KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, aslında arkadaşlarımız hep dile getirdi problemleri. Birçok konu aslında iç içe giriyor fakat aslında bu yıl 19 Mayısta "Gençlik ve Spor Bayramı" denilen bayramda Türkiye'de gazetelerin bir kısmı şunu yayınladı: "Türkiye'deki gençlerin durumu nedir?" Ve Türkiye'deki gençlerin durumu -hiç bölgeler arası farklılıklara girmiyorum çünkü bölgeler arasında da ciddi bir fark var, eşitsizlik olduğu gibi fark da var- Türkiye'deki gençlerin büyük çoğunluğu mutsuz. Oran ne kadar? Yaklaşık yüzde 58'i mutsuz. Bu araştırmayı kim yapmış? Bir özel şirket mi? Hayır. TÜİK ve sıralama yapıyor. Neye göre en mutsuz? En baştaki mutsuzluk sebebi işsizlik. Sonra ne? Ekonomik geliri, para konusunda. Demek ki yoksulluk ve işsizlik gençler arasındaki en büyük mutsuzluk kaynağı. Bunu TÜİK söylüyor. Eğer bir bakanlık, gençlikle uğraşan bir bakanlık bunu önlemek, araştırmak için uğraşmıyorsa, sizin sunumunuzdaki gibi "Cezaevlerindeki şu gençlere şunu yaptık..." Niçin o gençler cezaevinde, hiç araştırdınız mı? Bir bakanlığın ve bürokrasinin en büyük görevi, ne oluyor da bu kadar gençler içeri düşüyor, bunu sorması lazım, araştırması lazım ki önlesin, korusun, çözümler bulsun.

Gerçekten, şu anda Türkiye'deki cezaevlerindeki genç sayısı nedir, eğitim düzeyleri nedir ve hangi suçlardan içerideler; bunu sizin merak etmeniz lazım ve buna çözüm bulmanız lazım. Bu olmadığı zaman, siz spor yaparsanız "Spor kompleksi açtım..." Ben baktım, üç dört başlık saymışsınız; gençlik ofisleri, gençlik merkezleri, gençlik kampları, buna benzer şeyler. O zaman, siz gençlerle uğraşmıyorsunuz. Gençler niçin uyuşturucuya yöneliyor? Hangi kentlerde uyuşturucu merkezleri var? Nerede satılıyor? Ben biliyorum, Batman'da, Siirt'te, Diyarbakır'da her tarafta MOBESE kamerası var, her köşede MOBESE kamerası var, her gün gözaltı var; niçin bu uyuşturucu satılıyor? İstanbul'da da öyle, her tarafta var. Niçin bununla ilgili siz özel bir çalışma yapmıyorsunuz, sunmuyorsunuz? Yapmadığınız zaman siz bir işi mış gibi yapıyorsunuz. Sporla uğraşalım, gençlerle uğraşalım. Gençlerle uğraşmak... Bugün Türkiye'de her 4 gençten 1'i işsiz ve bu gençlerin birçoğunun eğitim düzeyi yüksek. Üniversiteyi bitiriyor, burada Plan Bütçede birçok torba yasayla üniversite açılıyor, üniversiteyi bitirenler peki istihdam bulamıyorsa, çalışma ortamı bulamıyorsa ne olacak?

Buradan şuna geleyim: Peki, üniversiteler özgür mü? Üniversitede öğrenciler mezuniyet törenlerinde giyimlerinden, açtıkları flamalardan, pankartlardan dolayı bile gözaltına alınabiliyorlar. Hücum ediliyor üstlerine. Normalde sizin bir Gençlik Bakanı olarak gençlerin daha özgür olması için çaba harcamanız lazım, onların önünü açmanız lazım. Bu da yoksa gerçekten düşündürücü.

Yoksulluk, parayı söyledim, az önce arkadaşım da söyledi -ikimiz tesadüf böyle hem aynı parti hem aynı kent- Batman'daki gençlerin çoğu işsiz, çoğu yoksul ve Türkiye'deki petrolün belli bir oranı da Batman'dan geliyor. Bir düşünmemiz lazım, oradaki genç ne yapacak ne edecek. Gerçekten bir araştırma yapsanız "Uyuşturucu son dönemde Türkiye'de en çok nerelerde kullanılıyor? Hangi kesim kullanıyor?" diye, dezavantajlı kesimler kullanıyor ve bu dezavantajlı kesim Türkiye'nin geleceğidir. Demek ki siz Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir muhasebe yapmıyorsunuz, gençlerin geleceğiyle ilgili bir muhasebe yapmıyorsunuz. Bu Bakanlık bunu yapmıyorsa, düşünmüyorsa vay hâlimize; siz, geleceğimizi nasıl bir duruma sokuyorsunuz.

Gelelim Kredi ve Yurtlar Kurumuna, bundan söz ediliyor. Maşallah, otoyolda, hastanede, köprüde yap-işlet-devret, ona yöneldiniz. Evet, 8 milyon üniversite öğrencisi var, bu yıl 500 bin kişi yerleşti; kaçta kaçı yurtlara yerleşiyor? Yüzde 10 değil, yüzde 8 filan ediyor herhâlde, 8 küsur ediyor. Yani bunu birilerinin sorması lazım. Ben üniversite açıyorsam, 8 milyon kişi gidiyorsa ve bunlar yurtlara yerleşmiyorsa...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Yüzde 70'ten fazlası yerleşiyor.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Oranlar bu, oranlar bu.

Bir diğeri: Yerleşse bile...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Anlatacağım, anlatacağım.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Neyin yüzde 70'i?

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Oranlar bu Sayın Bakan.

BAŞKAN - Siz devam edin Sayın İpekyüz.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Karşılıklı olmasın Sayın Bakanım, biz söyleyelim, siz zaten yanıt vereceksiniz, yanınızda Genel Müdür de var. Bunu, bütün her şeyi yayınlıyor, sizin verdiğiniz istatistikler, Sayıştayın yazdığı rakamlar, Sayıştayın belirlediği denetimlerden çıkardığımız sonuçlar; biz bunu gökten indirmiyoruz yani bu veriler de var.

Bir diğeri: Bu yap-işlete sizin bir şey söylemeniz lazım. Çeşitli vakıflar... Şimdi TÜRGEV Türkiye'nin her yerinde üniversite yurdu açıyor. Kim oraya ne kadar para verecek? Nasıl yerleşecek? Kimi belediyeler bir yığın para veriyor yurtlara, o yurtlar kimi barındırıyor? Nasıl alıyor? Para alıyor mu almıyor mu? Bunların hepsinin açıklanması lazım.

Bütün bunlarla beraber, bir diğeri de şu: Bakın, uyuşturucuda bir rakam vereceğim, ben onu da atlamayayım çünkü önümde var. 15 ile 29 arasını "genç" diye tanımlıyorsunuz. Türkiye'de uyuşturucu nedeniyle hastaneye başvuranların yüzde 40'ı 15-19 yaş arası; 20-24 yaşında yüzde 30, 25-29 yaşında yüzde 11 oranında. Hastaneye başvuranların yüzde 89'u sizin "genç" dediğiniz nüfustur biliyor musunuz. Bunu bir dert etmeniz lazım; etmediğiniz zaman sizin arkanızdaki şeyler sizin önünüze, işte biraz önce söylediğiniz gibi sahte, yanlış, sizi aldatan verileri getiriyorlardır. Bunu dert etmiyorlarsa -"bürokrat" dediğin yaratacak, rutini değiştirecek- rutin davranıyorlardır.

Şimdi, spor, dünyanın her yerinde "spor" denince aslında, ilk çıktığından beri barış gibi, yan yana getirme gibi, hatta kimi zaman itiraz gibi... Bakın, Türkiye'de Anadolu'da birçok yerde antik tiyatrolar var. Geçmişte tiyatro sahneleri neydi? Yani yöneticiyi de eleştirir, itirazları da dile getirir, öfkelenir, alkışlarla, bağırmalarla insanlar rahatlardı. Hâlâ filmlerde izliyoruz. Şimdiki statlarda onu görürken ama her gün statlarla ilgili bir düzenleme, nasıl ki "Sokakta yürürken şu sloganı atmayın, şunu söylemeyin." gibi... Statlarla ilgili de bir yığın düzenleme var. Ama neye dönüştü? Spor Türkiye'de artık bir endüstri. Neden endüstri? Çünkü hâlâ futbolla ilgili -başta futbolu söyleyeyim- sporla ilgili bir yasa yok. Türkiye Futbol Federasyonuna bağlı bütün kulüpler ya dernektir ya da meşhur, şu andaki, son böyle on-on beş yılki gibi şirkettir ve artık her futbol takımı çıktığında bir şirket unvanıyla bitiyor. Geçmişte kentlerin takımlarının bir ruhu vardı. Şimdi şirketler... E her gün sahibi değişiyor. Niçin bu Bakanlık buna el atmıyor? Şirketler ne yapıyor? Para aklıyor, müdahale ediyor. Türkiye'de nasıl ki Hâkimler ve Savcılar Kurulu problemse hakemler de şimdi Türkiye'de probleme dönüşmüş. Yani niçin buna et atmıyor? Bir taraftan yöneticiler... Yöneticiler sanki holiganizmi kışkırtan bir tarza dönüştürüyor.

Şiddet... Türkiye'nin her yerinde kutuplaşma, uzaklaşma var. Şiddet konusunda televizyon yorumcusundan... Yani televizyoncusu çıkıyor, Türkiye'de belki de "Balkanlardan gelenler..." diye ileri geri konuşuyor, yasaklıyorlar, sonra tekrar aynı televizyona gidiyor. Şimdi burada değil, Sayın Saffet Bey eski futbolcu, itiraz ediyor, televizyon uzaklaştırıyor. Televizyonun dili eril, küfürlü; gazetelerin manşetleri eril, küfürlü ve militarist, hücum edecek, vuracak, bombalayacak gibi. Böyle bir gençlik mi yetişecek? Böyle bir spor mu olacak? Ve sonra da altında İddaa ve şike... "Spor" diyorsunuz, Türkiye sizin döneminizde, sizden önceki en büyük şike operasyonlarına tanık oldu.

Gelelim diğerine: Bakın Sayın Bakan "Amedspor" deyince -Sportif Faaliyetler Kulübü- "Cizrespor" deyince "Mardinspor" deyince "Batman Petrol Spor" deyince birçok yere gittiklerinde şiddete maruz kalıyorlar. Bunun bizim derdimiz olmaması mı lazım? Bakın, nasıl az önce diyorlar ki: Selam nedeniyle şu oldu, UEFA müdahale etti. Ya, Diyarbakır'da Deniz Naki bir selam verdiği için üç küsur yıl ceza aldı, futboldan men edildi ve şu anda yurt dışında.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne selamı verdi?

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Şöyle yaptı.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Şöyle yaptı, zafer işareti yaptı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Neyin zaferi o?

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Yani ne olursa olsun arkadaşlar, bu, polemik için değil.

BAŞKAN - Lütfen arkadaşlar...

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - UEFA ceza vermedi.

Sayın Bakanım, bir diğeri: Bir kentin takımı bir yere maça gittiğinde ona "Seyirci gidemez, seyircinin güvenliğini alamam." derseniz siz o Bakanlıkta ne yapıyorsunuz? Amedspor gittiği maçlarda, Diyarbakırspor gittiği maçlarda birçok ilde siz seyirci getirmeyin... O zaman bu sporunu barışa mı alet edecek, şiddete mi? Bu spor, kutuplaşmayı mı önleyecek yoksa artıracak mı? Bunları konuşalım, çözelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın İpekyüz, lütfen tamamlayınız.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Bunu yapmazsak olmaz. Bakın, Mandela'nın Afrika'da ilk yaptığı şey, sporu barışa teşvik etmekti, kaynaştırmaktı; bunu yapalım.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Diyarbakır Stadı en güzel statlarımızdan biri.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Stat sorun değil. Bakın, zaten problem şu...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Onun için...

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Bakan, bakın, siz şimdi her şeye böyle hızlı, dinamik cevap veriyorsunuz.

Siz diyorsunuz ki: "Millî Takım'da, yurt dışında futbolcularımız var." Hepsi oranın altyapısında yetişmiş. Türkiye'nin altyapısında yetişmiş futbolcu olsa 3 büyükler dâhil birçok yerde Türkiyeli futbolcular oynardı. Bunun olmaması, altyapının olmaması işte profesyonelce ve şirketçe bakış açısıdır; bunun düzelmesi lazım.

"Spor" dediğiniz futbol değildir, kayağından tut, yürüyüşünden tut, ne bileyim, her şeyine kadar... Sadece futbol gibi düşünürseniz belli bir kesime hitap edersiniz.

Birçok söylenecek şey var fakat en büyük derdimiz, gerçekten konuşabilmek, sorunları çözebilmek ve hem gençlik konusunda hem spor konusunda kutuplaşmayı önleyen, araştıran, bu çalışan, emek veren herkeste, sizinle beraber yeni bir vizyon, yeni bir yaratıcılık yaratması lazım ve o zaman bütçenin de artması lazım, desteklememiz lazım.

Teşekkür ediyorum.