KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN CESUR (Isparta) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli misafirlerimiz; ben de -bugünkü sunumlar gerçekten çok başarılı ve çok güzel bir toplantı yaptık- bütün konuklarımıza çok teşekkür ediyorum.

Aslında ayrı ayrı iki tane önemli uzmanlık dalında konuşuldu. Bir tanesi eğitim ki bizim komisyonun kurulma amacına yönelik tüm hastalıkların önemli bir parçası, en baştan beri konuşuyorduk. İlk baştan beri "Bunu hizmete dönüştürme anlamında da belediyelerden yararlanalım, yerel yönetimlere de görev verelim." deniyordu. Bu manada bizim için çok derli toplu ve çözüme yönelik bir toplantı oldu. Hocalarımıza, değerli akademisyenlerimize çok teşekkür ediyorum. Çözüm önerileri olarak sundukları ve tespitleri bizim de ilk baştan beri aşağı yukarı dağınık olarak konuştuğumuz şeylerdi. Bunları derli toplu bir şekilde bize sundular ve Komisyonun tutanaklarına geçen bu önemli bilgiler umarım bizler bir araya gelip yasa konusunda, yasama konusunda yapacağımız çalışmada sizlerin arzularına yönelik şekilde değiştirilecek şekilde ayarlanır. Bu manada bizim için çok faydalı oldu.

Bu bireysel tanı merkezlerinden bahsetti Anadolu Üniversitesinden Hocam Sayın Atilla Cavkaytar. Ben de tıp doktoru olarak böyle bir şeyin varlığının kesinlikle çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aslında bütün bu hastalıklara -daha doğrusu hastalık demeyelim- maruz kalan bireylerin ve onların ailelerinin doğuştan hayatlarını sonlandırıncaya kadar olan bütün problemlerinin önemli bir parçası eğitimdi. Tanı, teşhis, eğitim, barındırma ve hayatının sonuna kadar iyi şartlarda yaşamasını sağlamak. Sizin önerilerinizle inşallah bunları sağlayacağız ama bunları çözüme kavuştururken gerek Sağlık Bakanlığının gerek diğer ilgili bakanlıkların gerek yerel yönetimlerin tamamının tek bir elden bir yönetiminin -belediyelerle ilgili az önce bahsedilen engelliler için yapılan yürüme yolları da dâhil olmak üzere- tümünün iyi denetlenme mekanizmasının da birlikte kurulması gerektiği kanaatindeyim. Yani bir şeyleri yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz, dünyada da böyle. Tabii ki daha medeniyete ve çağdaşlığa ulaştıkça ve imkânlar dâhilinde. Bu Komisyon da bu amaçla kuruldu. Eminim başarılı sonuçları olacak ama bu sonuçları efektiviteye dönüştürme bakımından, ben geçenlerde uzmanlarımızdan birisiyle tartışırken acaba bir otizm, down ve diğer hastalıklar için bir bakanlık mı, devlet bakanlığı mı önersek dedim. Hadise kapsamlı ve çok ciddi, milyonları ilgilendiren bir durum çünkü. Fakat bu sefer bu zamana kadar yol katetmiş olan Sağlık Bakanlığının dışında bir şey olursa bürokrasinin artacağını uzmanlarımız söylediler. Bu da tartışılabilir. Uzmanları elbette dinlememiz gerekir ama Sağlık Bakanlığının yönetiminde ya da bir yerde bir direksiyonla, diğer tüm bakanlıkların da içinde olacağı yasal düzenlemelerle yol katetmemiz gerekiyor ve bunun denetlemesinin, özellikle denetlenme işinin de aynı derecede yapılacak değişiklikler kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Bu manada bu tanı merkezlerinin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Dün birkaç aile geldi Komisyonda olduğumuzu öğrenince önce kendi özel dertlerini anlatmak için. Hep güzel şeyleri konuşuyoruz ama bir de gerçekler var. Kimseyi zan altında bırakmamak kaydını not düşerek. Maalesef ticari olarak da çok olumsuz örnekleri var. Bundan da kaçınmak için ve doğru elde, doğru kişiyle, doğru zamanda, en kısa zamanda tedaviye ve hizmete ulaşabileceğini sağlayacak mekanizmayı çok iyi denetleyecek şekilde kurmamız gerektiğini düşünüyorum.

Başkanım, belediyelerle ilgili hususta ben de size katılıyorum tamamen ama bu 100 bin sayısını tartışalım diyorum. Biraz daha yerele... Ben kendi bölgemden, Isparta'dan bahsedeyim: Bazı ilçeler var, tamam, 100 bin nüfusun altında ama o kadar uzak ki. Ben, şahsen, elimde imkânlarım olduğu hâlde... O bölgelere gidip gelirken yollar çok güzel, her şey çok güzel ama mesafe çok uzak, yani üç saatlik bir yol katetmesi gerekiyor. İmkânları olmayan, özellikle maddi olarak, ekonomik anlamda koşulları olmayan... Bence bu tip kriterleri de, uzaklık kriterini, merkeze olan uzaklık kriterini, sadece nüfusa bağlı ve belediyelerin imkânları olarak değil de başka kriterleri de ele alarak, detaylandırarak belediyelere bence sorumluluk vermek gerektiği kanaatindeyim.

Bu arada, Başkanımıza söyledim, hocalar buradayken onlara da aslında... Daha sonrasında Komisyonda da inşallah tartışacağız. Bizim Süleyman Demirel Üniversitesini -ben Isparta Milletvekiliyim bu arada bilmeyenler için- ziyaretimde, öğrendiğim çok güzel bir gelişmeyi sizlere duyurmak istiyorum ve davet de ediyorum eğer uygun görülürse. Diş hekimliği konusunda özellikle, bu çocuklarımızın ve bireylerin tedavide çok sıkıntı çektikleri düşünülerek bir engelsiz diş hastanesi yapıldı. Henüz açılmadı, önümüzdeki zamanda açılacak. Açılışından önce veya sonra, mümkünse önce oraları sizlere gezdirmeyi de çok arzu ederiz.

Bugün sabah da bize gelen, "Bize destek olun." diye yardım isteyen tanımadığımız bir engelli, yüzde 94 engeli olan bir kardeşimiz kendi imkânlarıyla, bir sivil toplum örgütünün desteği olmadan, hiçbir şeyi olmadan, 2 tane de pırıl pırıl, sağlıklı çocuğu olan, yüzde 94 engeli olmasına rağmen kendi şartlarını zorlayarak burada, Ankara'da bir kafe açmış. Oraya biz arkadaşlarımızla kahvaltıya gittik. Ben de oradan buraya geldim. Gelirken de kendisinden broşür rica ettim. Dedim ki: Ankara'da bu işe gönül vermiş olanlara senin adresini vereceğim. Eminim çoluklarını, çocuklarını alıp oraya belki destek olma amaçlı, kahvaltı ya da başka bir şeye giderler. Çok da güzel, pırıl pırıl bir yer yapmışlar. Eşiyle beraber işletiyor.

BAŞKAN - Adresi nerede?

AYLİN CESUR (Isparta) - Emek 8'inci caddede. Bunu da buradan söylemiş olayım.