| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Ticaret Bakanlığı b)Ekonomi Bakanlığı c)Rekabet Kurumu ç)Helal Akreditasyon Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 08 .11.2019 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, biraz sakinleştirelim ortamı.
Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli milletvekili arkadaşlarımız, basınımızın değerli emekçileri; öncelikle hepinizi selamlıyorum
Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ü 81'inci ölüm yıl dönümünde saygı ve minnetle anıyor, Mevlit Kandili'nizi de kutlayarak konuşmama başlamak istiyorum.
Sayın Bakanım, hakikaten önümüzde çok kapsamlı bir Bakanlığınız var yani on dakika içerisinde bu Bakanlık bünyesindeki çalışmaların hangisine değinebileceğimiz konusunda kararsızlıklar yaşadık, bunun altını çizmem gerekiyor. Ama şöyle birkaç başlık altında ben de bazı konulara değinmek istiyorum, dikkatinize sunmak istiyorum.
Öncelikle Bakanlığınızın bütçesiyle ilgili sorumu sorarak başlamak istiyorum: 2019 yılında Bakanlığa ayrılan 5,6 milyar Türk lirası başlangıç ödeneğinin ağustos ayı sonuna kadar 2,4 milyar lirasının kullanıldığı görülüyor. Cari transferlerdeki kullanım oranına baktığımızda da sekiz aylık dönemde yüzde 31'i kullanılmış, yüzde 31'de kalmış yani 3,7 milyar TL düzeyindeki ödeneğin 1,1 milyar liralık kısmı kullanılmış. Şimdi, ülkedeki kriz ortamına baktığımızda, esnafımızın, ihracatla, ticaretle uğraşan insanlarımızın, firmalarımızın, şirketlerimizin bulunduğu, ticaret yapmaya çalıştığı bu kritik ortama baktığımızda bu destekler acaba onlara yeterince verilebiliyor mu? Desteklerin onlara yeterince verilmediğini düşünüyoruz. Bu destekler verilemiyorken bu bütçenin bu kadar eksik kullanılmış olmasının bir açıklamasının olacağını düşünüyorum ben. Yani bu bir olağanüstü durum mu, bir öngörüsüzlük mü, nedir, ne değildir, bunun cevabını almak isteriz.
Bütçeniz de küçülmüş; 2019'da genel bütçeden yüzde 0,6 pay alırken bu yüzde 0,5 paya düşmüş. Bunları açıklarsanız seviniriz.
Bir soruyla devam edeceğim ben konuşmama. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross eylül ayında Türkiye'ye beş gün süren bir çalışma ziyaretinde bulunmuştu. Bu görüşme -beş gün süren uzun bir ziyaret, altını çiziyorum-sadece ticari ilişkilerin geliştirilmesine dair bir görüşme miydi? Yani o dönem basına da yansıyan ticaret hacminin 20 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarılması gibi bazı şeyler oldu. Ama bu ticaret hacmi -biz mal mı alacağız, mal mı satacağız- hangi yönde bir ticaret hacmi? Yani burada kazanan kim olacak, Türkiye mi olacak, Amerika mı olacak? Bu süreçte S-400'lerle ilgili konular görüşüldü mü? Bunları da cevaplarsanız çok teşekkür ederim.
Türkiye'nin ticareti açısından önemsediğim bir başlıkla devam etmek istiyorum; e-ticaret. Dünyada küresel e-ticaret pazarı 3,5 trilyon dolara doğru gidiyor, bunu biliyoruz. Sayın Bakanım, 2018 yılı bütçe görüşmelerinde konuşmanızda şöyle demiştiniz: "Dünyada ticaretin değişen koşulları, artan rekabetçilik ortamı ülke olarak bizim de durmaksızın gelişmemizi, idari ve fiziki yapımızı yenileyerek değişen koşullara hızla uyum sağlamamızı gerekli kılıyor." Bu şekilde bir söyleminiz olmuştu. Şimdi, ülkemizde küresel e-ticaret için elverişli koşullara ve ciddi bir potansiyele sahip olduğumuz bir gerçek. Fakat burada şöyle bir durum var: Biz iktidarın getirdiği bir dijital hizmet vergisi kanununu görüştük geçen haftalarda, Komisyondan geçti, Genel Kurulda şu anda. Yani ekonomik getiri açısından düşündüğümüzde, ülkemizin e-ticaretinin geliştirilmesi mi yoksa bu ticaretten elde edilecek vergi mi öncelikli, sizin bu konuda görüşleriniz alındı mı o süreçte? Çünkü sektör raporlarına baktığımızda, kâr marjının çok düşük olduğu bu alanda faaliyet gösteren uluslararası e-ticaret şirketlerinin net kazançlarının yüzde 1,5 olduğu ifade ediliyor. Bu alanda verginin konusuna giren hizmetlerden elde edilen hasılat üzerinden yüzde 7,5 oranında vergilendirilmesi ülkemizde e-ticaretin gelişimini ve yapılacak olan yatırımları olumsuz etkileyecektir diye düşünüyorum, sizin bu konudaki görüşlerinizi de duymak isteriz.
Bir de e-İhracat Stratejisi ve Eylem Planı'nın uygulanabilirliği noktasında hangi aşamadayız? 2018-2020 döneminde açıklanmıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bir yanlışlık mı oldu Sayın Başkan?
BAŞKAN - Beş dakikaya ayarlıymış.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Beş dakika daha sürem var yani.
BAŞKAN - Var, var, beş dakika, bir de ilave süre isterseniz de veririm efendim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tamam, teşekkür ederim.
Şimdi, ülkemizde yaşanan bir sıkıntı çok önemli bir sıkıntı. Ülkemizde bir beyin göçü yaşıyoruz yani dış ülkelere gönderiyoruz insan kaynağımızı. Bu konuda Bakanlık olarak sektörde ne gibi destekler veya ne gibi önlemler alacaksınız, ne gibi önlemler alıyorsunuz, bunları da tekrar bizimle paylaşırsanız seviniriz. Yani dijital bir dönüşüm sağlamamız gerekirken vergi kanunlarıyla bu sürece başlamak ya da devam etmek ne kadar doğru?
Şimdi, yine Sayın Bakanım, katma değeri yüksek ürünlerle küresel değer zincirindeki yerimizi sağlamlaştırmaktan bahsetmiştiniz geçen yıl. Oysa bugün yüksek teknolojili ürün ihracatında dünya ortalaması yüzde 24,4'ken bizde 3,6. İhracatımızın toplam dünya ticareti içindeki payı da azalmakta yani yüzde 1'in üzerine maalesef çıkamamakta. Mesela, bir örnek vermek istiyorum: Kilogram başına ortalama ihracat değeri dolar olarak 2008'de 1,54'ken 2009'da, krizin teğet geçtiği dönem 1,18'e düşmüş, 2018'de 1,29'a gerilemiş, arada artmış, 2011'de 1,43; 2014'te falan ama bir gerilememiz var bizim bu noktada, 2019 tahminleri de 1,10 olarak görülüyor, onu da hep birlikte göreceğiz. Mesela, Japonya'da kilogram başına ihracat 4 dolarken, Almanya'da 3,7; Güney Kore'de 2,5 yani arada çok ciddi farklar var, bunun da altını çizmek gerekiyor. İhraç ettiğimiz malların kilogram başı değerinin kriz dönemlerinde daha da düştüğünü görüyoruz. Tabii, bu arada ihracatla ilgili başka bir sorun daha yaşıyoruz, pazarları korumak için daha ucuza ihracat yapılıyor ve Türkiye rekabet gücünü maalesef kaybediyor, özellikle narenciye ihracatı fiyatları diğer ülkelerin çok gerisinde; bu ülkelere Çin'i, İspanya'yı ve Mısır'ı da örnek olarak verebiliriz.
Şimdi, bir karşılaştırma daha yapmak istiyorum ben. Mesela, 1 kilogram bilgisayarı 600 dolardan, akıllı telefonların kilosunu 2-3 bin dolardan ithal ediyoruz. Orta, üst teknoloji ihracatımız yüzde 34,5'ken dünya ortalamasına baktığımızda bunun yüzde 36,7 olduğunu görüyoruz; düşük teknoloji ihracatımız ise yüzde 33,7'yken dünya ortalamasının yüzde 23,9 yani dünya ülkelerinden düşük teknolojili ihracatımız çok daha yüksek, aradaki makas çok daha açık. Bunun da önemli bir veri olduğunu açıkçası düşünüyorum. Dünyada gelişmekte olan ülkeler Güney Kore gibi gücünü yüksek teknolojili ürün ve markalaşmaya borçluyken tabii ki AR-GE yatırımlarına da çok ciddi oranda pay ayırılıyorlar ama bizim AR-GE'ye ayırdığımız paya baktığımızda, millî gelire oranda yani yüzde 1, hatta altında seviyelerdeyiz. Şimdi, AR-GE payının düşüklüğü de ülkemizde çok ciddi bir problem. Sizin bu noktada öngörüleriniz ya da önlemleriniz, uyarılarınız oluyor mu, bu konuda nasıl önlemler alıyorsunuz? Bu sizi de çok ciddi etkiliyor çünkü ürettiğimiz ve ithal ettiğimiz ürünlerin katma değer açısından karşılaştırılmasına da bakmak gerekiyor.
Dış ticaret verilerinde dış ticaret açığının azalmasını geçtiğimiz günlerde basın açıklamanızda da olumlu bir değişim olarak göstermiştiniz, 2019 Ekim ayında karşılama oranının yüzde 86 olduğunu ifade etmiştiniz. Ama şimdi ithalatın azalmasından kaynaklı bu oranda artış olup bu durum normal bir ithalat azaltmasından kaynaklı görünmüyor. Bu rakamlar iyi bir gösterge gibi görünse de durum hiç de öyle değil çünkü ihraç edeceğimiz ürünleri üretmek için ara mal yani ham madde ithalatı yapan bir ülke durumundayız, bu bizim gerçeğimiz. Üretim yapmak için ithal edilen sermaye malları ithalatının 2016'dan 2018'e kadar ihracat içindeki payı yüzde 18'den yüzde 13'e düşmüş, bunlar önemli veriler. 2019 yılında yine önemli bir tespit, bu özellikle vatandaşımızı, ticaret yapan insanlarımızı çok ilgilendiriyor: 63 milyar dolar olan şirketlerin döviz açığı 2018 yılı Ağustos ayı itibarıyla 215 milyar dolar olmuş. Bunlar çok ciddi rakamlar ve şirketlerin ciddi anlamda da borçlandığını gösteren rakamlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye efendim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Şimdi, maalesef tutarsız ve yanlış dış politikamız var, derinlemesine girmeyeceğim, tekrar burada bir tartışma açmak istemiyorum ama bu, ülkemizin ticaretini de -bizim dış politikadaki yanlışlarımız- ciddi anlamda etkiliyor. Örneğin, Suriye politikası nedeniyle Suriye üzerinden Orta Doğu ülkeleriyle ticari ilişki geliştiren illerimizin ihracatlarında azalma, pazar kaybı ve ticari ilişkilerinin azalması olduğunu da çok iyi biliyoruz. Yani bunlar hakikaten ticaretimizde önemli konular.
Bir başka başlığa da değinmek istiyorum. Süre az olunca, konu çok olunca çok fazla derinlemesine giremiyoruz ama gümrüklerde kaçakçılık ve yolsuzlukla mücadele, konuşmanızda da bu konudaki çabalarınızdan bahsettiniz ama Türkiye de Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2018 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi'nde 180 ülke arasında 41 puanla 78'inci sırada yer alıyor. Bu veri de kayıtlara düşsün, bu önemli bir veri. Buradaki sıralamamızın artık yükselmesi gerekiyor.
Geçmişte yaşadığımız bazı olaylar var, bu konuda bundan sonrasıyla ilgili... Mesela Kurban Bayramı öncesinde sahte veterinerlik, veteriner sağlık sertifikalarıyla İspanya'dan canlı hayvan ithalatı yapıldığı Tarım ve Orman Bakanlığının İskenderun Limanı Veteriner Sınır Kontrol Noktası Müdürlüğüne gönderdiği yazıdan anlaşılmıştı.
Çok örnek var, hepsine giremeyeceğim ama Sayıştay raporlarına konu olan hemen bir tanesini daha söyleyeyim, 2018 yılında ülkeye giriş yapan 13.420 büyükbaş hayvandan 1.637 adedinin karantinada ölmüş olması, bu hayvanlarla ilgili ihracatçı ülkede yeterli tetkikler yapılmadığı kanaatinin oluştuğu belirtilmişti.
Sayıştay raporlarını biz önemsiyoruz, çok da güzel bir rapor hazırlamış Sayıştay. Ben teşekkür ediyorum Sayıştay denetmenlerine buradan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Çok kısa bir süre daha istiyorum Sayın Başkanım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bunlar önemli sorunlar gerçekten. Aslında burada sizin diğer bakanlıklarla olan iletişiminiz, iş birliğiniz ne durumda bunu sorgulamamız lazım. Bu konuda birlikte hareket edebiliyor musunuz? Bunlar çok önemli.
Sayıştay raporlarıyla ilgili de birkaç cümle söylemek istiyorum Sayın Başkan izninizle. Şimdi, Sayıştay raporlarında -Sayın Kuşoğlu da belirtmişti-"denetim görüşünün dayanakları", işte 8 tane bulgu tespit edilmiş Sayıştay tarafından, diğer taraftan; 7 tane bulgu da denetim görüşünü etkilemeyen" şeklinde ifade edilmiş. Şimdi, ben raporları incelediğim zaman, bu bulguların çoğunun 2017'den geldiğini gördüm. 2017'deki bulguların bir kısmı giderilmiş, Sayıştay raporunun arka tarafında onu görüyoruz ama bu denetim görüşü dayanakları, 8 tane bulgu var, 7 tanesi 2017 yılından bu seneye devretmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Yine, aynı şekilde, diğer 7 tane bulgunun 6 tanesi 2017 yılından devretmiş. Şimdi, Sayın Bakan bunlar gerçekten ciddi bulgular, detaylarına giremeyeceğim bunların ama baktığınız zaman muhasebeleştirmede çok ciddi eleştiriler var. Bunlar neden düzeltilemiyor? Verilere baktığımızda bazı bulguların bazı mali tablolarda gösterilmediğini görüyoruz. Örneğin çok kısa bir, bulgu 4'ten bahsedeceğim. "Ticaret Bakanlığı tarafından ihracatçı birlikleri müşterek hesabından kullanılan tutarın Bakanlık mali tablolarında izlenmemesi." Burada 58 milyar 835 milyonluk -küsuratını bırakıyorum- bir rakamdan bahsediyoruz. Yani bunların mali tablolarda gösterilmemiş olması ve daha birçok şey var, çok detayına giremeyeceğim burada. Sayıştayın birtakım denetim kurallarıyla sizin muhasebesel işlemlerinizin birbiriyle uyumlu olmadığı görünüyor. Peki, bu nereye kadar devem edecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım efendim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkanımıza da hakikaten teşekkür ediyorum, bu konuyu, önemini vurguladı. Gerçekten önemli, biz artık bunları incelemek, bunları görmek, bunları konuşmak istemiyoruz. Şöyle de bir şey oluyor: Bu kadar kapsamlı ve büyük bir Bakanlığınız var, altında birçok kurum var, birçok işle uğraşıyorsunuz, daha kendi Bakanlığınızın içindeki işleyişleri düzeltemeden bu hedeflediğiniz çalışmaları nasıl doğru şekilde yapacaksınız? Bunu da o zaman sorgulamak gerekiyor. Lütfen bu iç düzenlemelerinizi yerine getirin ve seneye -nasıl diyeyim- daha güçlü bir Bakanlık görelim karşımızda.
Başarılar diliyorum.
Bütçeniz hayırlı uğurlu olsun.
Teşekkür ediyorum Başkanım.