KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Saygıdeğer Başkan Vekili, Sayın Sayıştay Başkanı, Sayın Kamu Başdenetçisi, Değerli Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, değerli bürokratlar, basın mensupları, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2020 yılı Millî Mücadele, kurtuluş ve kuruluşa ilişkin önemli dönüm noktalarının, Türk milletinin anıtlaşan istiklal mücadelesinin, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 100'üncü yıl dönümünü içinde barındırmaktadır. Sizin de belirttiğiniz gibi bu nedenle 2020 bütçesinin özel bir anlamı da vardır. Doksan dokuz yıl önce muazzam bir iradenin ürünü olarak açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin tam bağımsız yaşama iradesinden doğmuş ve esarete meydan okumuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki altyapısının hazırlandığı dönemin de başlangıcı olmuştur. 15 Temmuzda bir kez daha "Gazi"lik unvanını teyit eden Gazi Meclisimizin açılışının 100'üncü yıl dönümünü 23 Nisan 2020'de hep birlikte gururla ve mutlulukla kutlayacağız. Bu vesileyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kurucu kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.

16 Nisan 2017'de yapılan ve aziz Türk milletinin iradesiyle kabul edilen Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, siyasi ve toplumsal uzlaşmanın ön plana çıktığı, millî iradenin doğrudan tecelli ve temerküz ettiği bir yönetim yapısıdır. Güçlü devlet, güçlü yönetim, demokratik istikrar gayeleri yeni sistemin ana omurgasıdır. Yasama, yürütme ve yargı organlarının kendi içinde daha güçlü, daha bağımsız, denge ve denetleme mekanizmalarının daha etkin olduğu bir sistemdir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ülkemiz yönetimde istikrarın tesis, temsilde adaletin temin edildiği bir yönetim yapısına kavuşmuştur. Hükûmet sistemi, güçlü yönetim, etkin Meclis için gereken şartları tesis etmiş ve Türkiye'nin maruz kaldığı tehditlere daha güçlü bir karşılık verebilmesinin zeminini hazırlamıştır. Nitekim sistemin uygulandığı bir yılı aşkın sürede bunları görmekteyiz. Yeni hükûmet sistemi sayesinde devlet ile millet bütünleşmekte, millî şuur ve egemenlik siyasetin tek belirleyicisi olmaktadır. Yasama, yargı ve yürütme organları arasında güçlü bir denge ve denetim mekanizması tesis edilmiştir ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Meclisimizin temel özellikleri olan millî ruh, millî irade, millî hâkimiyet ve millî birlik esasını güçlendirmiştir.

Değerli milletvekilleri, bu noktada kurumlarımızla ilgili bazı bize de intikal eden problemlere değinmek istiyorum. Öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uygun olarak yeni bir İç Tüzük'ün yapılmasını Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz öngörüyoruz, daha evvel de Sayın Kalaycı bunun detaylarını kısmen aktardı. Burada yasama kalitesinin artırılması, yasama-yürütme ilişkisinin netleştirilmesi, kesin hesap komisyonu oluşturulması ve komisyonların sivil katılımın da sağlanarak daha etkin hâle getirilmesi gibi İç Tüzük değişikliğine ilişkin önerilerimizi müteaddit defalar gündeme taşımıştık.

İkinci husus, yine, hükûmet sistemine uygun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi teşkilatının idari kapasitesinin de güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda hem personel yapısının hem de teşkilat yapısının buna uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Sayın Başkan, siz sunumunuzda teklif destek bürosu oluşturma çalışmalarının devam ettiğini ifade ettiniz. Kuşkusuz, münhasıran kanun tekliflerini milletvekillerimiz verdiği için yeni sistemde, etki analizi çalışması ve benzeri hususlarda milletvekillerimize destek olacak bir birimin oluşturulması zarureti hasıl olmuştur.

İkinci konu Millî Sarayların Cumhurbaşkanlığına bağlanması. Bu süreçte burada çalışan personelin lojman ve benzeri problemlerinin olduğu bize intikal etti. Bunlara ilişkin personelin problemini ortadan kaldıracak bir çalışma yapıldı mı, yapılmadı mı doğrusu bunu merak ediyoruz? Bir İstanbul Milletvekili olarak ifade etmek istiyorum: İstanbul'daki konukevlerinin mutlaka elden geçirilmesi lazım, milletvekillerine uygun bir hâle getirilmesi lazım.

Bir başka konu, yine ifade edildi, personelle ilgili problemlerimiz var. Yardımcı hizmetler personelinin, genel olarak da artık Türkiye'de bazı kamu hizmetlerinin hizmet satın alma yoluyla karşılanmaya başladığından itibaren ve taşeronların da kadroya geçirilmesinden esasen yardımcı hizmetler sınıfına ihtiyacın kalmadığını değerlendiriyoruz ama bunun için kamuda bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor. Buna ilişkin çalışmalarımız da kuşkusuz var. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi özelinde, Başkanlık Divanının yetkisi çerçevesinde -geçmişte de bunun örnekleri var olduğu ifade edildi- bizim Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışan yardımcı hizmetler personelimizin genel idari hizmetlerde durumlarına uygun kadrolara geçirilmesi mümkündür. Bunun yapılmasının doğru olacağını düşünüyoruz.

Ayrıca, yine Mecliste çalışan 4/C'lilerin problemleri var az sayıda kaldıkları hâlde. Bunlar, tabii, 4/B'ye geçirildi daha sonra ama kadrolu hâle getirilmesine ilişkin sorunun devam ettiğini biliyoruz.

Yine, danışmanlarımızın sıkıntıları var. Burada kuşkusuz danışmanlık müessesesinin gereği olarak bir esnekliğin olması lazım. Bunların kamu görevlisi olma şartı olmadığına göre kamu görevlileriyle, devlet memurlarıyla aynı haklara sahip olmamaları da bir ölçüde doğal kabul edilebilir ancak bunların özellikle iş sonundaki herhangi bir ödentilerinin olmaması çok önemli bir problemdir. Bizim genel anlamdaki iş mevzuatımıza da, kamu hukukunu düzenleyen, kamu personelinin çalışma statüsünü düzenleyen hukuki mevzuata da uygun olmadığını düşünüyoruz.

Sayıştayla ilgili, tabii, hep söylüyoruz, idarenin denetim yoluyla etkinleştirilmesi adına çok önemli bir fonksiyon ifa ediyor, aynı zamanda kamu menfaatlerinin korunması adına, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına önemli işler ve denetimler yapıyor. Burada bazı bulguların bazı kurumlarda tekrar etmesi konusu önemli bir problem. Burada ya Sayıştay bulgularının dikkate alınmadığı, yahut da bu anlamda sistemik bir sorunun olduğunu daha evvel de ifade ettiğimiz gibi, tekraren üzerinde durulması gereken bir konu olarak ifade etmek istiyorum.

Kamu Denetçiliği Kurumunun Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim 1999'dan beri hem seçim beyannamelerimizde hem de tüm belgelerimizde ifade ettiğimiz, Türk'e özgü bir müessese olduğunu düşünüyoruz. Kurulduğu yıldan itibaren, 2013'ten bu yana çok önemli mesafelerin alındığını gözlemliyoruz. Siz rakamları verdiniz, dağıttığınız kitapçıkta da var. Burada şunu da önemsiyoruz: Sizin verdiğiniz kararların kurumlar tarafından dikkate alınıp uygulama oranının ne olduğu da önemli. Burada yine sizin verilerinizden aldığım kadarıyla, geçen sene yüzde 65 olan bu oranın bu sene yüzde 70'e çıktığını da görüyoruz. Bu da hem vatandaş başvuruları açısından bir yaygınlığın ortaya çıktığını hem de kamu kurumlarının sizlerin kararlarını daha fazla dikkate alarak uygulandığını gösteriyor. Bir şeyi sormak istiyorum: On Birinci Kalkınma Planı'nda bir yatırım ombudsmanlığından söz ediliyor. Böyle bir müessesenin teşekkül ettirileceği ifade edilmiş. Bunun sizin kurumunuzla bir ilgisi var mı, yoksa tamamen bağımsız, yatırım ortamının iyileştirilmesi anlamında yapılan çalışmalar karşısında bunu destekleyici bir unsur olarak, ayrı bir müessese olarak mı öngörüldü? Bunu da öğrenmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - İlave süre veriyorum, lütfen tamamlayınız efendim.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Tamamlıyorum, teşekkür ederim.

Bütçelerin hayırlı olmasını diliyorum, teşekkür ediyorum.