| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Gençlik ve Spor Bakanlığı ç) Spor Genel Müdürlüğü d) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu e)Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .11.2019 |
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, kıymetli hazırun; konuşmamın başında Anayasa'mızın 56'ncı maddesini hatırlatmak istiyorum: "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Anayasa'mız böyle demesine rağmen, maalesef, çevre katliamları artık ülkemizde sıradanlaşmıştır. Ancak yurttaşlarımız yeterli direnci gösterebilirse idarenin ve yargının dikkatini çekebilmektedir.
Kaz Dağları özelinde Çanakkale ve Balıkesir'i merkezine alan ciddi çevre sorunları yaşanmaktadır. Çanakkale ilinin tek içme ve kullanma suyu havzası olan Atikhisar Barajı havzasında siyanürle zenginleştirme işlemi yapacak olan bir firmanın, yasal süreçler tamamlanmadan Kaz Dağları'nda gerçekleştirdiği orman katliamını duymayanınız, görmeyeniniz kalmamıştır. Çanakkaleliler gösterdikleri direnişle suyuna ve doğasına sahip çıkarken işletme ruhsatının yenilenmemesiyle şimdilik bir nefes aldılar. Ancak Kaz Dağları'nda 195 bin ağaç kesilirken ne Orman Bakanlığından ne de sizin Bakanlığınızdan bu katliamı durdurmaya yönelik tek bir açıklama yapılmamıştır. Çevreyi korumakla görevli Bakanlığımız Çanakkale'de on binlerce ağacın kesilmesine seyirci kalmıştır.
Dünyanın birçok ülkesinin vazgeçtiği çevreyi kirleten enerji yatırımları ve vahşi madencilik çalışmaları yüzünden ülkemizde tarım alanları yok oluyor, hayvancılık bitiyor, Kaz Dağları, ormanlar tahrip ediliyor, içme ve kullanma sularımız kirletiliyor. Kaz Dağları'nda altın şirketleriyle birlikte termik bacalarının faaliyeti canlılığı yok etmek üzeredir. Bakanlığınız bu vahşetin farkında mıdır? Çevre ve Şehircilik Bakanlığının enerji, kentleşme, turizm ve sanayi politikalarının bir diğer alana ket vurmayacak şekilde planlanması için daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir.
Maden şirketlerinin son dönemde izlediği en moda yöntem "zenginleştirme" adı altında, ÇED raporunda belirtilen alanın dışında faaliyet yürütmek. Buna engel olmaya yönelik olarak Bakanlığınızın ne gibi çalışması var? Bakanlığınızın çevreye zararı aşikâr olan projelerde daha hassas davranması, en başında "ret" kararını vermesi gerekmektedir. Bu anlamda bürokratlarınızın üzerinde siyasi bir baskı mı söz konusudur? Termik santraller, taş ocakları, siyanürle zenginleştirmeyi kapsayan ÇED talepleri hızla karara bağlanmakta ve çoğunlukla kararlar firmalar lehine, insanlarımız aleyhine çıkmaktadır. Maden şirketlerinin üç beş yıl sonra cevheri alıp gittiğini varsayarsanız talan edilmiş o coğrafyada yaşayan ve çoğunlukla geçimini tarımla sağlayan insanların geçim kaynağını yok etmiş oluyorsunuz. En azından konuşabilen varlıklar olan insanların itirazlarını dikkate almanız gerekmiyor mu? İnsanımızın yaşam hakkı sermayenin çıkarlarının üstündedir. Çanakkale'de ve ülkenin birçok yerinde insanımız her gün tarlası için, içme ve kullanma suyu için, zeytinlik alanları için mücadele ediyor. Bunları korumaya, geleceğe aktarmaya çalışıyor.
Sayın Bakan, Çanakkale ilinde 15 farklı ruhsat sahibine 26 adet dördüncü grup arama ve işletme ruhsatı verilmiş durumda. Ruhsat sahalarının toplam alanı 44.585 hektardır yani 12 Bozcaada büyüklüğünde alan delik deşik edilecek. Bu ruhsat sahalarının hangi köyleri kapsadığı ve sayısal haritaları ticari sır olarak gizlenmektedir; bu yanlıştır. Bu sahaları öğrenmek istiyoruz.
Ayrıca, ÇED süreci devam eden dördüncü grup madencilik proje sayısı kaçtır? Yine Çanakkale'de "ÇED olumlu" kararı verilen termik santral ve ÇED süreci devam eden termik santral proje sayısı kaçtır? Çanakkale'nin havasını, suyunu, toprağını insanını zehirleyen bu projelerde "ÇED olumlu" kararları verilmeye devam mı edilecektir?
Unutulmamalıdır ki yaşanabilir sağlıklı kentler ancak çevre sorunlarına akılcı bir koruma anlayışıyla yaklaşılması...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen, tamamlar mısınız.
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - ...doğal ve tarihî zenginlikleriyle doğada yaşayan canlı haklarına maksimum saygının gösterilmesiyle mümkündür ve sürdürülebilir bir kalkınma modeliyle mümkün olabilir. Aksi hâlde, kâr hırsıyla hareket eden, birçoğu çok uluslu şirketlerin gözü dolardan başka yeşil tanımayan patronlarının talimatıyla ülkemizde talan edilmeyen dere, tepe ve dağ kalmayacaktır.
Teşekkür ederim.