KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Bence faydalı oldu önce dinlememiz çünkü bu konuya ben de değinecektim konuşmamda. Şimdi, değeri 5 milyon Türk Lirasını aşan mesken niteliğindeki taşınmazlardan değerli konut vergisi alınması öngörülüyor. Prensipte değerli konut vergisi alınmasına karşı değiliz yani önce onun altını çizeyim. Ancak düzenleme bazı sıkıntılı durumlar var, bunların giderilmesi gerektiğini düşünüyorum; giderileceğini de düşünüyorum açıkçası çünkü teknik konular. Birincisi: Belediyeler Birliğinden gelen arkadaşımızın da değindiği gibi emlak vergisi yanında aynı gayrimenkullerden ilave değerli konut vergisi alınmasının bir mükerrer vergi oluşturma gibi endişesini taşıyoruz hepimiz. Bu kanun teklifi görüşülmeye başlandığından beri başka maddelerde de bu konuyu tartışmıştık yani ilk defa tartışmıyoruz, böyle bir sıkıntı var. Bu maddede de böyle bir sıkıntının olduğu görülüyor.

İkinci sıkıntı, değerli konut vergisi vergi mükelleflerinin sahip olduğu toplam varlık değerine bakmıyor yani tek bir konut üzerinden gördüğümüz kadarıyla bir değerleme yapıyor çünkü bunun da sıkıntılı olduğunu görüyoruz. Sonuç olarak aslında burada bu o zaman bir değerli konut vergisi gibi algılanmıyor açıkçası. Ben bir örnek vermek istiyorum, kamuoyunda da çok tartışıldı bu, önemli olduğunu düşünüyorum. Örneğin benim 4 milyon değerinde 3 tane konutum var, ben hiçbir şekilde değerli konut vergisi ödemeyeceğim bu koşulda ama 5 milyon değerinde 1 tane konutum var, 2 tane konutum var, o zaman yüksek miktarda yaklaşık herhâlde 30 bin TL değerinde konut vergisi ödemek durumunda kalacağım. Burada da bir adaletsizlik olduğunu görüyoruz, düzeltilmesi gereken hususlar olduğunu düşünüyorum.

Bir de yine paylı konut, pay değerleri yerine toplam değere bakılması sebebiyle de paydaşların sahip oldukları değerler kanunun belirlemiş olduğu sınırın altında kalmasına rağmen vergilendirmeye sebep olmuş olacak. Hâlbuki kişisel olarak 5 milyon değerinde bir konuta sahip olmamış olacak, o 5 milyon değerindeki konutun 2 milyonluk ya da 1 milyonluk kısmına sahip olacak ama bu vergiye tabii olacak. Bunlar sıkıntılı olarak gördüğümüz şeyler.

Şimdi, diğer bir konuya değinmek istiyorum. Madde 48, değerli konut vergisi hasılatı. Şimdi "Tahsil edilen değerli konut vergisi genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmaz." Sanırım bu teklifin en önemli maddesi bu çünkü dün de bir madde görüştük. Biliyorsunuz değerli arkadaşlar, madde 9'da da konaklama vergisini konuştuk ve bu konaklama vergisi de genel bütçeye pay olarak ayrılıyor. Burada da belediyelere bu bütçenin ayrılmadığını gördük, bu konuyu da dün tartıştık. Şimdi karşımıza ikinci bir maddeyle değerli konut vergisi geliyor. Bu değerli konut vergisinin de belediyelere pay olarak bırakılmadığını görüyoruz ki altyapı ve tüm hizmetler yerel yönetimlerin de katkısıyla yürütülen hizmetler olduğundan aslında haklı olarak bu paydan almak istiyorlar, almak hakları. Biraz önce Belediyeler Birliği temsilcisi arkadaşımız da çok güzel, teknik bir şekilde, çok da detaylı bir şekilde bu konuyu anlattı ama bu değerli konut vergisinin genel bütçeden gitmeyeceğini de görüyoruz yerel yönetimlere. Şimdi şöyle düşünebiliriz. Hani işte paraya ihtiyaç var, borçlanıyoruz, devletin paraya ihtiyacı olduğu için yerel yönetimlerin bütçesinden kısarak genel bütçeye bu payları aktarıyor ama ben açık söylemek istiyorum. Bu alınan kararların siyasi olduğunu düşünüyorum. Açıkçası bu Komisyonda çok fazla siyasi konuşma, böyle bir teknik bir kanun teklifinin görüşüldüğü bir komisyonda siyasi konuşma yapmak istemiyorum ama görüntü bu. Bakın, şimdi bu arada 2960 sayılı Boğaziçi İmar Yasası gündeme geldi, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yetkiyi alıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aktarılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, sözünüzü tamamlayın.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Devam etmek istiyorum izninizle, bitiriyorum şimdi.

Şimdi, bu 3 tane şeyden bahsettim, dün 9'uncu maddedeki paylardan, bugün bu 48'inci maddedeki paylardan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin elinden alınan yetkiden. Şimdi hiç kimse bu kadar şeyin bir araya tesadüfen geldiğini iddia edemez. Kesinlikle ben bu kararın siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum. Neden yerel seçimlerden önce bu kararlar alınmadı? Niçin yerel yönetimlerden bu paylar alınıyor? Niçin bu Boğaziçi İmar Yasası yetkisi Çevre Şehircilik Bakanlığına bırakılıyor? Aslında belki bunun açıklanması lazım. Bir iyi niyet görmüyorum ben burada, bunun altını çizmek istiyorum, bu maddenin kesinlikle buradan çıkarılması lazım. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum yani bu bir Cumhuriyet Halk Partisinin kazanmış olduğu belediyelerde Cumhuriyet Halk Partisini cezalandırmak için yapılmış bir uygulama gibi görünse de halk cezalandırılıyor, vatandaş cezalandırılıyor; bunun da altını çiziyorum ve tutanaklara geçmesini istiyorum.