KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Çok teşekkür ederim.

Ben Sayıştayla ilgili konuşmayacağım, ben Sayın Paylan'ın konuşmasın dair bir söz aldım. İstiyorum ki bu havada kalmasın, kayıtlara geçti. Ben de bu konuda bu konuşmaların -bir karşılık değil ama- bir yer bulmasını arzu ediyorum.

Öncelikle, Sayın Paylan, hatıralarınızı ve acınızı saygıyla karşılıyoruz çünkü bu bizim ortak acımız. Allahuekber Dağları'nda donan askerlerin, Erzurum'da Taşnak çetelerinde kaybettiğimiz kadın ve çocuklar gibi tehcirde kaybettiğimiz kadın ve çocukların hepimizin ortak acısı olduğunu düşünüyoruz.

Biz buralara gelenleriz. Buralara gelenler buralarda buldukları kadar vicdanlıydı. Keşke Türkiye 13'üncü asır ile 20'nci asra kadar geldiği gibi o demografik yapıyı bugünlere taşıyabilseydi. Ne oldu da yedi asırlık birliktelik 20'nci yüzyılın başında ortak bir acıya dönüştü? Ama bu coğrafyanın tek ortak acısı bu değil, onlar da ortak acısı, onlarca hikâyemiz var. Bu da bizim hikâyemiz. Biz konuşmayı asla reddetmiyoruz. Biz sadece bunun dış siyasetin özellikle elinde bir sopa olmasını reddediyoruz ve bu toplumun bunu siyasetin dışında konuşmasını çok arzu ediyoruz.

Biz, inanın, vicdanlı toplumuz, biz Yesevî Meşrep Müslümanlarız, insanı merkeze alırız. Bakın, İstanbul'da Ermeniler, Rumlar ve Yahudilerle ilk buluştuğumuz 1453'tür. 1453'te İstanbul alındığında Osmanlı uleması Fatih Sultan Mehmet'e şöyle der: "Bu şehirde yaşayan gayrimüslimleri İslam'a davet edelim. Kabul etmeyenleri buradan sürelim." Ama bizim din algımız güneyimizdeki gibi değildir, tarihte çok farklı bir yeri vardır. Fatih şöyle der ulemaya: "Siz Allah'ın dinini ondan daha mı iyi koruyacaksınız? Allah sizin gibi düşünmüyor." der ve Fatih, biliyorsunuz, bu nedenle de Roma İmparatoru sayılır ve Fatih Avrupa'nın Müslüman İmparatoru olarak ilan edilir. Biz bunu devam ettirme gayreti içerisinde olalım hep beraber, sizinle beraber. Dolayısıyla bu meselenin sizin tarafınızdan da başka parlamentolarda da siyasette de değil, ortak acımız olarak dillendirilmesi gerçekten benim açımdan çok sevindiricidir ve bizim açımızdan sevindiricidir. Bunu Türkiye, bildiğim kadarıyla, devlet erkânı çizgisinde de arşivlerin açıldığını, arşivler ve tarihî dokümanlar üzerinden konuşulmasını ve bütün satıhlar üzerinden konuşulmasını, bunun ve buna benzer bütün meselelerimizin konuşulması konusunda hiçbir blokajın olmadığını düşünüyoruz ama bu meselenin siyasetten çok önce toplumun çok çeşitli katmanlarında, özellikle akademik katmanda tartışılmasından yanayız ve bu ortak acının hepimizin ortak acısı olduğunu söylüyoruz.

Saygılar sunarım.