| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Gençlik ve Spor Bakanlığı ç) Spor Genel Müdürlüğü d) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu e)Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .11.2019 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli Bakanım, şahsınızda bütün heyete saygı sunuyorum.
Başlarken Cavit Bey'e iştirak ettiğimi hemen söyleyeyim.
CAVİT ARI (Antalya) - Allah razı olsun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Geçtiğimiz yıl bütçenizde konuşurken altını özellikle çizmiştim Değerli Bakanım, şu yabancı futbolculara mutlaka tahdit getirmek lazım, hakikaten o endişeler çok yerinde, ben bunu bir defa daha söylemiş olayım.
Şimdi, efendim, Gençlik ve Spor Bakanlığı... Gençliği tarif etmek lazım "Nasıl bir gençlik?" sual bu olmalı. Gençliğin kırmızı çizgileri ne olmalı, bunların altını çizmek lazım ve ben bu suale ve bu tespite Sayın Cumhurbaşkanımızın, gençliğe hakikaten çok gani destek veren Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle katkı sunmak istiyorum müsaadenizle. "Nasıl bir gençlik? Diploma avcılığı yaparak kariyer peşinde koşan değil, hakiki manada ilim ve hikmet arayışında olan bir gençlik. İmanı ve ahlakı hayatının merkezine yerleştirmiş bir gençlik. Kalbiselim sahibi bir gençlik yani imanına, inancına, maneviyatına sahip bir gençlik. Zevkiselim sahibi bir gençlik yani sanatıyla, kültürüyle, estetiğiyle zirvede bir gençlik. Aklıselim sahibi bir gençlik yani ilimde, fende, teknikte, tefekkürde en ileride bir gençlik." Muhteşem bir tarif Erol Hocam. Yani buna şapka çıkarılır. Sayın Cumhurbaşkanımıza minnettarız, hakikaten çok özgün, çok özel biri.
BAŞKAN - Erol Hocam ile sizin aranızda bir muhabbet var, anlayamadım tam.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Vallahi ben de anlayamadım.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizim beklentimiz de bu.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Allah muhabbetinizi artırsın.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yani senin bize karşı muhabbetin yok mu? Son ben konuşmalıydım sana bıraktım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Artırsın dedim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, efendim, bir defa, gençlik, hakikaten bizim her yönüyle zirveleri ifade eden, enerjisiyle Türkiye sathını tarif eden bir kavram. Dolayısıyla, bu kavramı tarif eden, bu kavramı tanımlayan Bakanlığın başında da bir gencin olması lazımdı.
Az önce Uğur kardeşim Bakanımızla ilgili bir tanım yaptı -tabii hemşehrisi olması hasebiyle çok daha yakın tanıyor- bir şeyin altını çizdi, çok mühim bu. Bana göre insan olmanın da en kestirme miyarı, en mühim miyarı, ölçüsü o; helal, haram bilmek, gençliği de bu kıvamda yetiştirmek, bu kıvama has...
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Vah, vah, vah.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne oldu Hanımefendi?
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Hayır, bu konulara fazla girmeyin.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Niye girmeyeyim Hanımefendi?
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Zararlı çıkarsınız.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Niye girmeyeyim? O konuların, o dediklerinizin en mümeyyiz kadrosu şu ak kadro.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Vah, vah, vah.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tabii, bizim yaptıklarımız, on yedi yıldır yaptıklarımız orta yerde.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Ülkenin geldiği durum ortada.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Daha önce götürülenleri biz burada eser siyaseti olarak koyduk, ne diyorsunuz siz?
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Kul hakkını en çok yiyen...
BAŞKAN - Sayın Sunat, lütfen.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Deminden beri oradan öyle kaba kaba konuşuyorsunuz ki bir hanımefendiye yakışmayacak bir tarz bu.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Kaba konuşmuyorum. Siz kibar konuştuğunuzu mu zannediyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Sunat, lütfen.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hiç kibar değilsiniz. Böyle bir şey yok, siz konuşurken ben de hiç müdahale etmedim dikkat ederseniz.
BAŞKAN - Sayın Aydemir, lütfen...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hiç şık değil yaptığınız.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Çok şık, olması gereken.
BAŞKAN - Lütfen Sayın Sunat...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hiçbir şey değil. Ne olması gereken?
BAŞKAN - Lütfen İbrahim Bey...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Ah"lanacak, "vah"lanacak bir şey yok burada.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, müfteri tarzı hayatlarına şekil olarak almışlar, iftira, böyle bir şey yok kardeşim ya.
BAŞKAN - Lütfen, lütfen...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ayıptır bak, burada gecenin şu vaktinde gelmişsiniz, böyle şey olur mu ya? "Ah, ah" yapıyor ya "Ah, ah" neymiş ah, ah?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ah, vah yapıyor ya!
BAŞKAN - Tamam, Sayın Aydemir, tamam.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dolu dolu söylüyorum ben bunu elhamdülillah, bugüne kadar şu kadro o dediğim tarif üzerine yürüdü. Yürüdüğü için Türkiye'yi zirvelere taşıdı her konuda.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - İşte o yüzden...
BAŞKAN - Sayın Sunat, lütfen...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, ben burada kıyas yapmıyorum çünkü kıyastan insanlar rahatsız oluyorlar. 2002 ile 2009'u kıyaslamaktan kırmızı görmüş boğa gibi üzerimize geliyorlar. O gün kardeşim burada basit bir tanım yaptı "Alım gücü 2002'de daha iyiydi." Bunu nasıl tarif edersiniz? Asgari ücret üzerinden tarif edersiniz, o günkü asgari ücretle ne alıyordunuz, bugün ne alırsınız. Bunu yaptı ama burada linç edildi ya, böyle bir şey olur mu?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yumurta fiyatına bakın.
BAŞKAN - Sayın Aydemir, devam edin.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Elektrik, doğal gaza gel Sayın Aydemir.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Onları da söyledik kardeşim, onların hepsini söyledik, saklayacak bir şeyimiz yok bizim.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yumurtanın değeri aynı mıydı?
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Yürütmeyi parlatmaya çalışma, yasama üyesi gibi konuş.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, bakın benim bir iki tane talebim olacak, ondan önce çok kestirme bir şey söyleyeyim, çok uzatmayacağım.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Kardeşimmiş, sen kimsin ki "kardeşim'' diyorsun! Ne diyorsun, sen ne biçim konuşuyorsun!
BAŞKAN - Arkadaşlar lütfen ya, lütfen ya...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne diyorsun ya?
BAŞKAN - Lütfen, lütfen, arkadaşlar lütfen ya...
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sen ne laf atıyorsun? Hatip, hatip, "kardeşim" demeyeceksin.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne diyorsun sen ya, sen ne diyorsun kardeşim! Oradan ne laf atıyorsun bana! Ayıp bir şey ya!
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Siz kardeşim olmayı reddediyorsanız ''kardeşim'' sözümüzü geri alıyoruz. Kardeş olmayı reddediyorsanız geri al ya, reddediyor kardeş olmayı.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne diyor ki?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Niye bana 'kardeşim' diyorsun?" diyor.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Cehennemin dibine ya, bizim Erzurum'da böyle derler.
BAŞKAN - Lütfen arkadaşlar, lütfen ya...
Devam edin Sayın Aydemir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Özet olarak, Sevgili Başkanım, Güzel Başkanım konuşmalarınızdan ben de istifade ettim, biz son tahlilde şunu istiyoruz: Kızılelması olan bir gençlik istiyoruz.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Vah, vah...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Allah şifa versin ya, vallahi Allah şifa versin. Ne diyeyim ben ya? Hayret bir şey ya.
O zaman Değerli Bakanım, benim birkaç tane talebim olsun. Okullardaki beden eğitimi dersleri fonksiyonel değil. Okullarımızda çok muhteşem spor salonları var, özel yapım ancak beden eğitimi dersleri böyle çok sathi, sıradan yapılıyor, onlara bir tarif getirmek lazım. Mesela, ben bir iki not almıştım, futboldan güreşe, basketboldan Uzak Doğu sporlarına kadar alanlar oluşturulabilir beden eğitimi dersleri için; bu bir talebimiz olsun.
İkinci talebimiz, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerin her birinde ihtisas spor alanları oluşturulmasını talep ediyoruz. Mesela Erzurum'da kış sporları çok önemli, mesela Elâzığ'ımızda güreş, mesela Hakkâri'miz atletizm için çok uygun.
Efendim, bir başka talebimiz, Erzurum'da Sayın Cumhurbaşkanımızın müzaheretiyle oluşturulan kış sporlarına dönük yatırımlar, spor yatırımları oldu, spor tesisleri oldu Değerli Bakanım. Onların çok daha fonksiyonel hâle gelebilmesi için özel bir zemin oluşturmak lazım. Bunu bir tarif içerisine de koyabiliriz bilahare, ona zihninizi teksif etmenizi istirham ediyorum. Mesela, kış sporları orada gene çok önemlidir. Bir akademik birim oluşturulması düşünülebilir.
Hasılı, Değerli Bakanım, burada çok da yetkin kadronuz var, hepsini yakından tanıyorum. Biraz önce Kredi ve Yurtlar Kurumuyla ilgili tenkitler geldi, oysa o alanda hakikaten şapka çıkarılacak kadar bir performansımız oldu, şu anda da öyle, en iftihar ettiğimiz mevzuların içerisindedir hatta başındadır. Dolayısıyla ona katkı sunan, sizin Bakanlığınızın her sahasına katkı sunan şuradaki kardeşlerimin hepsine minnettarlığımı ifade ediyorum şahsınızda.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Memlekette cemaat sorunu var İbrahim Bey, memlekette cemaat sorunu var. İyi bir şey, yurt yapsın herkes desteklesin ama cemaat sorunu var.
BAŞKAN - Sayın Aydemir, buyurun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizim böyle gönlümüz gani, böyle söyleyince, Hocam, olsun eyvallah. Tarz bu oldu mu başımızın üstünde elbette ama öbür türlü böyle refüze edici bir yaklaşım, olur mu böyle bir şey?
Değerli Bakanım, bütçemiz hayırlı mübarek olsun.
Herkese saygı sunuyorum bu arada.