ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkanım, usul açısından bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Sizin tabii, bu işi bildiğinizi çok iyi biliyorum. Biz cuma günü ayrılırken hafta sonu ve pazartesi günü mümkün olduğunca sektörün ve tarafların anlaştığı bir metin oluşturulursa, onlar üzerinden hızla bu kanun tasarısını bitiririz diye sözleşerek ayrıldık ama şimdi görüyorum ki hiçbir şey değişmedi. İktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarım önergeyi hazırlıyor, kabul ettiriyor, ondan sonra diğerlerine gerek kalmıyor. Yani, mümkünse önce diğer teklifleri değerlendirelim, o önergeleri işleme alalım; kabul edilir, edilmez, olmaz ise en son sizin kabul edeceğiniz önerge hangisiyse onu konuştuktan sonra işi bağlayalım. Şimdi, haklı olarak, Sayın Susam ve arkadaşlarının önergelerini görüşmeden bunu kabul edince bu sıkıntı doğdu. Biz bekliyoruz ki, mümkünse ortak önergelerle, değilse kabul edilecek tarafların üzerinde anlaştığı metinle bu işi yapalım.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - O önergeler geç geldi.

BAŞKAN - Hocam, fotokopiden geç geldi. Özür dileriz, haklısınız.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Ondan dolayı yani burada Sayın Susam'ın yakınması yerinde. Sayın Kacır'ın hatırlatması o da yerinde, doğru. Ama usul açısından da buna dikkat edersek iyi olur.

BAŞKAN - Her ikinize de, ben size de, her iki hocaya da teşekkür ediyorum. Herkes haklı. Herhâlde tek haksız olan ben gibi gözüküyorum.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sağ olun.