KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şimdi, benim özellikle Sayın Genel Müdüre sorum şu: Bu 90 metrelik kotun 60 metreye düşmesi veya daha farklı gerekçelerle imalat kalemlerinde olan değişikliklerle ilgili bir sonuca varacaksınız. Anladığım kadarıyla proje birini ve ikinci etap şeklinde, ikinci etabı da tam tamamlanmadı. Bundan dolayı yatırım maliyetlerindeki değişiklik yani 22 milyar avroluk bir yatırım vardı, bu rakam -işte Sayıştayın size bu kottan kaynaklanan uyarıları var- bu ne kadar değişti? Bunun işletme süresi üzerindeki menfi veya müspet yani işte "Bu yatırımlardan dolayı taahhüt ettiğimiz işletme süresi şu kadar uzadı veya şu kadar kısaldı." şeklinde, bundan sonraki projelere de örnek olması açısından neler değişti? Hem maliyet açısından hem de işletme süresi açısından bu iş sonuçlandığı takdirde yazılı olarak tarafımıza bildirmenizi ben rica ediyorum.

Tabii, ikincisi de bu, zaman zaman yaptığımız görüşmelerde hani "Devletin garantisi yok demiştik." Hâlbuki burada zaman zaman krizler ortaya çıktığı zaman...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Zamanla tanımışlardır o konuyu, alt komisyon toplantılarında...

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Peki.

Atila Bey'in bir uyarısı oldu. Ben şu an demedim zaten, hani bu yatırım bittiği anda, uzun vadede.

BAŞKAN - Sayın Yaşar, pardon, ben araya giriyorum.

Sayın Genel Müdürüm, Sayın Vekilimizin, Sayın Yaşar'ın sorduğu sorularla ilgili, artık bundan sonraki süreçte tekrar sorulara yazılı bir yanıt verme süreci yok ama alt komisyona geldiğimizde orada not alın, Sayın Vekilimizin sorduğu soruları orada sözlü olarak da yanıtlarsınız, şimdi değil.

DHMİ GENEL MÜDÜRÜ HÜSEYİN KESKİN - Tüm değerli vekillerimizin sorularının notlarını alıyoruz, inşallah alt komisyonda hepsine cevap vereceğiz.

BAŞKAN - Tamam. Zaten burada da söz vereceğim size.

Buyurun Sayın Yaşar.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani buradan muradımız, bu proje bitip gerçekleştiği anda başlangıç ile bugünkü fiilî durum arasındaki ilişkiyi görmek istiyoruz.

DHMİ GENEL MÜDÜRÜ HÜSEYİN KESKİN - Çok özür dileyerek bir şeyi düzelteceğim: 22 milyar avro diyorsunuz, o kiralama bedeli.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - İşte bu, netice itibarıyla değiştirecek. Yani imalat azaldığı anda, başlangıçta bize "100 liralık yatırım yapacağım." diyordu, maliyetler düştüğüne göre misal bu yatırım maliyeti 90 liraya düştüyse o zaman bu elde ettiği faydadan dolayı da devletin bir miktar gelir elde etmesi lazım. Bunun artık karşılığına ne söylerseniz söyleyin. Ya da "Biz anahtar teslimi verdik, maliyet farklılıkları bizi hiç ilgilendirmez, kaça mal ederse etsin, biz burayı 22 milyara kiralama karşılığı verdik." diyorsanız bu ayrı bir şekilde değerlendirilir ama madem artı eksi rakamları var, benim de zaten merakım o yani bu değişiklikler sözleşmenin bütünü açısından baktığınız zaman neleri değiştiriyor, bunu görmek istiyoruz. Eğer hiçbir şeyi değiştirmiyorsa siz de o gün o manada "Bu hiçbir şeyi değiştirmiyor, bizim kira süremiz de aynı, elde edeceğimiz gelir de aynı..." Ama o zaman şu çıkıyor ortaya: Bence bir şeyi değiştirmeli. Eğer yatırım maliyetinde yani siz maçın ortasında kuralları değiştirirseniz, birinin lehine veya aleyhine bir durum oluşturursanız bu yapımcı firma açısından da baktığınız zaman bir zarara neden olur yani bu yapımcı firmanın aleyhinde de bir karar almış olabilirsiniz. Dolayısıyla bu konuda, siz zaten 16'ncı maddede bu tür değişikliklere cevaz da verildiğini söylüyorsunuz yani bu değişikliğin menfi müspet nelere mal olduğunu bu manada biz ilerleyen toplantılarda, bugün değil, zaten önümüzde dört yıl var, daha 2019-2020 derken bunları görme fırsatımız olur, bu da bize bir miktar ışık tutar. Çünkü genel bir kanaat şu: Özellikle bu tür projelerde ihale rakamları ile gerçekleşen rakamlar arasında çok ciddi farklar oluştuğuna dair ipuçları var. Mesela bu kara yollarında, özellikle kara yolları projelerinde bunu bol miktarda görüyoruz. Kara yollarında, işte ihaleye çıkıyor 1 milyar, onun arkasından o 1 milyarla işin yarısı bitirilmeden ikinci yarısına bir 1 milyar daha. İşte teklif fiyattır, birim fiyattır, "Biz o birim fiyatlarla bu işi yaptık, doldu, o iş kalemlerini yaptık." gibi yani işin iki tarafını da bir miktar bilen biri olarak bunları söylüyorum, bunları netice itibarıyla görelim, bakalım, buna göre de bir değerlendirme yapalım.

Aynı şekilde, söylediğimiz gibi, hep "Krediyi bunlar bulacaktı." diyoruz ama maalesef -zaten Sayıştayın raporlarında da var- bir miktar krediyi devlet garantisiyle bu projede de sağlamış olduk. Bunun anlamı şu: Ben mümkün olduğunca bu tür projelerde özellikle devletin borçlanması -neticede bu verilen garantiler devletin borcudur- yöntemiyle yapılmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim. Aynı şekilde, eğer vatandaş yapacaksa biz hiçbir garanti maranti vermeyelim yani o zaman fiyatı da kendi tespit etsin, istiyorsa bir tane Yavuz Sultan Selim köprüsü de kendisi yapsın, fiyatını da kendi koysun, ücretini de kendi koysun, isteyen geçer, istemeyen geçmez.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.