| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Gençlik ve Spor Bakanlığı ç) Spor Genel Müdürlüğü d) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu e)Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .11.2019 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, öncelikle bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Tabii, imar barışıyla ilgili herkes kendi görüşlerini açıklıyor ama imar barışıyla ilgili gerçekten çok büyük sıkıntılar var, bu sıkıntılar da yıllara sari olarak devam edecek. Bu sıkıntılar sanıldığı kadar kolay çözülmeyecek çünkü imar barışı çıkarken 31 Aralık 2017 tarihine kadar yapılmış olan binaların imar barışından faydalanmasını sağlamak üzere bir imar barışı çıkartıldı. Ama uygulamada maalesef bu şekilde olmadı, insanlar o tarihten sonra da bina yapmaya devam ettiler ve en son para yatırma temmuz ayına kadar uzatıldığı için insanlar Temmuz 2019'a kadar kaçak inşaat yapmaya kadar devam ettiler. Bilmiyorum, çevre şehircilik müdürlüklerinden veya Bakanlık yetkililerinden bilgi alıyorsunuzdur. Şu anda yapılan binaların yüzde kaçı 2017 yılından önce yapılmış, bir ortalaması, bir kriteri var mı elinizde? Yani benim aldığım bilgilere göre binaların en az yüzde 80'i o tarihten sonra yapılan binalar. Yani 31 Aralık 2017 tarihinden sonra yapılan binalar en az yüzde 80, çevre ve şehircilik müdürlüklerinden benim aldığım bilgilere göre. Dolayısıyla her ne kadar insanlar imar barışına müracaat etmiş olsalar da yeterli inceleme yapıldığı zaman imar barışından faydalanamayacaklar ve bu binalarla ilgili yıkım kararı çıkacak. Yani bunun da fiiliyatta -herkese sorsanız herkes aynı kanaattedir- uygulaması mümkün değil. Yani Türkiye geneli yüz binlerce binayı, bütün belediyeleri, özel idareleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının araç gereçlerini, Karayollarını seferber etseniz... Sadece Mersin'de, 100 binin üzerinde kaçak yapılan bina var. Sadece Mersin'de, yapılan 100 binin üzerinde, Trabzon'da 120 bin. Yani Mersin'de yapılan 100 binin üzerindeki binanın,110 bin binanın en az 90 bini o tarihten sonra yapılmış veya 80 bini o tarihten sonra yapılmış. Yani bununla ilgili yeniden... İmar barışı çıkarken bunları tabii çok tartıştık belki ama orada keşke şöyle bir kriter koysaydık: Müracaat tarihini bir iki ay koyup olayı kilitleseydik, para yatırmayı uzatsaydık. Bunu yapmadığımız için, para yatırmayla beraber müracaatı uzattığımız için, kaçak inşaat hep devam etti ve bu sonuçta millî servet. Ama özellikle bu tarihten sonra yapılan, hazine arazilerine 5 bin liralık prefabrik koyarak insanların o arazileri gasbetmesinin önü mutlaka kesilmelidir. Hangi tarihte koyarsa koysun, bunun önü mutlaka kesilmelidir. 5-10 bin liraya insanlar, gittiler, kendilerine ait olmayan bir vakıf ya da hazine arazisinin üzerine bir prefabrik konut koyarak o araziyi sahiplenmeye kalktılar. Bunun bir daha gözden geçirilmesini... Ama kendi bağına, bahçesine, arazisine konut yapanlarla ilgili olarak, her ne kadar o tarihten sonra da yapmış olsa, yeni bir düzenleme kaçınılmazdır; bunu yıllar boyu tartışırız yoksa. Yani şimdi siz sadece şikâyetlere bakıyorsunuz, rutin bir denetleme devam etmiyor. Şikâyetlerle ilgili giden ekip de ne yapıyor? "Elektriğini kesin, binayı yıkın." diyor, yapılan uygulama bu ama bunu sonuna kadar götürebilmemiz, bu kadar çok sayıda binayı yıkabilme şansımız yok. Bu bir gerçek, bunu görmezden gelirsek hepimiz doğruyu konuşmamış oluruz. Ben bununla ilgili mutlaka bir düzenleme yapılmasını tekrar talep ediyorum.
Komisyonu çalıştıralım yani Komisyonumuz çalışsın. Komisyon gündem olmasa da çalışsın, herkesin mutlaka Komisyona süreceği değişik fikirler vardır, bunlar burada tartışılsın ve çözüm üretelim. Bakın, şimdi Planlı Alanlar Yönetmeliği değiştirildi, haziran yönetmeliği olarak da düşünün. Daha önce yoğunluğun yüzde 30'u kadar balkon yapılabiliyordu, bu gerçekten yanlıştı, bunun düzeltilmesi gerekiyordu. Bununla ilgili de bir düzenleme yapıldı ama burada da bu yapılırken işte ortak kullanım alanları buna dâhil edildi. Şimdi yüzme havuzunun yoğunlukla bir alakası var mı? Adam sitenin içerisine, açığa bir yüzme havuzu yapmış, şu anda yoğunluğun içerisinde. Yani burada merdiven alanları gibi başka sıkıntılar da var. Burada en azından daha önceden sözleşme imzalanmış ama yüzde 75'i bulamamış, yüzde 70'te kalmış. Şimdi yüzde 75 kriteri kondu orada, daha önceden sözleşme imzalayan müteahhitlerle ilgili. Burada sadece müteahhit mağdur olmuyor, hem arsa sahibi mağdur oluyor hem müteahhit mağdur oluyor. Arsa sahibi kat karşılığı vermiş, şimdi bu kriter konduktan sonra da müteahhidin bu balkonu yapma şansı yok, dolayısıyla metrekare küçülüyor. Metrekareyle anlaşma yapmış, dolayısıyla inşaatı yapamıyor. Sektör zaten krizde. Bununla ilgili Planlı Alanlar Yönetmeliği'ndeki balkon olayı mutlaka tekrar gözden geçirilmeli ve bununla ilgili devlet denetimini yapsın. Yüzde 30 gerçekten yüksek bir oran ama daha mantıklı bir yönetmelik koyalım.
Bir de Sayın Bakanım, gerçekten Türkiye'nin kanayan bir yarası sözleşmeli personeller var. Bu sözleşmeli personeller Türkiye genelinde 20 bine yakın ve çoğunluğu da belediyelerde yaşıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şimşek, süreniz tamamlandı, lütfen sözünüzü tamamlar mısınız.
Buyurun.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sözleşmeli personeller 31 Aralığa kadar kadroya alınmazlarsa belediye başkanlarının ağzından çıkacak bir tek kelimeyle işlerinden olabilecekler, sözleşmeleri yenilenmeyecektir. Devlete bunun hiçbir yükü yok, zaten o belediyelerde veya başka kurumlarda çalışıyorlar, maaşlarını alıyorlar, sadece kadroları yok. Bunun mutlaka gündeme alınıp 31 Aralıktan önce çözülmesi gerekiyor. 18-20 bin civarında sözleşmeli personel var, bunu mutlaka gündeminize almanızı talep ediyorum.
En son olarak da -yasa çıkmasına rağmen şu anda herhangi bir uygulaması yapılmadı- özellikle 2/B ve 2/A alanlarında yer alan, orman gözükebilen, Bakanlar Kurulu yetkisiyle orman dışına çıkarılması gereken bölgeler var. Benim seçim bölgem olan Mersin'de de var, üzerine mahalle kurulmuş, belediyelik olan yerleşim alanları var. Bununla ilgili de bu kanunun işletilmesini, yerleşim alanı oluşmuş bölgelerin benim bölgemdeki 2/A orman dışına çıkartılarak vatandaşa tapularının dağıtılmasını talep ediyor, saygılar sunuyorum.
Tekrar hayırlı uğurlu olsun diyorum.