KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Hocamın söylediklerine katılıyorum yani normlar hiyerarşisi açısından bakıldığında böyle bir sakatlık söz konusu. O açıdan alternatif olarak sunduğumuz şeyleri değerlendirmenizde fayda olduğunu düşünüyorum.

Bir defa, hâkim ve savcılık mesleğine alınırken alındığı andan itibaren bir tavassut ilişkisi içerisine sokulabilecek olan insanların mesleki algılarının zayıflayacağı kesin. Burada bunları ifade etmek aslında çok yakışıklı değil ama hepimizin bildiği bir gerçek var. Siyasi angajman içerisindeki heyetlere tavassut yoluyla ancak insanlar bir şekilde kendilerini kabul ettirebiliyorlar hatta dönem dönem bu ülkede falancanın kontenjanı, feşmekancanın kontenjanı diye ifadeler de hayatın içerisine girdi. Hayır, bu yoktur derseniz, size FETÖ nereden geldi diye sormak zorunda kalırım. Bu yoktur derseniz, bu kadar FETÖ'cü hâkim nereden geldi diye sorarız. Bu kadar FETÖ'cü hâkim işte bu tavassut ilişkilerinden geldi. Hepimiz biliyoruz ki bir dönem içerisinde FETÖ bağlantısı olmayan insanlar bu sınavlarda zor alınıyordu, daha ciddi bazı bağlantılar olursa... O yüzden bu sınavların objektifleştirilmesi gerekiyor, bu sınavların ciddi anlamda objektifleştirilmesi gerekiyor ve elimizde kalıcı bilgilerle denetlenebilir olması gerekiyor, yargı denetimi altında denetlenebilir olması gerekiyor. Mülakat yapıyoruz, mülakata giren insanlar çıktıktan sonra, az önce burada da söyledim, "Bize saçma sapan sorular soruldu, demek ki biz bu mesleğe alınmayacağız." diyorlar. Mülakat niye yapılır? Mülakatı alacak olduğunuz kişilerin aslında bilim adamı olarak belirli bir bilgiye sahip olup olmamaları meselesi diye yapılmaz, o akademiyle alakalı bir şeydir, alacak olduğunuz kişilerin bilimsel değerlerle yani kazanmış oldukları bilimsel değerlerle karşılarına gelecek olan sosyolojik değerler arasındaki ilişkiyi kurup kuramayacaklarını, bu anlamda bir diyalektik algıya sahip olup olamadıklarını, değerlendirme yeteneklerinin olup olmadığını anlamak için yaparsınız; değil mi? Çünkü yazılı sınava girdiğinde sadece bilgi orada soruluyor. Yazılı sınavda başarılı olduğu zaman bilgisini ölçtünüz diyoruz. Mülakata niye çağırıyoruz? Onun o meslekle alakalı, az önce söylediğim gibi, bilimsel değerler ya da mesleki olarak edinmiş olduğu değerlerle birlikte sosyolojik anlamdaki değerler arasındaki ilişkiyi kurabilme yeteneği, uygulayabilme yeteneği, algılama yeteneği ve oradaki diyalektik değerlendirebilme yeteneğine vakıf olmak için yapıyoruz. O zaman bu sınavın çok objektif yapılması gerekiyor. O yüzden bu sınavın içerisinde öyle siyaseten bir şekilde şekillenmiş kurumlardan gelen kişiler yerine yargının içinden, Danıştaydan, Yargıtaydan, YÖK'ün bünyesinden ve psikoloji ve sosyoloji alanında eğitim veren alanlardan gelen bilimsel değerlendirme yapabilecek kişiler tarafından oluşması gerekiyor. Hem tavassut ilişkisi engellenmiş olur hem aynı zamanda mesleğe alınacak olan kişilerin bu mesleği icra edebilme yeteneği daha sağlıklı değerlendirilmiş olur. O yüzden alternatif önerimizin bu konuda göz önüne alınmasını talep ediyoruz.

Teşekkür ederim.