| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2312) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 31 .10.2019 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Doğrusu ben de bu kanunun gerekçesi ve kapsamıyla ilgili olarak tam vuzuha ermiş değilim eski deyimle. Şimdi benim bildiğim kadarıyla bu vergilendirme konusu dijital platformların toplumda yarattığı vergi kayıplarıyla doğrudan ilgili. Yani rezervasyon şirketlerini düşünelim, rezervasyon şirketleri vardı daha önce fakat "booking.com" gibi bir şirket giriyor, tamamen internet ortamında bir hizmet veriyor. Dolayısıyla bunun sonucunda rezervasyon şirketleri batıyor, battıklarından dolayı bir vergi kaybı söz konusu olduğu için esasında bu tür hizmetlerin vergilendirilmesi konusu benim bildiğim kadarıyla gündeme geliyor dünyada. Fakat, İsmail Bey'in de söylediği gibi, bu konular çok yeni konular ve kapsama alanları tam olarak netleşmiş de değil. Dolayısıyla da ben mesela bu etki analizini o bakımdan görmek isterdim. Mesela, gerçekten ben Türkiye'de hizmet veren bu dijital platformların yarattığı tahribatın hangi sektörlerde ve ne ölçüde olduğunu anlamak isterdim. Mesela, "booking.com" dedim, "booking.com" daha sonra yasaklandı galiba yanlış hatırlamıyorsam.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Türkiye'de faaliyetini durdurdu.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Faaliyetini durdurdular, çünkü yerli şirketler de vardı ve bir anlamda "booking.com"un hiçbir vergi ödemeden para kazanmasını böylelikle engellemiş oldu.
Şimdi, buradaki sorun benim anladığım kadarıyla... Yani bunların vergilendirilmesiyle ilgili olarak genel kanaatin nereye dayandığını tam olarak anlayamamaktan dolayı bunu sormak istiyorum bir kere: Yani, nedir, niçin böyle bir şeye karar verdiniz? Yani "Batı'da bunlar olmakta, biz de yapalım." mı problemimiz? Eğer öyleyse Batı'da da hemen olmadı, bildiğiniz gibi sadece Fransa -benim bildiğim kadarıyla- bu yasayı gündeme getirdi ve yürürlüğe soktu, diğer ülkelerde hâlâ tartışma sürüyor.
Bir de bunun şey tarafı var: Şimdi, anladığım kadarıyla, bu yasa teklifi esas itibarıyla dünya ölçeğinde -yine İsmail Bey'in söylediği gibi- çok büyük paralara hükmeden, bazı internet sağlayıcılarının veya platformlarının yarattığı bir ortamdan kaynaklanıyor veya etkileniyor. Dolayısıyla bu yasa teklifi de doğrudan doğruya onlarla ilgili. Ama o zaman şunu görmek lazım sanıyorum: Bu yasa teklifinde yüzde 7,5 gibi bir rakam, vergi konmak istenmesi acaba bir tür korumacı bir politika anlamına gelir mi bu sektörlerde? Yani çünkü anladığım kadarıyla öyle bir yetki veriyorsunuz ki -ben vergici değilim ama benim kavramlarıma da aykırı- Cumhurbaşkanı isterse artırıyor isterse azaltıyor vergi oranını ve kime isterse bunu yapabiliyor. Yani bir şirket düşünün -Google diyelim- o yüzde 7,5 ödüyor ama ona rakip olabilecek olan bir şirketten mesela vergi almıyoruz veya yüzde 1 vergi almaya karar veriyoruz ve bu karar da üstelik sadece ve sadece tek bir kişi tarafından veriliyor yani Cumhurbaşkanı.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakanlar Kurulu eskiden yapıyordu.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Evet de yani şimdi tek kişiye... Bakanlar Kurulu bir kurul sonuç olarak yani farklı görüşler olabilir, öyle değil mi?
VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Sistem böyle işliyor.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ha, "sistem böyle" diyorsunuz, o zaman sistemin problemli olduğunu da kabul etmeniz lazım.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hayır, aynı işi yapanlar üzerinde farklı yorum yapmayın.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ya, arkadaşlar yani el insaf. Bir yasa çıkarıyorsunuz, bir vergi oranı ihdas ediyorsunuz ve "Bu vergi oranını Cumhurbaşkanı isterse azaltır, isterse artırabilir." diyorsunuz. Ya böyle bir şey olur mu?
VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Yetki veriliyor.
BAŞKAN - Evet, arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Peki, arkadaşlar, o zaman söyleyeyim: Bu kesinlikle korumacı bir politikanın unsuru hâline gelecektir ve Cumhurbaşkanı bu konuda... Hani bir yabancı düşmanlığı da zaten var, yabancı şirketler bizi, Türkiye ekonomisini çökertmeye çalışıyor argümanı var.
VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Hayır, onu söyleyemeyiz.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ama yani hayır, öyle demeyin. Bunları söyledikten sonra ben bunu söyleme hakkına sahibim diye düşünüyorum.