| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Gençlik ve Spor Bakanlığı ç) Spor Genel Müdürlüğü d) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu e)Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .11.2019 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar, üyeler; evet, Bakanın sunumunu sabah dinledik. Açıkçası, benim ilk izlenimim, sanki yeni göreve başlamış, bugün başlamış gibi. Çevresel temel sorun alanlarımızda gerçekten tatmin edici, çözüm odaklı, belki de öz eleştiri içeren bir sunum yoktu. Elbette önemli çalışmalar var, bunlarla ilgili bir sorun yok ama daha kapsamlı bir beklenti içindeydim.
12'nci sayfada: "Ülke olarak depreme hazırlıklı olmalıyız." Sayın Bakan, biz açıkçası bunu çoktan aşmış olmalıyız yani böyle bir cümlenin dahi sunumda yer almaması gerekiyor. Risk azaltma başta olmak üzere, toplanma alanı, eğitim, kriz yönetimi -ki son deprem bize gösterdi- riskli bölgelerde ne kadar hazırlıklıyız? Açıkçası Avcılar ilçesi bunun temel örneği. Baktığımız zaman gerçekten 9 bine yakın konut, daire hâlâ risk altında ve bunlar 99 depreminden sonra inşa edilmiş alanlar. Açıklamalara baktığımız zaman neredeyse 35 bin binanın daha yüzde 10'u incelenmiş ve depreme hazır değil. Güçlendirme çalışmaları yapılıyor, işte, okullar, birçok insanın yaşadığı binalar... Birçok risk hâlâ duruyorken böyle bir açıklamanın açıkçası çok da uygun olmamış sizin sunumunuzda yer alması.
Yine, sayfa 5'te: "Afetlere hazır, sağlıklı, güvenli, kimlikli şehirler." Başta İstanbul olmak üzere, biz bundan ne kadar uzaklaştık? Birçok tahribat yaşadık, belli bölgelerde can, mal kayıpları verildi. Neden? Evet, doğal afetler ama yanlış arazi kullanımı, düzensiz yapılaşma, yanlış politika ve uygulamalardı bunun temel sebebi.
Yine sayfa 4'te dediniz ki: "Dış doğal afetler." Ya, açıkçası bu çok ... Tamam, birçok bakan burada "Dünyada zaten küçüldü, büyüme oranları düştü, dış şoklar, dış dünya, dış mihraklar..." Tamam da sizin Bakanlığınızda doğal afetler, çevre sorunları, iklim krizleri, bunlar zaten var. Biz ne kadar hazırlık yaptık? Sizin Hükûmetiniz on yedi yılda şehirlerimizi, insanlarımızı ne kadar korudu? Ne tür risk önleyici süreçler oldu? Bir de şu var tabii ki: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ile sanki yeni bir iktidar geldi gibi. Çevre, doğa, iklim krizleri, sağlıklı, güvenilir şehirler... Ne yaptınız bunlara karşı, bu doğal afetlere karşı? Evet, bunlar vardı zaten, yeni olmadı ama neler yapıldı? Bununla ilgili de gerçekten bir öz eleştiri gerekiyor.
Dijitalleşme projelerine aşırı bir yatırım gördüm sunumunuzda. Evet, tamam ama biz son depremde gördük dijital altyapımız yok, yanımızdaki dahi insanla kuramadık, iletişim ağı çökmüş. Bununla ilgili ciddi yatırımlar gerekiyorken siz Bakanlığın içsel projelerine daha çok ağırlık vereceğinizi söylediniz.
Bir de ben Avrupa Birliği Uyum Komisyonu üyesiyim. "Çevre" başlıklı faslı 2009 yılında açıldı. Sunumunuzda hiç bununla ilgili bir şey söylemediniz. Biz ne yaptık bu uyumlaştırma noktasında ki Avrupa Konseyinin Türkiye raporu var. Bakın, çok ciddi eleştiriler var Sayın Bakan. Su ve endüstriyel kirlilikle ilgili hiçbir direktife uyulmadı. ÇED'le ilgili gerçekten direktiflerin doğru uygulanmasının sağlanmasını bize öneriyor, ciddi çekinceler var. Ve en önemlisi iklim değişikliği. Elbette Paris Anlaşması. Ama birçok alanda iklim değişikliği noktasında AB müktesebatına.. Biz resmî adayız ve çevre faslı da açılmış yani yapmamız gereken resmî yükümlülüklerimiz var ama biz bunların çok uzağındayız. Diyor ki bakın: "Çevresel konulara ilişkin mahkeme kararlarında hukukun üstünlüğünün uygulanması ve halkın katılımı ile halkın çevresel bilgiye erişim hakkına dair hâlâ şikayetler var." Biz son bir yılda bunun o kadar uygulamasını yaşadık ki ülkemizde. Hiçbir hukuksal süreç beklenmeden birçok ağacımız kesildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Oradaki yaşama, doğaya, suya, tarıma etkisi halkla tamamen paylaşılmadan, o vatandaşlar bilgilendirilmeden... Biz birçok sürece gittik ve katıldık. Bunlara dikkat edilmesi gerekiyor. Hava kirliliği, atık yönetimi, doğa koruma, endüstriyel kirlilik, risk yönetimi -muhtemelen siz raporu incelediniz- bunlarla ilgili çok önemli, gerçekten AB müktesebatı açısından uyumlu olmadığına dair tespitler var.
Atık yönetimi konusunda şunu söyleyeceğim: Gerçekten, bir kişinin himayesi değil bu. Bu, devletin, kurumsal, sürdürülebilir önemli bir politikası hâline gelmelidir. Burada, sürekli himayede yapılan bir durum olarak olmaması gerektiğini de vurgulamak istiyorum.
Sürem bu kadar. Çok teşekkür ediyorum, sağ olun.