt dışında, dövize bağlı bir gelirimiz söz konusu olmadı. Giderlerinin ne kadar olduğunu -son tablolar elimizde değil- henüz bilmiyoruz. Bu neye mal oldu, ne kadar Türkiye Cumhuriyeti'ne maliyeti var, onu bilmiyoruz ama geliri olmadığını, henüz amacın gerçekleşmediğini biliyoruz, görüyoruz. Düzenli temettü dağıtımı için düzenli gelirlerin olması lazım. İnşallah bu olabilir. Rusya'yla yapılan yüzde 50'lik bir ortaklık söz konusu. Rusya da ekonomik olarak bizden çok daha iyi değil, müteşebbis olarak Rusya'daki müteşebbisin, girişimcinin durumu bizden çok daha iyi değil. Rusya malum sebeplerden, ekonomi olarak dünyayla entegrasyonu açısından, bizden daha geri bir ülke. Bilmiyorum, orada Ruslarla yapılacak olan ortaklığın nasıl bir faydası olacak bize, onu da göremiyorum. Hangi alanda faaliyet gösterecek, onu da bilmiyorum. Ruslar doğal gazları olmasa şu anda büyük sıkıntılar yaşayacak olan bir ülke, yaşayan bir ülke daha doğrusu ekonomi açısından, sıkıntıları var. Bu açıdan başka ülkelerle benzeri işlerin yapılması belki daha doğru olabilirdi diye düşünüyorum.

Türkiye Varlık Fonu, Sayın Genel Müdürün söylediği gibi, borçlanmaz değil, borçlanabiliyor, devlet adına borçlanmıyor sadece ama burayı devlet olarak kabul etmezsek devlet adına borçlanmıyor. Burası bir kamu kuruluşu sonuçta, kamu sermayesiyle oluşmuş, kamu yararı için kurulmuş bir oluşum. Sonuçta devlet adına borçlanmıyor ama devlet için borçlanıyor. Sonuçta Türkiye'de özel sektörün bile borçlanması, şu anda 200 küsur milyar dolar özel sektörün borcu var, bu Türkiye'nin borcudur. Sonuçta o dövizi ödeyebilmek Türkiye'nin yükümlülüğüdür, dolayısıyla devletin bir yükümlülüğü olmuş oluyor. Burada da benzeri şekilde, hatta daha üstte devlet adına bir borçlanma söz konusu olabilecek yani devlet adına borçlanmama söz konusu değil.

Millî Piyango için "Özelleştirme yapılmıyor." dendi ama Özelleştirme Kanunu'na bakarsak özelleştirmenin yöntemleri var. Hatırladığım kadarıyla 5 yöntem vardı, 1 tanesi de budur. Bizim kanunlarımıza göre bu bir özelleştirmedir. Özelleştirme nedense son zamanlarda bu Sakarya'daki Tank Palet Fabrikasıyla birlikte de şey oldu. "Özelleştirme yapmıyoruz." Yapalım. Ne mahzuru var? Yani özelleştirme yapalım da özelleştirmenin haklı gerekçeleri olsun, haklı uygulamaları olsun. Şimdi, Tank Palet Fabrikası da ya da buradaki Millî Piyango özelleştirmesinin de gerekçeleri haklıysa söyleyecek bir şey yok ki. Yani özelleştirme ayıp değil, günah değil.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Siz Genel Başkan Yardımcısısınız. Partinizin politikasına aykırı konuşuyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Öztürk, lütfen...

Buyurun Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, bizim partimizin politikasına aykırı değil. Biz özelleştirmeye karşı değiliz, gerekçeleri sağlam olduktan sonra özelleştirmeyi destekleriz de tabii ama makul gerekçeleri olması lazım, kullanılan usullerin de yasalara aykırı olmaması lazım, bir istismar olmaması lazım. Burada da Milli Piyango için bir özelleştirme söz konusudur. Bundan utanmaya sıkılmaya gerek yok, özelleştirilmiştir Tank Palet Fabrikasında olduğu gibi. Millî Piyango için demiyorum ama Tank Palet Fabrikasında bedeli de belli değil, usulü de belli değil, ne yapıldığı da belli değil; onu söylemek istiyorum.

İstanbul'un finans merkezi olmasıyla ilgili bir yatırım yaptınız. İstanbul'un finans merkezi olması tabii ki çok arzu ettiğimiz bir konu ama finans merkezi olması sadece ulaşılabilen bir yer olmasıyla bağlantılı değil. Çok önemli bir konu ama sadece bina da değil, bina yatırımı yapmakla da değil, finans merkezi olmasının çok daha farklı gerekçeleri var. Bu gerekçeler inşallah oluşur. Biz burada İstanbul'un finans merkezi olmasıyla ilgili epey bir tartışmalar yaptık, düzenlemeler yaptık ama bir türlü finans merkezi yapamıyoruz. Bu konudaki sıralamalarda da İstanbul geriye gidiyor maalesef. Yani bir şehrin finans merkezi olmasıyla ilgili kriterler açısından dünyada sıralamalar yapılıyor kentlerle ilgili, İstanbul sürekli olarak geriye gidiyor. Son yıldaki durum nedir tam bilmiyorum ama o bakımdan da doğru bir yatırım yaptığınızı şu an için düşünmüyorum. Ülke menfaatleri için tamam ama siz artık devlet değilsiniz, kâr etmek zorundasınız. Anonim şirketsiniz, kârı, zararı düşünen bir kurum olarak, devlet gibi hareket etmemesi gereken bir oluşum olarak yanlış bir yatırım yaptığınızı düşünüyorum.

Şimdi, bir de 2018'le ilgili olarak "2019 başından beri Türkiye'nin en büyük konsolidasyon çalışması yapılıyor." dediniz. Ya, sonuçta mali tabloların konsolidasyonu yapılacak yani çok büyük bir konsolidasyon ama rakam olarak çok büyük bir konsolidasyon. Dolayısıyla 4 tane mali tablonun -ya da kaç taneyse- konsolidasyonunun bu kadar uzamaması gerekirdi ve kanuna göre de ekim ayında bunların burada sonuç olarak ele alınması lazım, bu denetim işinin yapılması lazım.

BAŞKAN - Ben burada bir devreye gireyim. Konsolidasyondan kastınız sadece mali tablo mu yoksa başka bir amacınız da var mı? Onu daha sonra cevaplandırın.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet yani gecikmesi çok anlamlı değil, mali tabloların konsolidasyonu sonuçta bu iş.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Onu kastetti, ben öyle anladım. "Web" sayfasında yayınlayacaklarından bahsettiler.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Dolayısıyla gecikmesinin bir anlamı yok, gerekçesinin o olmaması lazım.

BAŞKAN - Ama öyle değil bildiğim kadarıyla, sadece mali tablo işi değil o. Onu siz daha sonra açıklarsınız, not alın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz biliyorsunuz yani.

BAŞKAN - Hayır, bana biraz anlattı kendisi daha önce, onun için söylüyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu döneme gelirsek, dediğiniz gibi, çok fazla faaliyet yok ama ben bu Türk Hava Yollarına devredilen uçakları bir daha sormak istiyorum. Neden devredildi? Yani "Hiçbir şekilde kullanılmıyordu." dediniz ama öyle miydi acaba? Bütçe açısından biz şimdi bu ayın sonundan itibaren de bütçede denetim yapacağız. Kullanılmayan, envanter dışına çıkarılan uçaklar mıydı? Öyle bir uçak olduğunu da hatırlamıyorum. Başbakanlığı denetlediğimizde öyle bir durum söz konusu değildi, envanter dışına çıkarılmış 4 uçak 2016 için söz konusu değildi.

BAŞKAN - Bunları lütfen not alın Sayın Başkan.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İkincisi: Bu taşınmazların kira gelirleriyle ilgili olarak da Sayın Genel Müdürüm, şunu sormak istiyorum: Taşınmazlar size Milli Emlaktan devredildikten sonra siz sözleşmeleri yenilediniz mi bu taşınmazlarla ilgili olarak? Bir kira artışı söz konusu oldu mu? Yani size devredildikten sonra ne fark etti? Milli Emlaktan size geldikten sonra ne fark etti? Bir kira artışı, bir gelir artışı söz konusu oldu mu? Şeyde aksamalar olmuş, onu anlıyorum ama bu konuda bir farklılık söz konusu mudur, onu da öğrenmek istiyorum.

Çok teşekkür ediyorum.