GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, hukuk devleti olmanın birinci şartı, bir kişinin suçlu olduğu yargı tarafından kesinleşinceye kadar masum olduğunu kabul etmektir ama maalesef biz özellikle son dönemlerde hukuk devleti olmaktan gittikçe uzaklaştığımız için bunu kabul etmiyoruz, hemen birilerine yaftalar yapıştırıyoruz ve henüz yargı tarafından kesinleşmediği hâlde onları suçlu ilan ediyoruz.

Bugün Bülent Arınç'ın bir videosunu gördüm, izlediniz mi, bilmiyorum. Sayın Bülent Arınç "Utanıyorum; insanlar limon satıyorlar pazarlarda, onları hain ilan ediyoruz, terörist ilan ediyoruz." dedi. Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulundaki bir kişi Bülent Arınç, sizin partinizin kurucularından birisi. Yani bu vicdana davet ediyorum herkesi. Bu anlamda herkesin hukuk devleti olduğumuzu kabul edip bütün yürütmenin, yürütmenin başındaki kişinin hiç kimseyi yargı tarafından kesinleşmeden hain, terörist ilan etmemesi gerekir. Bürokrasinin de ben bu konudan etkilendiğini düşünüyorum. O dönemdeki türbülansta anlıyorum ki bürokratlarımız da "Ya, bunlar hain, bunlar terörist, biz bunlara maaş bağlamayalım." diye çekinmişler. Henüz tedbir kararı olmadığı hâlde... Bakın, tedbir kararı olmadan bir bürokratın bunu yapması imkânsızdır ama tedbir kararı olmadan bu tip beklemeye alınması görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilmiş. Ben bürokratlarımızın da bu anlamda kendi başlarına bu kararı alabileceğini de düşünmüyorum. Muhtemelen siyasi iradeden bir şekilde "Bunları bekletin." gibi bir telkinde bulunulmuş olabilir. Burada ben tabii ki bürokratımıza bu anlamda herhangi bir sorumluluk... Sorumluluğun daha büyüğünü iktidarda buluyorum. Tamam, bir türbülans yaşadık, 15 Temmuz türbülansı, büyük travmasını yaşadık ama üzerinden üç yıldan fazla zaman geçti, artık iyileşme, normalleşme zamanı, hukuka dönme zamanıdır. Bu anlamda, bu tip hukuk dışı uygulamalardan da artık geriye dönme ve hakları iade etme, rehabilite etme, iyileşme ve travmaları geçirme zamanıdır diye düşünüyorum.