BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Eşmekaya. Gerçekten iyi bir sunum oldu, neticesini duyunca sevindik yani. 200 milyonun üzerinde ihracat yapmak, fabrikanın 7 kişiden 170 kişiye çıkması, yüzlerce orman köylüsüne iş vermek, inovasyona önem vermeniz çok önemli. Tabii, araziye ulaşım önemli. Bunu organik sahalar içerisinde doğadan toplamak, oralarda üretime geçmek lazım yani bunun tarımını yapmak gerekli. Bunun için toprağa ulaşım şart.

Biz mesela tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili ne yaptık? Hazine arazilerinden kiraya verebiliyoruz. Orman arazilerinden ise genelde özel ağaçlandırma diye orman ağaçlarından verebiliyoruz. Altta da ikinci ürün olarak çalı grubunda veyahut da bu tür bitkilerde yapılabiliyor yani özel ağaçlandırma sahasının içerisine, projenin içerisine eklenebiliyor. Aslında mantıklı bir şey, madem özel ağaçlandırmaları veriyorsak ormanda yetişen bu tıbbi ve aromatik bitkilere de vermek gerekli.

Ben de orman mühendisiyim, uzun yıllar orman bölge müdürlüğü yaptım; Muğla'da, İzmir'de, Antalya'da yirmi bir yıl, diğer şefliklerde çalıştım. Onun için önemli. Zaten bu Komisyonun birinci amacı da bu yani yetiştirmek, üretmek, korumak, onu tarım şekline çevirip üretmek; ondan sonra, bu şekilde sizin gibi inovasyonla güzel ürünler yapıp, dünya insanlığının hizmetine sunup cari açığımızı düşürmek; bir hedefimiz de bu, onun peşindeyiz. Onun için böyle bir teklifimiz olacak ama şu anda hazine arazileri var ise bildiğiniz, bu hangi ürünü... Mesela "murt" dediniz, gerçi dere içlerinde biraz zor olur ama üretilebilir yani bunun platosuna çevrilebilir. Varsa öyle bir yer, hazine arazisi, kiraya verilebilir.

ELİTE NATUREL ORGANİK GIDA SANAYİ VE TİCARET AŞ YÖNETİM KURULU ÜYESİ AHMET YAŞAR EŞMEKAYA - Efendim, tabii, Orman Bakanlığı bazı bitkileri yetiştirmeye müsaade ediyor "Ceviz yetiştirin, badem yetiştirin, onlar için size arazi veririz." diyor ama bizim konumuz ceviz ve badem değil. Sadece biz demiyorum yani Türkiye'nin konusu bu olmalı artık. Türkiye'de şu anda bütün fabrikalar bu ürün konusunda sıkıntı çekiyor, endüstriyel meyve konusunda sıkıntı çekiyor. Biz organikçiyiz. Biz ormandan alacağımız ürünleri çok fazla incelemeye tabi tutmaya gerek kalmadan direkt kullanabiliyoruz çünkü ormanda ne ilaç var ne kimyasal gübre var. Dolayısıyla bunun genişletilmesi demek, ki ormanda mesela yeniden ağaçlandırma gereken yerler var. Bunların içerisinden yani fazla bir şey de istemiyoruz, 3 hektar, 5 hektar, 2 hektar bir yer bize tahsis edilebilirse parasını ödeyelim...

BAŞKAN - Bu konuda rahat olun. Komisyonumuzun zaten böyle bir düşüncesi vardı ilk sunumları da aldığımızda kendi aramızda, mutlaka Orman Genel Müdürlüğüne bir teklifte bulunulacak. Yani bu konuyla ilgili bir yaptırımımız... Yani bir yasama görevindeyiz ama Komisyon olarak yapacağız. Zaten orman teşkilatı da otuz yıl önceki gibi değil. Orman Kanunu bile yavaş yavaş yumuşatılmaya başlandı ve ormancılarda da mantalite değişti. Eskiden yalnızca odun ham maddesi üretimiyle ilgiliydi, şimdi ise zaten... Bizim 38 tane eylem planımız var. Bu eylem planlarının içerisinde her ne kadar badem, ceviz de desek, kestane de desek içinde diğer alt ürünler olan, hatta Sığla Eylem Planı'ndan tut Sakız Eylem Planı'na kadar, ormanda yetişen, bunlar da var, meyve ağaçları da var. Hatta, biz yeni ağaçlandırmalar yaparken bir yer yandığı zaman bile orman yangınına dayanıklı, orman koruma adına oralarda ne yapıyoruz? Yalnızca çam dikmeyip diğer bu türlü meyveli ağaçları da yani oradaki... Bu şekilde belki amacımız yoktur ilk etapta yani en azından, ormandaki hayvanlara, canlılara faydası olsun düşüncesiyle dikilen meyve ağaçları da var. Hatta, ben hep espri olarak şöyle diyordum arkadaşlara: Ayı ormanda gezerken bir ormancıyı görmüş, elinde çam fidanı, çam dikiyor, başlamış onu sallamaya, silkelemeye, demiş ki: "Hep çam, çam, çam; biraz da armut dikseniz, biz de yesek olmaz mı?" demiş. Yani onun gibi çarpıcı bir şey, bunu her zaman anlatıyorum her yerde. Yani anlayış değişti. Bu Komisyonun bir görevi de bu. İnşallah, ormanlarımızda organik olarak bu ürünleri üreteceksiniz yani ormanlarımızın içerisinde. Yoksa zaten, bir kızılçam ormanı düşün, tek başına bir çöldür orada. Orada kuş bile gezmez yani hiçbir şey olmaz ama içine karışık orman... Hatta, o çöl gibi olan kızılçam ormanının içerisine 3 hektar, veyahut da işte 2 hektar özel ağaçlandırma olarak badem dikmişler veyahut da herhangi bir özel ağaçlandırma yapmışlar, orayı etraftaki hayvanlar sincabından domuzuna perişan ettiler o sahaları. Niye? Başka yiyecek bir yer yok, hepsi oraya geliyor, toplanıyor. Bizim, ormanları zenginleştirmemiz gerekiyor ve bu türlü şeylerle yapmak zorundayız.

ELİTE NATUREL ORGANİK GIDA SANAYİ VE TİCARET AŞ YÖNETİM KURULU ÜYESİ AHMET YAŞAR EŞMEKAYA - Hocam, şimdi biz böyle bir plantasyon yaptığımız zaman orada bin, 2 bin kişi de çalışmak mecburiyetinde yani onu yetiştirmek ve orayı korumak, kollamak mecburiyetinde. Yani bir taraftan istihdama faydası olacak, bir taraftan da katma değeri yüksek ürünler üretmiş olacağız. Katma değeri yüksek ürün de üretmemiz gerekiyor ülkemizin kalkınması için, ilerlemesi için. Biz bunların peşindeyiz ama yani kendi gücümüzle de gidip de 10, 20, 30, 40 trilyon verip arazi satın alamıyoruz biz.

BAŞKAN - Hazine arazilerini çok düşük şeyle kiralayabiliyorsunuz şu anda. Yani bizim hedefimiz de o.

ELİTE NATUREL ORGANİK GIDA SANAYİ VE TİCARET AŞ YÖNETİM KURULU ÜYESİ AHMET YAŞAR EŞMEKAYA - Onu yapmamız lazım.

BAŞKAN - Dünyada bu sektör şu anda 115 milyar dolar, 2050 yılında 500 milyar dolar deniliyor. Eğer biz daha hâlâ milyon dolarlarda sayıyorsak bu bizim ayıbımız. Diyoruz ki: "Ülkemiz ilk 10 büyük ekonomide olacak." 2023 hedeflerimiz var. "Buradan, 155-120 milyar dolardan 5 milyar dolar alabilir miyiz?" diye düşünüyoruz. Olmadı, 2050'de biz ilk 10 ekonomiye gireceksek bu sektörden 2050 yılında 50 milyar dolar bizim pay almamız lazım, almazsak, demek ki bu ülkenin kaynaklarını iyi kullanamamış olacağız ve 2050 yılında da ilk 10 ekonomide değiliz demektir eğer bu sektörü canlandıramazsak. Bu kadar önemsiyoruz.