| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .11.2019 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, değerli bakan yardımcıları, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bu 2'nci bütçeniz. Geçen yıl birkaç aylık bir bakandınız. Sağlıkla ilgili olarak bir vizyon çizmenizi arzu etmiştik ama belki ona fırsat da bulamamıştınız. Ama bu sefer 2'nci konuşmanızda biraz daha kapsamlı bir vizyon çizerseniz, nereye... Yani kamuyu anladınız, biraz önce söylediğiniz gibi "Ben bu usulleri bilmiyorum." Ama artık kamudaki usulleri, esasları öğrendiniz, bir yılı geçti. Bundan sonrasıyla ilgili sağlıkta nasıl bir perspektifinizin olacağı, nasıl bir vizyon çizeceğinizi anlatabilirseniz memnun oluruz, onu görmemiz lazım hep beraber.
Sayın Bakan, demin bu vizyonla ilgili girişi şunun için yaptım: Bakanlığınız bu yakın zamanda Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu gibi çok önemli, iddialı 2 kurumla beraber çıkmıştı, bunlar Bakanlık bünyesi dışındaydı, bir anlamda ilgili kuruluşlardı. Bunlar kısa zamanda değiştirildi, farklı bir yapıya büründü. Bir de biliyorsunuz, çok önemli bir konu var, kamu-özel iş birliği çerçevesinde bu şehir hastanelerinin açılması. Bu da gördüğümüz kadarıyla çok önemli bir problem hâline geldi maalesef. Yani biraz sonra gireceğim ben de o konuya, diğer arkadaşlarım da sanırım o konularla ilgili olarak çok şey söyleyeceklerdir.
Şimdi, sağlıkta idari yapıda nereye gitmekte olduğumuz konusuyla ve nasıl gitmekte olduğumuz konusuyla ilgili olarak da soru işaretleri var maalesef, sıkıntılar var. Yani yakın zamanda zikzaklar çizmişiz. Sizin bu konuyu bilen, özel sektörden gelen, böyle bir yönetim tecrübesine sahip olan birisi olarak -kamuda da şimdi tecrübelendiniz- bu birikimleri bir vizyonla geleceğe aktarabilmeniz lazım; onun için merak ediyorum. Bu çok önemli bir konu çünkü biz Sağlık Bakanlığında yakın zamanda çok zikzaklar, çok zaman kayıpları yaşadık maalesef. Siz de tablolarını gösteriyorsunuz. Sağlık harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı geçen yıla göre de düşüyor hem özelde hem kamuda, maalesef böyle bir durum da var. Yani Türkiye'de paranın bol olduğu, nakdin bol olduğu bir dönemde de bu işi yapmıyorsunuz, parayla ilgili sıkıntıların da olduğu bir dönem ki geçen dönem çok avantajlı bir dönemdi, parasal sıkıntılarınız nispeten çok çok azdı bugüne göre ve şöyle bir şey var: Onuncu Kalkınma Planı'nda -sizden önceki yani 2013-2018 dönemini kapsayan- bazı hedefler konulmuştu. Mesela 10 bin kişiye düşen yatak sayısıyla ilgili 28,4 gibi bir hedef konulmuştu; 27,9 gerçekleşti yani altında kaldı. 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 193 olacaktı, 186'da kaldı. 100 bin kişiye düşen hemşire sayısı 295 olacaktı, 206'da kaldı. Bebek ölüm hızı ve anne ölüm hızıyla ilgili hedefler tutturuldu, onlarda bir problem yok ama maalesef hedeflerin birçoğunda da sorunlar, sıkıntılar var.
Sayın Bakanım, çok fazla hekim arkadaşımız var, eczacı arkadaşımız var, konuyu bilen arkadaşlarımız var. Ben de hem kamuda hem de özel sektörde sağlık yöneticiliği yaptım, farklı boyutlarıyla biliyorum. Biliyorsunuz, özellikle 2018 yılı içinde, o dönemde yaptığınız harcamaların bir anlamda burada denetimini yapıyoruz, hesabını verme durumundasınız. Bununla ilgili olarak Sayıştayın Bakanlıkla ilgili çok güzel bir raporu var. Geçen sene hatırladığım kadarıyla toplam 5-6 eleştirisi vardı Sayıştayın ama bu sene 31 eleştirisi var 2018 için ve çok da önemli eleştiriler Sayın Bakanım. İzlemede olan, geçen yıldan gelen o 7 eleştiri konusunun -ki önemli konulardı- hiçbiri düzeltilmemiş, izlemeye almışlar hiçbiri düzeltilmemiş, 2017'den intikal eden eleştirilerin hiçbiri düzelmemiş. Ayrıca, iç kontrol sistemi kurulmamış, daha doğrusu iyi çalışmıyor. İç kontrol sistemiyle ilgili Sayıştay çok güzel eleştirilerde bulunmuş. Siz bu işi bilen birisiniz. Bunun denetimi yapılmazsa, yapılan işlerin en azından kendi iç bünyesi içerisinde denetimi yapılmazsa büyük sorunlar olur. O sorunların ne olduğunu uzun süre bilmek mümkün olmaz. Artık ameliyat gerektiği durumda ancak müdahale gerekir ki o da çok geç kalmış olur. Özellikle bu iç kontrol sistemiyle ilgili bölümleri okuyabilirseniz ya da işlem yaptırabilirseniz faydalı olacağını düşünüyorum. Dediğim gibi 31 eleştiri maddesi var, bunlardan 5'i denetim görüşünü etkileyen, 26'sı da etkilemeyen bulgular ama o 26 bulgu çok daha önemli bence.
Bakın, 1'inci bulgu "Şehir Hastanelerinin Muhasebe İşlemlerinde Karşılaşılan Sorunlar" başlığı altında.
"a) Yapımı Devam Eden Şehir Hastanelerinin Taahhüt Hesaplarında İzlenmemesi" Yapımı devam eden hastaneler izlenmiyor.
"b) Hizmete Giren Şehir Hastanelerine Ait Varlık ve Yükümlülüklerin Kayıt Edilmemesi, Kira Ödemelerinin Hatalı Muhasebeleştirilmesi ve Muhasebe İçi Envanter İşlemlerinin Yapılmaması." Kira işlemi bile baştan aşağıya hatalı yapılıyor.
(c) "Şehir Hastanelerine Ait Varlık ve Yükümlülüğe İlişkin Düzeltme Kayıtlarının Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği'ne Uygun Yapılmaması"
Sonuç olarak diyor ki: "...idare tarafından söz konusu bildirimlerin yapıldığına ilişkin kanıtlayıcı belge sunulmamıştır. Dolayısıyla adı geçen periyotların 45 nolu Tebliğ'de belirtildiği üzere üçer aylık dönemleri kapsayıp kapsamadığı bilinmemektedir. Sözleşmesi imzalanan şehir hastanelerine ilişkin taahhüt işlemlerinin ilgili nazım hesaplarda muhasebeleştirilmemesi hususunda ise açıklama bulunmamaktadır."
Ve bunların işlemlerinin yapılması gerekiyor. Sonuçta, Bakanlığınız bürokrasisi bu konuyla ilgili cevap vermekte zorlanınca "Bulguda belirtilen hususların resmî yazıyla Hazine ve Maliye Bakanlığına iletildiği bildirilmiş." Yani artık demişler ki: Biz bununla ilgili cevap veremiyoruz, Hazine ve Maliye Bakanlığına bildirdik, oradan gelen cevaba göre kamu özelle ilgili cevap vereceğiz size. Sonuç ne oldu? Henüz belli değil tabii, bunun bilinmesi lazım. Yani o kadar önemli bir sıkıntı var.
Şöyle bir sıkıntı var... Geçenlerde -birkaç ay önceydi, Halil Bey de vardı- kamu-özel iş birliğiyle ilgili bir kanun buradan geçti. Kamu-özel iş birliği hastanelerindeki sözleşmelerin aleyhimize yani devletin aleyhine dönmesi nedeniyle bir düzeltme maddesiydi. Sorun neydi? Ne kadarını düzelttik? İnanın bilmiyoruz, Sayın Bakan Yardımcısı şahittir. Açıklama yapılamadı ve burada Meclise, Plan ve Bütçe Komisyonuna, milletvekillerine bir güvensizlik söz konusu oldu. Ben hayatımda o kadar aşağılandığımı düşünmedim, gerçekten düşünmedim. "Burada bir sorun yok ama düzeltiyoruz." Ne demek buraya bilgi vermemek? Böyle bir durum vardı. Türkiye'de bir şey yapıldı, yatırım yapıldı, çok da önemli bir portföy, dünyanın parası, 100 küsur milyar harcandı. Bu harcama nedir, koşulları nedir? İnanın kimsenin bildiği yok. Halk adına bütçe hakkı olan biz milletvekillerinin en azından bilgisi yok ve maalesef kayıtlarda da yer almıyor. Bizim bu sene zar zor çıkarmaya çalıştığımız bir hesaplama oldu. Şehir hastaneleri için bütçeden yapılan ödemeler, başlangıç ödeneği 2018'de 2 milyar 544 milyon liradan, 2 milyar 200 milyon lirası harcanmış. 2019'da 6 milyar 150 milyon lira ayrılmış, Ağustos sonu itibarıyla 3 milyar 345 milyon lirası harcanmış görünüyor. 2020 için de bütçe teklifi 10 milyar 414 milyon lira olarak gelmiş yani önemli bir artış da var. 2021'de 16 milyar lira, 2022 içinde 21 milyar 910 milyon lira bir bütçe teklifi geleceği anlaşılıyor. Bunlar tabii önemli rakamlar ama nereye gidecek bu rakamlar, sizin de bu konuyla ilgili bilgi sahibi olmanız lazım. Eğer yapılan işler özel sektörde yapılmış olsaydı, inanın bitirirdi; bu, bir holdingi de bitirirdi, bunun altında kalkınmazdı, o kadar maliyetli yapılıyor.
Sadece bu konuyla ilgili değil, mesela yurt dışından birileri geliyor. Sayın Bakanım, mevzuat o kadar kötü uygulanıyor ki. Mevzuata göre yabancılarla ilgili olarak şöyle bir durum söz konusu: Ülkemizde oturma izni almış ve geçici TC kimlik numarası olan yabancı uyruklu hastalara sunulan sağlık hizmetlerinde kamu sağlık hizmetleri fiyat tarifesi üzerinden ücretlendirme yapılıyor. Ülkemizde oturma izni almış olan ve geçici TC kimlik numarasına sahip olan yabancı uyruklu hastalara sağlık hizmeti verildiği zaman kamu sağlık hizmetleri fiyat tarifesi üzerinden ve bu tabii nispeten düşük. Turist olarak gelenler oluyor, onlarla ilgili olarak normal piyasa fiyatlarından ama ne yapılıyor? Yabancı uyruklular geliyorlar, ülkemizde oturma izni alıyorlar, çok kolaylıkla TC kimlik numarası alıyorlar, tedavilerini yaptırıyorlar gidiyorlar. Ödemelerini de yapmıyorlar. Bunun ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Çok büyük meblağlara ulaşmış bu. Bunun simsarları da ortaya çıkmış, sürekli olarak bunu istismar ediyorlar. Şehir hastanesi bünyesinde de var şu anda. Yeni kurulan hastanemiz bünyesinde de bu tür istismarlar yapılıyor. Yani bizde bu yabancıların tedavisiyle ilgili iki tür mevzuat olması, o mevzuat boşluğundan istifade edilerek bunların yapılması yine önemli zararlara sebebiyet veriyor.
Sayıştay raporunda çok önemli konular vardı; bunları -yani rapor güzel hazırlanmış; özellikle kayıtlara, tutanaklara girsin istediklerim de var ama çok vaktimiz de yok- en azından başlık olarak okumak istiyorum Sayın Bakanım, dikkatinize sunmak istiyorum basının ve sizin.
"Bulgu 1) Şehir hastanelerine ilişkin yatırım, hizmete alınma ve hizmetlerin yürütülmesi sürecinde iç kontrol sisteminin oluşturulmaması nedeniyle planlama, iletişim, koordinasyon ve uzmanlaşma eksikliğinden kaynaklanan sorunların yaşanması -demin bahsettiğim- iç kontrol sisteminin eksikliğinden kaynaklanıyor.
Bulgu 2) İdarece usulüne uygun olmayan borç üstlenimi taahhüdünde bulunulması ve muhasebeleştirilip raporlanmaması." Düşünebiliyor musunuz, idarece devlet adına usulüne uygun olmayan borç üstlenim taahhüdünde bulunuluyor ve bu muhasebeleştirilmiyor da. Türkiye'de mevzuata göre bu borç üstleniminde bulunmaya yetkisi olan Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı, yani Hazinenin bağlı olduğu bakandır sadece ama buna rağmen bürokrasi bu tür şeyler yapabiliyor.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Anlaşması hiçbir şekilde imzalanmadı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayıştay raporunda var bu husus.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Ben anlatayım.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayıştay raporundan okuyorum; devamı da var, açıklamaları da var. İsterseniz bunu toplantıdan sonra arada da görüşebiliriz.
"Hizmete giren şehir hastanelerine ait sözleşmelerde nüsha farklılıkları, atıf hataları ve mahiyeti belirsiz hükümlerin bulunması." vesaire yani çok önemli sıkıntılar var.
Sayın Bakanım "Bulgu 5) Şehir hastanelerine ilişkin sözleşmelerde yer alan bazı hükümlerin 6428 sayılı Kanun'a aykırı olması." Yani kamu-özel iş birliği modeliyle tesis yaptırılması, yenilenmesi vesaire kanuna da aykırı bir şekilde bu işler yapılıyor yani kendi kanununa da aykırı maalesef. Neyse, bu konuyla ilgili 26 tane bulgu var.
Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüyle ilgili olarak da gelir ve gider tahminleri çok afaki yapılmış. Mesela, bütçe giderleri başlangıç ödeneği 2018'te 155 milyon iken bütçe gerçekleşmesi 372 milyon olmuş; bütçe gelirleri 298 milyon tahmin edilmiş, 592 milyon olmuş. Genellikle bunu düşük tahmin etmeye çalışıyorlar, biliyorum ama yine de dikkate alınması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Sözcü Abdullah Nejat Koçer geçti.)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Performans raporu da dikkate alınması gereken bir rapor Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü için.
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun Sayıştay denetim raporunda da yine iç kontrol sistemi eleştirisi var, önemli. Burada 5 tane bulgu var; bunlar da önemli bulgular Sayın Bakanım, bunlar da dikkate alınması gereken konular.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığıyla ilgili Sayıştay denetim raporunda da yine iç kontrol sisteminin eksikliğinden bahsediliyor.
İç kontrol sistemi şöyle önemli: Görüyorsunuz her alanda hem mevzuata aykırı hem hukuka aykırı işler yapılıyor, muhasebe ve mali düzene aykırı işler yapılıyor; çok fazla var. Yani bir taraftan siz asli işinizi yapacaksınız ama onların kayda alınması, hukuka uygun hâle getirilmesi aksayacak; bunların olmaması lazım. Böyle devam ederse tabii ki sıkıntılar olur.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığıyla ilgili olarak da yeniden yapılan bir düzenleme oldu. Bilmiyorum bunun sonuçları nasıl, memnun musunuz ama Bakanlığın tümüyle yeniden yapılandırılması lazım çünkü yetersiz bir anlayış var yani kendiliğinden bir şeyler yapılmış ve bugüne kadar gelmiş.
Şu anda Ankara'da -aynı zamanda ben Ankara Milletvekiliyim- yeni açılan Şehir Hastanesi ve açılacak olandan dolayı epey bir hastane kapatılıyor. Ankara, Türkiye'de sağlığın başkenti idi; en iyi doktorlar buradaydı, en iyi hastaneler buradaydı ve bütün Anadolu Ankara'ya gelirdi ama sağlığın başkenti olma niteliğini yitirdi Ankara. Tabii, bu nitelik ortadan kalkınca, kalkmaya başlayınca sıkıntılar da oluşmaya başladı. İstanbul da Anadolu'dan gidenlerle sıkıntı yaşıyor, Ankara da birçok değerini kaybetmiş oldu maalesef, sıkıntılar var. Bu durumun da düzelmesi lazım. Bu şehir hastanelerinin çalışması, oralara alışılması gibi konularda büyük sıkıntılar var ve bize çok intikal ediyor bu konular milletvekili olduğumuz için. Çevre ilçelerden özellikle acile, yoğun bakıma hasta alınmasıyla ilgili de çok fazla sıkıntı var Ankara'da. Şehir hastaneleri sorunu çözmediği gibi biraz da artırdı yatak sayısı artmış olmasına rağmen, bir miktar artmış olmasına rağmen.
Sayın Bakanım, birçok konu var; ilaçla ilgili, aşıyla ilgili diğer konular da var ama arkadaşlarımız da -çok onlar- herhâlde değinirler ki olmazsa soru-cevap bölümünde de aktarırız.
Bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum, başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.