KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biraz önce Sayın Dinçer'in söylediği gibi, aslında, Türkiye'de herkesi zapturapt altına almanın... Devleti bir polis devletine dönüştürme nitelikleri taşıyan demokratik yaşama ilişkin kırıntıları da yok etme gibi düzenlemeler taşıyan bu yasa taslağına başından beri karşı olduğumuzu, bu yasının çıkmaması gerektiğini anlatmaya çalıştık.

Nüfus Hizmetleri Kanunu'ndaki değişiklikler, sanki bu yasadaki o korkunç olumsuz bir sürü hükmü kapatmak için konulmuş vatandaş yararına olan birçok düzenlemeyi de içermektedir. Tabii, vatandaşın yararına olan düzenlemelere aynen katılıyoruz, daha da vatandaşın yararına olabilecek şekilde geliştirilmesine alt komisyonda katkıda bulunduk, bu Komisyonda katkıda bulunmaya devam ederiz ama bu, bu yasa oylanırken bu yasanın tamamına "Evet" oyu vereceğimiz anlamına gelmez. Çünkü yasa, biraz önce yine arkadaşlarımızın söylediği gibi... Yani kimlik kartı verilmesi, adının kimlik kartı olması ya da nüfus cüzdanı olması filan çok önemli değil. Önemli olan bütün toplumsal yaşamı etkileyen bir yasa tasarısı üzerinde tartışma yapıyoruz. Bu konuda alt komisyonda elimizden gelen katkıyı yaptık, özellikle Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun düzenlemeleriyle ilgili. Bu konudaki düzenlemelere "Evet" diyoruz, arkadaşlarımın söylediği gibi nüfus idaresinin gerçekten bu işleri yapmakta çok sıkıntı çektiğini, bundan sonra da daha çok sıkıntı çekeceğini düşünüyoruz. Binlerce polisle yapılan işi aynı anda nüfus idaresine devrederek ona da 500 kişi, bin kişilik bir kadro vererek bu işi yüklemek aslında nüfus idaresine yüklemek demek değil, vatandaşın işlerinin aksamasına neden olmak demektir. Nüfus idaresine daha çok kadro verilmesi konusundaki önerimizi alt komisyonda dile getirdik, aynı önergeyi dile getiriyoruz tekrar.

Yine, nüfus teşkilatı personelinin özlük haklarıyla ilgili düzenlemeler gerçekten yetersiz. İlçelerde, illerde her şeyin müdürlüğü var ama nüfusun müdürlüğü yok, yani statüleri belli değil, herhangi bir memuru getirmiş koymuş gibi devam ediyor, haksızlık. Nereye varsanız bir müdürle karşılaşıyorsunuz, hatta cezaevine gittiğiniz zaman 3-5 tane müdürle -1'inci müdür, 2'nci müdür, 3'üncü müdür falan diye- karşılaşıyorsunuz ama toplumun bütün nüfus idaresi işlerini yürüten bir idareye de bir tane müdür. Adı müdür oluyor ama kendisi müdür değil. Böyle de garip bir şeyle karşı karşıyayız. Bunların düzeltilmesi için bu yasal düzenleme bir fırsat ama bunu anlatamadık. Umarım, biraz düşünürseniz yeniden görüşmeler sırasında bir öneriyle bu konu da düzenlenebilir diye düşünüyorum.

Yabancılara kimlik verilmesi konusundaki düzenlemenin çok ciddi tutulmasını, bunların ileride başka sorunlara yol açmaması için gerekli dikkatin gösterilmesini diliyorum. Kimlik değiştirmede vatandaşın hiçbir günahı yok, yani devlet olarak siz bir karar almışsınız, kimlik değiştiriyorsunuz. Yani bugün kimlik değiştirirken 15'er lira para getireceksiniz. Yarın kimliğin rengini değiştiriyorum, bir sene sonra tekrar para. Yani Deli Dumrul hesabı vatandaştan para almanın bir anlamı yok. İlk kez değiştiren devlet kendisi bunun giderini karşılasın. Vatandaşın vergisini orada burada çarçur etmeyi bilenler... Yolsuzlukla, soysuzlukla, rüşvetle devletin bir sürü kaynağının tarumar edildiğini görüyoruz. Dolayısıyla, bu konuda ilk kez değişiklik olması esnasında vatandaşın bu konuda bir para ödemesi düzenlemeden kaldırılsın. Ama gerçekten vatandaş bunu alıyor ve kaybediyorsa da kaybettiği için bedelini ödeyerek yeniden çıkartsın. Kaybetme bedeli için de 50 lira gibi bir bedel tespit edilmiş, çok yüksek bir miktar. Burada "Evet" demek mümkün değil.

Bu nedenle, Nüfus Hizmetleri Kanunu'ndaki bu değişikliklerin tümüne katılıyoruz ama iyileştirilmesi gereken konularda iyileşme yapılması için gereken çabanın gösterilmesini umuyoruz.

Teşekkür ederim.