KOMİSYON KONUŞMASI

Sayın Serindağ, buyurun efendim.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, alt komisyonda zaten arkadaşlarımız bu konuda önemli çalışmalar yaptılar. O nedenle çok ayrıntıya girmeyeceğim. Ancak tereddüt ettiğim bazı hususlar var. Şimdi de cevaplamak şart değil, daha sonra, belki bölümün tümü bittiğinde de yanıtlanabilir.

Şimdi, Sayın Bakan, şöyle aslında: Bu MERNİS Projesi, biliyorsunuz, Türkiye'nin beklediği bir projeydi ve Türkiye'de en uzun zamanda gerçekleşen bir projeydi. Şimdi, bu MERNİS Projesi aslında herkesin beklediği ancak çok uzun zamanda da bitirilemeyen, sonunda da nihayet bitirilen bir projeydi ve Türkiye bu projeden çok şey bekliyordu, gerçekten de çok şey bekliyordu. Hatta rivayet edilir ki Türkiye'nin en uzun zamanda gerçekleşen projesi, GAP'ı hesaba katmazsak öyle bir özelliği var gibi. Yalnız, bu proje ortaya çıktıktan sonra insanlarda bazı alanlarda tereddütler belirdi. Tabii, teknolojiyi değişik amaçlarla kullanmak mümkün; iyi amaçlarla da kullanabilirsiniz, kötü amaçlarla da kullanabilirsiniz.

Şimdi, her şeyin elektronik ortamda gerçekleşmesi, tabii, teknolojiyi az bilenlerin de fazla olduğu ülkemizde -ben de o gruba dâhil edebilirim kendimi- bazı tereddütler yaratıyor. Bu seçim sistemindeki tereddütlere de yansıyor, seçim sonuçlarının sağlıklı olup olmadığı yolundaki tereddütlere de yol açıyor, vesaire.

Şimdi, benim bazı tereddütlerim var, mümkün olduğunca kısaca onu dile getirmek istiyorum. Şimdi "5'inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir: Bakanlık, özel kütükleri kâğıt ve elektronik veya sadece elektronik ortamda tutmaya ve ilgili kurumların uygun görüşünü almak kaydıyla kâğıt ortamında düzenlenen nüfus olayları ve adrese ilişkin dayanak belgelerinin bu kurumlarca muhafaza edilmesine yetkilidir." diyor. Yani, ben bundan şunu anlıyorum: Siz, özel kütükleri kâğıt olarak tutmak istiyorsanız bile mutlaka elektronik ortamda da tutacaksınız, ikisi beraber olacak. Ama sadece elektronik ortamda da olabilir yani kâğıt ortamında da olmayabilir, ben öyle anlıyorum. Şimdi, bu kayıtların sadece elektronik ortamda tutulması bana göre güvenlik yönünden de çok sakıncalı çünkü biliyorsunuz bu sitelere -ne diyorlar- "hack"leme vesaire bir sürü şey oluyor yani bu güvensiz bir ortam oluşturuyor. Bana göre yani teknolojiyi iyi kullanacağız veya teknolojiden yararlanacağız derken bunların güvensiz bir ortama sürüklenme ihtimalini de göz önünde bulundurmak lazım.

Bir de benim anlayamadığım nokta şu: Diyor ki: "İlgili kurumların görüşü alınarak ilgili kurumlarda muhafazası sağlanır." Nedir bu ilgili kuruluş? İlgili kuruluş, benim dediğim Nüfus İdaresi. Yani, bu dayanak belgelerinin hepsinin Nüfus İdaresinde muhafazası gerekmez mi, birincisi bu.

İkincisi, 8'inci maddenin (1)'inci fıkrası -gene aynı sayfada- : "Türkiye'de bulunan yabancılara ikamet izni şartı aranmaksızın kimlik numarası vermeye Bakanlık yetkilidir." diyorsunuz. Muhtemeldir ki -öyledir yani "muhtemel" kelimesini aslında belki kullanmamak lazım- bu Suriye'den gelen sığınmacılar için düşünülmüş bir uygulama. Çünkü Gaziantep'te bize öyle söylemişlerdi. "Biz Bakanlığa teklif ettik, yakında böyle olacak." vesaire derken şimdi de görüyoruz, gerçekten yasa metni olarak önümüze geldi. Şimdi, bu bana göre biraz sakıncalı. Demin zannediyorum ya Mehmet Bey ya Celal Bey de söyledi -kim söyledi bilmiyorum- "Göç İdaresi" diye bir Genel Müdürlük kuruldu ama hâlâ Suriye'den gelenlerin iş ve işlemleri AFAD tarafından idare ediliyor. Niye öyle, bilmiyorum. Aslında MİT yürütüyor da biz yine öyle diyelim. Tüm iş ve işlemleri MİT yürütüyor da görünürde de AFAD yürütüyor. Biz Göç İdaresini niye kurduk? Aslında oradaki arkadaşlar da bildiğim kadarıyla görevinin ehli insanlar. Niye onu böyle yapıyoruz, bilmiyorum. Yani, kısaca şöyle: İkamet izni olmayan kişilere kimlik verilmesi uygulaması yasaya giriyor ama bu sadece Suriye'den gelenler için konmuş bir hüküm. Bunun belki geçici bir maddeyle düzenlenmesi daha uygun olurdu diye düşünüyorum.

Bir başka tereddüt ettiğim nokta, bu bazı değişik yerlerde "ergin" kelimesini kullanmışız, "ergin". Bu bizim hukukumuzda "reşit" değil mi? Yani, bilmiyorum buradaki "ergin" kelimesi biraz -aramızda hukukçu arkadaşlar var- problemli bir kelime.

BAŞKAN - Ergenlikten bahsediyor.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Yani ama ergenlik nedir? Onun için bunun da düzeltilmesi lazım diye düşünüyorum.

"Kimlik kartı, uluslararası aile cüzdanı ve mavi kart bedeli müracaat sırasında alınır." Yani, bu, paralı verilecek demektir. Yani, vatandaşa da para almadan bir hizmet sunalım ya, bu nedir ki? Bana göre bunlardan ücret alınmamalı.

Bu kimlik paylaşım sistemi de üzerinde durulması gereken bir konu bence. Demin de ifade ettim, teknolojiyi iyi de kullanabilirsiniz kötü de kullanabilirsiniz. Şimdi, sorsak, tabii "Bu kimlik paylaşım sistemine herkes giremeyecek, her kurum giremeyecek." falan diyeceksiniz yani öyle diyeceksiniz. Ama kesinlikle girecek olan kurumlar vardır hiç şart ve sınırlamaya tabi olmadan. Size sayayım: Bir, MİT kesinlikle her yere girecektir, Emniyet kesinlikle her yere girecektir, belki Jandarma kesinlikle her yere girecektir. Gerçi Jandarmaya karşı tabii biraz değişti şimdi. Jandarmanın biliyorsunuz ülke çapında istihbarat toplama yetkisini kaldırdınız ama emniyet ile şeyinki devam ediyor. Yani zamana ve zemine göre... Yani bu da biraz sorunlu bir düzenleme diye düşünüyorum.

Devam ediyorsunuz: "Bakanlık merkezî veri tabanında tutulan bilgileri bu kanunda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde kurumlar ile tüzel kişilerin yerleşim yeri ve diğer adres bilgilerini ise kurumlar ve adrese dayalı kamu hizmeti veren kuruluşlar ile finansal hizmet veren kuruluşların paylaşımına açabilir."

Şimdi "finansal kuruluşlar" deyimi biraz geniş bir deyim. Yani finansal kuruluştan sadece bankaları mı kastediyoruz? Herhâlde sadece bankaları kastetmiyoruz değil mi? Yani daha geniş bir alanı kastediyor. Bu da tereddüt yaratan bir düzenlemedir. Şimdi, bu gündeme geldi. İşte, adam bakıyor, A bölgesinde oturuyor, kaydı bilmem nerede çıkıyor. Bilhassa seçim döneminde, seçimden önce bu daha çok gündeme geliyor. Yani bu sistem biraz güvensiz olmaya başladı. Bunlar teknik konular. Ben tereddütlerimi ifade edeyim, bildireyim size önce.

Bir başka husus, şöyle deniyor: "Nüfus olaylarına ait dayanak belgelerinin bulunamaması halinde -bunlar herhâlde doğum tutanağı, ölüm tutanağı değil mi, onlardır- kişinin adı, soyadı, baba adı, ana adı, doğum tarihi veya doğum yerine ilişkin yanlışlıkların düzeltilmesi ya da eksikliklerin tamamlanması, işlemden kaldırılmış eski aile kütüklerine istinaden yapılır -o büyük defterler değil mi, aile kütükleri- bu defterlerden çıkartılan kayıtlara ise 'İşbu kayıtlar güncel kayıtların yerine esas alınamaz.' açıklaması yapılır." Yani ne demek? Şimdi, sen tüm işlemleri yapmışsın. Bu açıklama ne öngörüyor? Yani yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur veya bu açıklamanın yapılması ne anlama geliyor? Yani o işlemin geçerli olmadığı anlamına mı geliyor, ne anlama geliyor? O konuda benim tereddüdüm var.

Bir de şu mu var acaba? Bu düzeltmeler mahkemeye gitmeden yapılan düzeltmeler değil mi? Öyle mi oluyor? Bu da bana göre sorunlu bir düzenleme.

Değerli arkadaşlarım, demin de ifade ettim. Bu konuda alt komisyonda zaten arkadaşlarımız gerekli katkıları, düzeltmeleri yaptılar yapabildikleri kadar. Muhtemelen bazılarına da belki riayet etmemişsinizdir.

Benim tereddüt ettiğim hususlar şimdilik bunlar. İleride tereddütlerimi anlatmaya devam edeceğim.

Teşekkür ederim.