ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Pardon, sonradan geldim, bir eleştiri yapılmış, küçük bir cevap vermek isterim.

BAŞKAN - Sonra...

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Arada mecburen çıktığım için kısa bir cevap istiyorum.

BAŞKAN - Arkadaşlar söyledi.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Arkadaşım kendi düşüncesini söylemiş, o benim düşüncem değil.

BAŞKAN - Şimdi, bu ülke kelimeler ve kavramlar üzerinden kavga ederek çok zaman kaybetti. Biz de On Birinci Kalkınma Planı'nın kadın için hem gelişmeye açık olmasını hem de program bütçenin oluşması ilk defa yapılıyor. Bizim de katkılarımız var orada.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Yok, ben kavga etmek için değil, ben açıklık getirmek istiyorum.

BAŞKAN - Lütfen, kısa...

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Kusura bakmayın, olmadığım için, basın toplantısına gitmek zorunda kaldım yoksa kalacaktım toplantıda.

Şimdi, şöyle: "Ev içi emek" diye tarifliyoruz ve ev içi emek maalesef bir tercih değil, toplumsal cinsiyet rolleri gereği kadına yüklenmiş bir görev. Keşke bu bizim rızamızla olsaydı, böyle bir rıza durumu yok. Aslında kadına bir rol biçiliyor, bunun üzerinden kadına deniliyor ki: "Sen ev içi emeği yapacaksın, çocuk bakacaksın, ev işlerini yapacaksın." vesaire. Dolayısıyla burada tercih gibi bir tartışma yapmanın kendisi bu koşullarda mümkün değil. Kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı toplumsal koşullarda başka tartışmalar yapılabilir ama bize bu dayatıldığı için bunu söylüyoruz. Yani kamu spotunda da özellikle de çizilen şeyin kendisi bu ve alt metinde bize görev olarak yüklendiği için bunu eleştiriyorum. Yoksa kadınları aşağılama asla değil çünkü benim için asıl mesele her zaman kadınların savunulmasıdır. Kadınların özgürlüğü kadınların eşitliği asıl meselemdir ama oradaki hikâye tam da bu cinsiyet eşitsizliğinin göstergesidir, bunu da normalleştirme mantığıyla hazırlanmış bir videodur. Dolayısıyla buradan bakarak söylüyorum. "Ev içi emek" diye de tarifliyorum, değersiz görülen, kıymetlendirilmeyen, karşılığı olmayan bir emek olarak görülüyor, oysa çok ciddi bir emek süreci vardır orada ama bu biçimiyle örgütlenmesini, bu biçimiyle kadının görevi olarak sahiplenilmesini doğru bulmuyorum.