| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .11.2019 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Değerli Bakanım, değerli bakan yardımcılarım ve değerli bürokratlar; ben de önceki arkadaşlarım gibi hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Komisyon Başkanım, kürsüyle ilgili olarak, zatıalinizin yönetimiyle ilgili olarak bir iki söz söylemek istiyorum. Dolayısıyla ilk söyleyeceklerim sizinle ilgili.
Şimdi, maruzatım şu: Geçen sene Sayın Bakanımız geldi, 2019 yılında Türkiye'nin sağlık hizmetlerini yürütebilmek için bizden bir ödenek talebinde bulundu, biz de bunu verdik. Şimdi 2020 için ödenek talebinde bulunuyor ve 2019 yılında yaptığı harcamalar sonucunda ortaya çıkan çıktıları da geldi bizimle paylaşıyor ve bize hesap veriyor. Ve bununla ilgili olarak da şöyle bir sunum hazırlamış. Bu zaman kendisine yetmedi. Dolayısıyla biz de şu anda bunu tartışmaya devam ediyoruz.
Benim sizden istirhamım, kürsü olarak, Komisyon Başkanı olarak: Şu anda bütçe görüşmelerinin daha başındayız. Birkaç bakanlık görüştük, bakanlıkların daha büyük bir kısmı geride. Dolayısıyla ilgili bakanlarımıza söyleseniz, bundan sonra buraya geldiklerinde yapacakları sunumda bu tür sunumlarını öz olarak biraz kısa tutsalar da şu Sayıştay raporlarıyla ilgili olarak uzmanların, Sayıştay denetçilerinin ortaya koydukları görüşlere itirazları varsa onu bize söylemeleri ve dolayısıyla bu konuda konuşmaları hem denetim açısından hem de bizim denetim görevimizi yapabilmemiz açısından çok daha faydalı olacak. Sayın Bakanım, bunu baştan sona eğer fırsatı olsaydı okuyacaktı ama bu Sayıştay raporuyla ilgili sunumunda tek bir kelime söylemedi. Bir ara Bülent Bey'in, Sayıştay raporuyla ilgili olarak söylediği bir şeye araya girdi atıf yaptı, dedi ki: "Hayır, öyle değil." Şimdi, bütün bu görüşmeler bittikten sonra, gecenin saat on ikisinde, birinde bütün herkes konuşmasını bitirdikten sonra, cevap kısmına geldiğinde bu Sayıştay raporuyla da ilgili olarak bizim söylediklerimize Sayın Bakanım cevap verirse ve "5'inci maddedeki şu şey doğru değildir, o öyle değildir; böyledir. Bu öyle değildir, bu böyledir." der ise burada ne Sayıştay denetçisi ne de biz buna karar verebiliriz. Acaba Sayıştay denetçisinin mi bir eksikliği var, yoksa Sayın Bakanın söylediğine mi itibar edeceğiz? Yani böyle bir sıkıntıyla karşı karşıyayız.
O nedenle benim sizden istirhamım, ilgili bakanlara, bundan sonra gelecek bakanlara söyleyin lütfen, sunumlarını uzun yapabilirler. Bunu internete koysunlar veya özel olarak bize versinler ama özün özü olarak burada bir sunum yapsınlar, zamanlarının önemli bir kısmını bu bulgulara hasretsinler ve desinler ki: "Bu, şundan şundan dolayı oldu, bundan böyle oldu. Şunu şunun için yapamadık, bunu bunun için yapmadık." Veyahut da "Bu tamamen yanlıştır." der ise o zaman şöyle bir soru ortaya çıkıyor... Tekraren söylüyorum, akşam bütün görüşmeler bittikten sonra Sayın Bakan derse ki: "Şu maddedeki şu şey yanlıştır." Sayıştay denetçisi burada değil, ben de size söylüyorum. Dolayısıyla gerçekten bir sıkıntıyla karşı karşıyayız.
Şimdi Sayıştay raporunun esasına gelecek olursak... Bülent Bey çok yetkin bir şekilde söylenecekleri söyledi ama ben ilave olarak şunu söylüyorum, Sayıştaydaki süreç: İlgili denetçi gidiyor, ilgili birimleri inceliyor. Gerekirse sahaya çıkıyor, sahada inceleme yapıyor ve bir rapor yazıyor. Bu raporu -bir inceleme kurulu varmış Sayıştayda- oturuyorlar yazıyorlar. "Şunu çıkar, bunu ilave et. O cümleyi öyle yazmayalım, bu cümleyi böyle yazalım." deniliyor ve sonuçta bu paylaşılabilecek rapor ortaya çıkıyor. Şimdi, Sağlık Bakanlığının ortaya çıkmış bu raporuna baktığımızda bile ortada çok büyük sıkıntıların olduğu bir gerçek Sayın Bakanım.
Şimdi, bunları nasıl anlatalım bilmiyorum. Eğer bu raporun hâli buysa yani Sayıştayın kendi bütçesindeki denetim ve kontrollerinden böyle bir şey çıkıyorsa bunun arkasında çok büyük bir problem var. Örneğin Sayıştay denetçisi diyor ki: "Şehir hastaneleri sözleşmesinde ek Ödeme Mekanizması başlıklı EK-18'de belirlenen ve idare tarafından görevli şirkete taahhüt edilen talep garantilerinin muhasebeleştirilmediği ve bilanço dipnotlarında gösterilmediği tespit edilmiştir. Sağlık Bakanlığı muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemede şehir hastaneleri sözleşmeleri kapsamında görevli şirketlere taahhüt edilen talep garanti miktar ve tutarlarının muhasebeleştirilmediği ve bilanço dipnotlarında gösterilmediği görülmüştür." Bunu okumaya devam ederim ama zamanımdan almayayım. Dolayısıyla ortada bir sorun var. Dolayısıyla biz bu sorunun gerçekten bu kadar mı olduğunu biliyoruz yoksa bunun arkasında bir bataklık mı var? Şimdi "bataklık" kelimesini düşünerek konuştum, sizi yaralamak veyahut da üzmek, vesaire, böyle bir arzum, isteğim de yok, böyle bir niyetim de yok, olamaz ama doğruyu bilmek bizim işimiz. Örneğin şu anda ekonomide talep çökmüş vaziyette. Bu ekonominin tekrar canlandırılabilmesi, kamunun vergi toplayabilmesi, sizin daha fazla harcama yapabilmeniz için vergi toplanması lazım ama talebin canlanması için bir yerlere bir zam yapılması lazım. Merkezî Hükûmetin bize verdiği bilgiye baktığımızda borç/millî gelir oranı yüzde 32. Dünya standartlarına göre son derece iyi. Buradan biz memurumuza 4+4, 5+5 yerine yüzde 15 zam yapabiliriz, yüzde 20 zam yapabiliriz ve ekonomi canlanır. Ama buradaki bu bilgilerden dolayı demek ki hareket edemiyorsunuz. Bizim bilmediğimiz, o rakam yüzde 32 değil belki yüzde 45. Yanılıyor diyebilirsiniz. Belki de yanılıyorum, belki de sana iftira atıyorum. Ama bu benim kabahatim değil. Bu sizin kabahatiniz. Lütfen bunu bizlerle paylaşın, şeffaf olun. Biz bunu bilmiyoruz. Onun için, IMF, 4'üncü madde kapsamında geldiğinde oturulmuş Hazineyle mutabakat kalınmış kamuoyuyla paylaşılmış bir madde var. Benden önce konuşan arkadaşım da söyledi.
Dolayısıyla sizden istirhamımız şu: Sizin bütçeniz bu sene yüzde 21 artıyor. Bu artış, vatandaşa verilecek olan sağlık hizmetlerinin kalitesinin artışıyla, kapsanmayan bazı alanların kapsama alanına alınması, daha iyi hizmet verilmesiyle mi ilgili, yoksa üstünüze öyle bir yük geldi ki bu yükün altından kalkabilmek için böyle yüzde 20'lik artışlı bir ödenek mi istiyorsunuz? Onu da bilmiyoruz.
Dolayısıyla eğer şöyle yaparsanız: Akşam saat birde, on ikide, bütün görüşmeler bittikten sonra Sayıştay raporunun şu maddesindeki şu düzenleme veyahut şu görüş yanlıştır derseniz, bunun hiçbir kıymetiharbiyesi yok çünkü Sayıştay denetçisi burada değil. Eğer böyle bir görüşünüz varsa bunu bize değil, Sayıştay denetçisine bildirin, o bu raporu tekrar yazsın ve altına kendi görüşünü de yazsın, yoksa biz bu işin içerisinden çıkamayız.
Evet, iki dakikam var. İki dakikada şunu da söyleyeyim. İktidar, 1'inci parti milletvekili arkadaşlarımdan da şunu istirham ediyorum: Geçen gün benim yaşımı vesair ortaya koydu. Hiç problem değil ama yaşımdan dolayı yaptığınız analizler beni yordu artık. Şunun için yordu: Şuradaki bilgileri arka arkaya sıralıyorsunuz. Bundan da bir problem yok fakat lütfen bunun içerisine biraz kalite koyun, bir de kontekstinde konuşun.
Arkadaşım dedi ki: "Hastaneye insanlar Renault 8'in arkasına konulan yatakla yorganla geliyordu." Ya 1930'ları düşünün. Söküğünü dikecek iğnesini dışarıdan ithal eden, ölenini sarmalayacağı, defnedeceği kefeni dışarıdan ithal edilen bir ekonomide üretilen, yapılan fabrikalarla yapılan özelleştirmelerden 70 milyar dolar harcadınız; bunun üzerine on altı yıllık dönemde -2018 işin içerisinde- 2,3 trilyon dolar vergi geliri elde ettiniz, onu harcadınız; 130 milyar dolarla aldığınız borcu 450 milyar dolara çıkardınız. Bütün bunlar sonucunda şu anda geldiğimiz noktaya geldik. Dolayısıyla buradaki hizmetleri arka arkaya sıralamak yerine "Biz bu milletin bize emanet edilen parasını bizden öncekilerden çok daha etkin kullandık, onlar 3 kuruştan 5 kuruş çıktı alırken biz 50 kuruş çıkardık." deyin ya! Bunu söyleyin de biz de buna razı olalım.
Bana arka arkaya şu şu şu, bu bu bu... Böyle bir analiz olmaz. Böyle bir tartışma olmaz. Bunun içerisine biraz kontekst koyun. Kontekstle bunu yapın lütfen.
Teşekkür ediyorum.