| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Türkiye Büyük Millet Meclisi b)Sayıştay Başkanlığı c)Kamu Denetçiliği Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .11.2019 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Meclis Başkan Vekilimiz, Değerli Sayıştay Başkanımız, Kamu Başdenetçimiz, çok değerli bürokrat arkadaşlarımız, değerli Komisyon üyelerimiz, basınımızın değerli üyeleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Meclis Başkan Vekilim, eski Komisyon Başkanımız olarak sizi burada görmekten mutsuz değiliz, öncelikle onun altını çizeyim. Tekrar etmeyeceğim cevap verdiğiniz için ama biraz önce vermiş olduğunuz, Meclis başkan vekillerinin bütçeye gelmesi noktasındaki vermiş olduğunuz örneklerden anlaşılıyor ki Meclis başkan vekillerinin bütçeye gelmesi şeklinde bir teamül oluşmuş uzun yıllarca.
TBMM BAŞKANI VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Geçmişte, evet.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet, böyle bir teamül oluşmuş. Demek ki bundan sonra da Meclis başkanlarını değil de vekillerini göreceğiz bütçede, ben öyle görüyorum. Siz de bir gün Meclis Başkanı olursanız sizi de göremeyeceğiz anladığımız kadarıyla.
TBMM BAŞKANI VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Dua hükmünde midir bu?
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Şimdi, açıkçası, evet, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Sayıştay Başkanlığının ve Kamu Denetçiliği Kurumunun bütçesini konuşuyoruz. Açıkçası, ben de burada bütçe hakkı olan vatandaşlarımızın, halkımızın temsilcisi olarak bulunan bizlerin görev yaptığı, milletvekillerinin, halkın vekillerinin görev yaptığı Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkı konusunda birkaç noktaya değinmek istiyorum, sözlerime böyle başlamak istiyorum.
Tabii burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin işlevinin hâlâ yerinde olup olmadığı çok tartışıldı. Yeni yönetim sistemine geçilirken "Güçlü Meclis, kuvvetler ayrılığı, Meclis daha fazla işlevli olacak, kanunları milletvekilleri yapacak." dendi ama görünen hiç de öyle olmadı, durum hiç de öyle değil, kamuoyunda algılanan da öyle değil. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisine güven toplumda da azalmış durumda. Bunun dışında, Cumhurbaşkanı da kararnameler yayınlayarak -bu yeni sistemde- yasal düzenlemeler gerçekleştirdiği için, biraz da sayısal olarak baktığımızda kanunların sayısının birkaç katı üstünde Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıktığını görüyoruz. Sanırım temmuz ayıydı, Sayın İbrahim Kaboğlu Hocamız -burada mı, gitmiş galiba- bir açıklama yapmıştı bu kanun teklifleriyle ilgili. Onun o yaptığı açıklama, Mecliste o tarihte 669 kanun maddesi olduğu, 1.915 Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlaşan madde olduğu şeklinde bir açıklamaydı ama şimdi açıklamanın tam metni önümde değil yani burada yaklaşık 3 katından fazla bir rakamdan bahsediyoruz. Yani, aslında Türkiye Büyük Millet Meclisine, biraz da kanun yapma anlamında paralel bir yapı oluşmuştur Sayın Başkanım. Bu, açıkçası Türkiye Büyük Millet Meclisinin gerçekten itibarını zedelemektedir, bunun altını çizmek istiyorum.
Yine arkadaşlarımız tarafından, daha önceki konuşmacılar tarafından da değinildi, soru önergeleriyle ilgili konular. Maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca işleme alınan soru önergelerine hem yeterli sayıda cevap verilmiyor hem de kaliteli cevaplar gelmiyor. Soru önergesi sayısı 19.315; 14.456'sı Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri tarafından verilmiş, 10.768 soru önergesi de yanıtlanmamış, 6.256'sı süresi geçtikten sonra cevaplanmış. Yani bu sistemle, zaten denetim yetkisi de elinden alınmış olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, elindeki diğer denetim yetkilerini de maalesef bu şekilde kullanamamakta. Bu gerçekten çok büyük sıkıntı olmakta. Uzun süredir soru önergelerimize cevap gelmiyordu. İlginç bir şekilde, bütçe görüşmeleri başlamadan önce böyle birkaç Bakanlıktan soru önergelerimize de cevap geldi, ben komik olduğunu düşünüyorum, acınası bir durum olduğunu düşünüyorum bunun, o yüzden altını çizmek istiyorum.
Yine, Meclisimizle ilgili birkaç konuya değinmek istiyorum. Şimdi, kamu israfıyla ilgili, sürekli bir kamu israfının önleneceğinden bahsediliyor. Yine, temmuz ayında Ankara Milletvekilimiz Murat Emir tarafından bir soru önergesi verilmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kullanılan araçlarla ilgili. Hemen hızlıca okumak istiyorum araçlarla ilgili bilgiyi, verilen cevap üzerinden: Makam hizmetlerinde kullanılmak üzere 66, günlük hizmetlerde kullanılmak üzere 12 adet -sürücüsüz- hizmet aracı kiralanmıştır. Kiralanan araçların model ve markaları şöyle: 2019 model 32 adet Audi A6, 2019 model 38 adet Volkswagen Passat, günlük hizmetlerde kullanılmak üzere 7 adet 2015, 1 adet de 2017 model Passat. Kiralık makam araçları için ödenen aylık kira bedeli 1 milyon 187 bin 200 lira. Günlük hizmetler için kiralanan araçlara ödenen aylık kira bedeli ise 54 bin liradır. Öncelikle, bu bir israf değil midir diye ben de burada sormak istiyorum.
Başka bir sorum da Sayın Başkanım, Sayın Murat Emir'in soru önergesine Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından cevap verilmemiş, CİMER tarafından verilmiş. Neden böyle bir şey oldu, bunu bir açıklarsanız, soru-cevap bölümünde de cevaplayabilirsiniz, onu da merak ediyorum. Orada bir yanlışlık mı var, ne var? Eğer gerçekten Türkiye Büyük Millet Meclisi de soru önergelerine ya da sorulara cevap vermiyorsa bu vahim bir durumdur. Ben bunun böyle olmayacağını düşünerek bunu size soruyorum, onun altını çizeyim.
TBMM BAŞKANI VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Elinizde var mı CİMER'den gelen cevap?
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ben temin edeyim, şu an önümde yok ama size ulaştırmaya çalışırım.
TBMM BAŞKANI VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - CİMER'den mi sormuş acaba kendisi?
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Zannederim Türkiye Büyük Millet Meclisine sormuş, daha sonra CİMER'den cevap gelmiş. Onu bir öğreneyim ben, size tekrar ileteyim.
Komisyonda kanun teklifleri görüşülürken çok fazla değiniyoruz, sürekli değinir hâle geldik ama bütçeyi görüşürken de ben değinmeyi uygun buluyorum açıkçası; torba kanun yönetim şeklimiz Sayın Başkanım, torba kanunların gelişi ve burada tartışma şeklimiz. Sizin döneminizde de bunu çok tartıştık, hâlâ tartışmaya devam ediyoruz ama tartışmaya da galiba devam edeceğiz, biz de eleştirmeye devam edeceğiz çünkü birkaç kanunda, hatta onlarca kanunda değişiklik yapan kanun teklifleri geldiğinde, üzerinde çalışmamız için daha fazla zaman verilmesi gerekiyor. Torba kanun şeklinde kanun tekliflerinin gelmesini eleştirmemiz ayrı bir konu, bunların bize geç ulaştırılması ayrı bir eleştiri konusu. İkisini de ayrı ayrı tekrar tutanaklara geçmesi noktasında söylemek istiyorum. Zaten karşıyız torba kanun teklifine ama bir de çok kısıtlı bir zamanda geldiği zaman -örneğin en son gelen 45 maddelik kanun teklifi için de aynı şeyi söyleyebilirim- bu bir sıkıntı.
Sayın Başkanım, personelle ilgili bir konuya değinmek istiyorum. Açıkçası, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Şentop'un da daha önce rahatsız olduğunu belirttiği bir konuydu. Yine, arkadaşlarımız tarafından değinildi, aynı görevi yapıp farklı statülerde bulunan arkadaşlarımız var Meclis çatısı altında. Şimdi, bir de sayısal bir çelişki fark ettim. Bu konuda da bizi bir aydınlatırsanız çok sevinirim. Şimdi, 18/1/2019 tarihinde Sayın Milletvekilimiz Alpay Antmen'in yine personelle ilgili soru önergesine şöyle bir cevap verilmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından: "657 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi kapsamında çalışan 1.343 sözleşmeli personel, 6253 sayılı Kanun'un 30'uncu maddesinde çalışan 1.819 sözleşmeli personel, 6 sözleşmeli bilişim personeli ve 657 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (D) bendi kapsamında çalışan 1.371 sürekli işçi olmak üzere..."
Şimdi, 2018 Yılı Faaliyet Raporu'nda personel sayılarına baktığımız zaman, burada sadece "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 4/B maddesine göre 1.340 sözleşmeli personel" diyor. Hâlbuki soru önergesine verilen cevaptaki sözleşmeli personel sayısını toplayınca 3.168 gibi bir rakama ulaşılıyor. Bu konuda da bir açıklama yaparsanız sevinirim. Ancak arkadaşlarımızın aynı görevi yapıp farklı statülerde çalışıyor olması ve farklı maaşlar alması, hakikaten, Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını sarsan bir konudur. Bu konunun artık bir dahaki bütçede gündeme ben gelmemesini diliyorum, çözülmesini diliyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi aslında Türkiye'deki bütün kurumlara da işleyiş yapısıyla örnek olması gereken bir kurumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Emecan, lütfen tamamlar mısınız.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Hemen toparlıyorum.
Birkaç noktaya daha çok kısa değinmek istiyorum. Bu, halka ilişkiler binasıyla ilgili, bütçenin azaltılmasıyla ilgili noktada değindiniz; kitapçıkta sayfa 29'da yeni halkla ilişkiler binasıyla ilgili ödeneğin 2020 yılı bütçe teklifinde yer almamasından dolayı, bir de Millî Saraylar İdaresi Başkanlığına devredilen 868 personel gideriyle ilgili bir düşüşten dolayı yüzde eksi 3,8 oranında azaldığına bütçenin. Halkla ilişkiler binası neden yıkıldı, neden sonra tekrar yapılmak istendi, neden tekrar vazgeçildi? Onu da bir cevaplarsanız çok sevinirim.
Bir de Millî Saraylar İdaresi Başkanlığıyla ilgili, sanki tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesine geçti diye bir bilgi vardı bizde. O zaman bu personel tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin kadrosuna geçmeyecek mi? Bu sorulara da cevap alabilirsek sevinirim.
Bir de Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili birkaç şey söyleyip hemen... Teşekkür ediyoruz yoğun çalışmalarınızdan dolayı, ben de teşekkür etmek istiyorum. Görüyorum ki gayretli çalışmalarınız var özellikle kendinizi anlatmak ve tanıtmak noktasında ancak şunu sormak istiyorum ben: Bazı şikâyetlerin az olduğu konusuna siz de değindiniz, belki oralarda yeterince tanıtım yapmadığınız için. Sayın Vekilimizin de biraz önce değindiği gibi, kadınlarla ilgili başvuruların çok az olduğu... Sadece kadınlar değil, anladığım kadarıyla insan hakları, ailenin korunması, engelli hakları gibi konularda ve çocuklara karşı işlenen suçlar, bu konulardaki başvurular ne durumda, ben bunu da sormak istiyorum size. Özellikle çocuklara karşı işlenen suçlarla ilgili eğer sizde hiçbir başvuru kalmıyorsa ve Türkiye'de bu konuda çok yoğun bir süreç yaşıyorsak yani çocuklara karşı işlenen suçlar, kadın cinayetlerinin son birkaç yılda bu kadar artması, size bu konuda şikâyet gelmiyorsa bu noktada bir sıkıntı var demektir. "Bütçeniz yetmiyor mu?" diye ben de soracağım çünkü 2018 yılında 10 milyon 913 bin TL personel ödeneği varken 13 milyon 853 bin Türk lirası harcamışsınız. Demek ki yetmiyor. Biliyorsunuz, bütçe artırımı Komisyonda yapılabiliyor, Genel Kurula indikten sonra yapılamıyor Sayın Başkanım. Bu konuyu da belki gündeme getirmek gerekir.
Sayıştayla ilgili de birkaç şeye değinecektim ama süremi galiba çok aştım. Sadece tek bir cümle söylemek istiyorum: Bugün devletin kurumlarına bu kadar müdahalenin olduğu bir yerde Sayıştayın da bu müdahalelerin altında çalışmaya çalıştığını görüyoruz, sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Vaktim olmadığı için fazla bir şey söyleyemeyeceğim ama belki diğer bütçelerin görüşmelerinde bu konuya değinirim.
Teşekkür ediyorum, hayırlı olsun.