KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Bakanım, Değerli Başkanım, çok kıymetli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar, basınımızın güzide temsilcileri; Ticaret Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını öncelikle diliyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığının "Ticaret Bakanlığı" çatısı altında birleştirilmesini doğru bir karar olarak değerlendiriyorum. Daha kapsamlı ancak daha komplike bir yapıya kavuşturulduğunu düşünüyorum. Faydalı sonuçlarını da almaya başladığımızı görüyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuzdan da anlaşılacağı üzere Bakanlığınız, ihracattan ithalata, ticaretin birçok kademesinde önemli bir kulvarda faaliyet alanını yürütmekte, ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Bir başka ifadeyle, bir ürünün üretim sürecinden sonra o ürünün gerçek ve tüzel kişiler tarafından içeride veya dışarıda alınması ve satılması, hatta satıldıktan sonra tüketici boyutunu da ilgilendiren çok geniş bir kesime hitap eden bir Bakanlıktır.

Ekonomiyi bir kalbe benzetecek olursak, bu kalbi çalıştıracak olan en önemli damarlar, üretim-tüketim döngüsünü oluşturan ticarettir. Bu manada Bakanlığınız da ticaretin tam odağında faaliyetlerini yürütmektedir.

Sayın Bakanım, dünyada ticaret savaşlarının olduğu bir dönemde her türlü ekonomik saldırıya maruz kaldığımız son yıllarda hakikaten önemli bir işi başardınız. Özellikle dünyanın en önemli ülkelerinde ihracatın düşüş trendinde olduğu bir dönemde bizim ihracatta potansiyelimizi sürekli geliştirmemiz ve profilimizi yüksek tutmamız herkesin imreneceği bir tablo olarak ortaya çıkmıştır.

AK PARTİ döneminde ihracatta rekorlar kırmamızın en önemli nedeni, çok yönlü uluslararası pazarımız ve ürün çeşitliliğimizin olmasından kaynaklanmaktadır.

Ben buna ek olarak şunu da ifade etmek istiyorum ki: Bizim AK PARTİ iktidarları döneminde şayet 2007 yılında yaşanan süreçler olmamış olsaydı, 2008'de parti kapatma davası olmasaydı, 2010'lu yıllarda yine toplumsal olaylar, Gezi olayları gibi benzeri olaylar olmamış olsaydı, 17-25 Aralık sürecini, 6-8 Ekim Kobani eylemleri yaşanmamış olsaydı, Türkiye bir hendek, barikat terörüyle karşı karşıya kalmamış olsaydı, yine, Türkiye belki de tarihinde yaşayabileceği en acı tablo olarak değerlendirdiğimiz 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimini yaşamamış olsaydı ve son yıllarda yaşadığımız ekonomik saldırılarla karşı karşıya kalmamış olsaydı, ben inanıyorum ki ihracat oranlarımız 250 milyar dolarlara kadar çıkabilirdi. Ama tüm bunlara rağmen gerçekten güzel bir tabloyu ortaya koyuyoruz. Bu manada, Sayın Bakanımıza çabalarından dolayı teşekkürlerimizi, şükranlarımızı sunuyoruz.

Sayın Bakanım, yıl içerisinde yaptığınız faaliyetlere baktığımızda ihracata ve ithalata yönelik politikaların geliştirilmesine, kurumsal kalitenin artırılmasına, kısacası bir ihracat ve ithalat kültürünün gelişmesine ve yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacak önemli etkinliklerde bulundunuz. Zaten ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 86,5'luk bir noktaya ulaşmasını tarihî bir olay olarak değerlendiriyorum. Bunu da sizlerin hedef odaklı çalışmasının bir sonucu olarak görüyorum.

İhracatın artması, ürünlerimizin dışarıda rağbet görmesi, markalarımızın itibar görmesinin bir nedeni de ülkemizin itibarından kaynaklanmaktadır. Bunların hepsinin birbiriyle bağlantısı olduğunu düşünüyorum.

Ben bir teşekkürü de EXIMBANK'a iletmek istiyorum. En zor günlerde ihracatçımızın yanında yer alması takdire şayan bir durumdur.

Bir diğer husus da gümrük kapılarıyla ilgilidir. Bizim dönemimizde gümrük kapı sayısının artırılması, ihracat yapan il sayısının artırılmasını önemli gelişmeler olarak değerlendiriyorum. Aynı zamanda, bu gümrük kapılarındaki modernizasyonun da sürdürülmesi çok önemlidir ve vatandaşımıza hizmet sunumunda önemli geri dönüşlerini görmekteyiz.

Türkiye'nin, ülkemizin hem itibarı açısından hem de vatandaşımızın siyasal manada da geri dönüşlerini olumlu yönde görüyoruz. Lakin, Sayın Bakanım, bazı ihracatçılarımızın ihracat yapacakları ülkelere giderken bazı ülkelerden transit geçişlerinde ciddi zorluklarla karşılaştıkları yönünde şikâyetler almaktayız. Bu konuda, özellikle ticari müşavirlerimizin daha aktif ve etkin çalışmaları gerektiğini düşünmekteyim.

Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; bazı konuşmalarda bazı milletvekilleri tarafından esnafın durumunun özellikle AK PARTİ iktidarı döneminde çok kötü olduğu ifade edilmiştir. Bu durum ne rakamlarla ne somut gerçeklerle ne de hayatın olağan akışı içerisinde karşılaştığımız durumlarla bağdaşmamaktadır.

Biz esnafımızın her zaman yanında olduk ve esnafımız cumhuriyet tarihinin altın çağını AK PARTİ döneminde yaşamıştır, en parlak dönem bu dönemde olmuştur. Esnafımıza en düşük faizle kredi bizim dönemimizde sunulmuştur. Esnafımızın, özellikle emekli esnafımızın sorunlarının çözümü noktasında AK PARTİ çok radikal kararlar almıştır. İstihdam teşvikleri noktasında esnafımızı cesaretlendirecek önemli adımlar atılmıştır. Bundan daha iyisinin olduğu başka bir dönem eğer bize sunulursa rakamlarla, verilerle ben o zaman bu milletvekili arkadaşlarımızdan özür dileyeceğim.

AK PARTİ iktidarı döneminde esnafımız bizden memnundur, her ziyaretimizde de şükranlarını ifade etmektedirler. Bu zor, sıkıntılı dönemlerde bile KGF'yle olsun, başka türlü olsun hep yardımcı olduk. Burada krediye erişimin zor olduğu ifade edildi ama esnafımıza ben o zor dönemlerde gittiğimde, "Kredi alabiliyor musunuz?" diye sorduğumda "Zaten almayanı dövüyorlar." şeklinde ifade ederek krediye erişimin hiç zor olmadığını çok güzel bir ifadeyle yansıttılar. Dolayısıyla "Kredi almayanı dövüyorlar." şeklindeki ifade gerçekten o dönemde esnafımızın ne kadar yanında olduğumuzu güzel bir şekilde ifade eder.

Ben bu duygularla bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bütçenin hazırlanmasında emeği geçen herkesi de tebrik ediyorum.

Hayırlı uğurlu olsun.