| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman ve Su İşleri Bakanlığı c)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ç)Orman Genel Müdürlüğü d)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü e) Meteoroloji Genel Müdürlüğü f)Türkiye Su Enstitüsü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .11.2019 |
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, saygıdeğer Komisyon üyeleri ve milletvekili arkadaşlarım, çok kıymetli bürokratlar, basınımızın seçkin temsilcileri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Evet, grup sözcülerimiz konuşmalarını yaptılar, dinledik, orman konusuna hiç girilmedi. Ben Komisyonumuzun orman mühendisi, ormancı bir milletvekili olarak, ağırlıklı olarak, şahsımın da otuz yıl hizmet ettiği ve mensubu olmaktan şeref duyduğum Orman Genel Müdürlüğü, ülkemizin orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimini sağlayarak kaynakların milletimizin menfaatine sunulmasından sorumlu, yüz seksen yıllık geçmişi olan, köklü bir kurumumuzla ve ormancılık faaliyetleriyle ilgili konuşacağım.
Orman Genel Müdürlüğü, mevcut ormanların geliştirilmesi, verimliliğinin artırılması ve alanlarının genişletilmesi, ormanların sağladığı ürün ve hizmetlerden toplumun azami faydalanmasının temini için önemli çalışmalar yapmaktadır. Son on yedi yılda çevre alanında gurur duyduğumuz çok önemli gelişmeler kaydedildi. Ülke orman varlığımız yüzde 8 artarak 2 Kıbrıs Adası büyüklüğünde bir alan orman varlığına dâhil edildi.
Son olarak, ağaca ve çevreye değer veren Hükûmetimizce 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü ilan edilerek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımlarıyla "Geleceğe Nefes" kampanyası kapsamında 11/11/2019'da saat 11.11'de 81 ilde 2.023 noktada 11 milyon fidan toprakla buluştu. Bu şunu gösteriyor: Gerçekten, ülkemizde insanlarımız çevreye ve fidana çok önem veriyorlar ve o gün tüm Türkiye ayaktaydı. Ayrıca, 233 bin adet fidan dikimiyle Endonezya'ya ait olan bir saat içerisinde tek bir alanda en fazla fidan dikme rekoru o gün Çorum'da 300.150 fidan dikilerek kırılmıştır. Yani "Ne yaparsa Çorumlu yapar." diye bir tabir vardı, tam, iyi de olmuş, onların sloganlarına da uymuş.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Kahraman Çorum.
BAŞKAN - Sayın Aydın Çorumlu da değil.
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; son on yedi yılda yaklaşık 5,3 milyon hektar alanda ormancılık faaliyeti gerçekleştirilerek yaklaşık 4 milyar 330 milyon adet fidan toprakla buluşturulmuştur. 2020 yılında ise 300 milyon adet fidanı, 2023 yılı sonunda dünya nüfusu kadar, 7 milyar adet fidanı toprakla buluşturup ülke topraklarının yüzde 30'u olan 23 milyon 400 bin hektara çıkarılması hedeflenmektedir.
Ülkemizin çölleşme ve erozyonla mücadele konusunda ciddi çalışmaları var. Özellikle erozyonla mücadelede dünya lideriyiz. Sıkça yaşanan sel, heyelan, çığ felaketlerini önlemeye yönelik ÇEM Genel Müdürlüğümüz önemli projeler üretmektedir.
Orman varlığının artırılmasına yönelik bir taraftan Orman Genel Müdürlüğünce faaliyetler yürütülürken bir taraftan da özel sektörün katkısının artırılmasına yönelik özel ağaçlandırma ve özel sektör fidancılığı çalışmaları da desteklenmektedir. Özel ağaçlandırma çalışmalarına bugüne kadar 144 milyon TL destek sağlanmış, son on altı yılda 181 milyon adet fidan vatandaşlarımıza ücretsiz dağıtılmıştır. Ayrıca, alım garantili sözleşmeli fidan üretimi kapsamında özel fidanlık sahiplerine 2018 yılında 1,1 milyon adet fidan ürettirilerek 1,6 milyon TL ödeme yapılmış, son on yılda 10,6 milyon TL kredi kullandırılmıştır.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; ülkemizde odun ham maddesi ihtiyacı, artan nüfusa ve gelişen sanayiye bağlı olarak artmaktadır. Bu ihtiyacın tamamen yurt içi kaynaklardan karşılanabilmesi ve ormanların sürdürülebilir yönetim ilkeleri çerçevesinde yönetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Endüstriyel Ağaçlandırma Eylem Planı (2013-2023) hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Yapılan çalışmalarda, 2030 yılında ülkemizin endüstriyel odun ihtiyacının 45 milyon metreküp civarında olacağı ön görülmekte olup hazırlanan eylem planıyla endüstriyel odun ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanması, ithalatın minimum seviyeye çekilmesi ve doğal ormanlar üzerindeki üretim baskısının azaltılması hedeflenmektedir. Doğal ormanlarımızın mevcut verim güçleri ve yapısı göz önüne alındığında, ham madde arz açığının sadece doğal ormanlardan yapılacak üretimle karşılanması olası görülmemektedir. Bu amaçla yeni kaynakların devreye sokulması ve mevcut kaynakların etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması gerekmektedir. Ormanlarımızın verim gücü esas alınarak ve koruma/kullanma dengesi gözetilerek ülkemizin orman ürünleri ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanması gayesiyle son yıllarda önemli adımlar atılmıştır. Önceki yıllarda yıllık ortalama 7 milyon metreküp olan endüstriyel odun üretimi, sektördeki ihtiyaç artışına uygun olarak son yıllarda önemli oranda artırılmıştır. Bu üretimin büyük bir kısmı ormanlarda yapılan bakım müdahaleleriyle gerçekleşmektedir. 2014-2017 yılları ortalaması olarak 16 milyon metreküp endüstriyel odun üretimi yapılmış olup 2018 yılında üretim artırılarak 19,1 milyon metreküp endüstriyel odun üretimi gerçekleştirilmiştir. 2019 yılı içinde 24 milyon metreküp endüstriyel odun üretimi yapılacak, bu miktarın 2020 yılında 25,6 milyon metreküpe çıkarılması hedeflenmektedir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bilindiği üzere, orman köylüleri Orman Genel Müdürlüğünün en önemli dış paydaşları arasında yer almakta olup düşük gelir seviyesine sahiptirler. Orman Genel Müdürlüğü kendisine verilen yasal görevleri tam olarak yerine getirebilmek için, söz konusu paydaşlarıyla olan ilişkilerini geliştirmek ve orman köylüsünün refah düzeyinin artırılmasına katkı sağlamak durumundadır. Bu kapsamda kendi görev, yetki ve sorumluluk alanları çerçevesinde orman köylüsünün refah seviyesinin artırılmasına yönelik önemli çalışmalar yürütmektedir. Bunlardan bazılarına değinecek olursak şöyle özetlemek mümkündür: Orman köylüsünün doğrudan yada üretim işçiliği, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon, odun dışı orman ürünleri üretimi ve benzeri dolaylı desteklerle gelirlerinin artırılmasına katkı sağlanmaktadır. 2019 yılında 1 milyar 950 milyon TL olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Kırsal nüfusun gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve ülke ekonomisine fayda sağlaması maksadıyla, ceviz, badem, dut gibi gelir getirici türler ile Yabani Zeytin Rehabilitasyonu Eylem Planı uygulamaya geçirilmiştir. 2015-2019 dönemi için uygulamaya konan 5 Bin Köye 5 Bin Gelir Getirici Orman Projesi'yle dikilen meyveli orman ağaçları üretime geçtiğinde orman köylülerimize ilave gelir sağlanmış olacaktır. Proje kapsamında bugüne kadar 4.800 köyde gelir getirici tür ağaçlandırması yapılmış ve 14 milyon adet gelir getirici tür fidanı toprakla buluşturulmuştur. 200 köyde daha gelir getirici tür ağaçlandırma çalışmaları gerçekleştirilecektir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 2021 yılı sonu itibarıyla orman kadastrosu kesinleşen alanların tescilleri sağlanacak, 2023 yılı sonunda da 2/B programları tamamlanacaktır. 1937 yılında orman kadastrosunu beş yılda bitireceğiz diye hedef koymuşuz, maalesef 2000'li yıllara gelinceye kadar orman kadastrosu bir ayrı çalışmış, tapu kadastrosu bir ayrı çalışmış ve bu çalışmaların sonucunda da uyumsuzluklar olmuş. 2004 yılından sonra 2 genel müdürlük beraber çalışınca, şu anda tescilleri yapılmıştır. Böylece uzun yıllar çözülemeyen ve orman halk ilişkilerini olumsuz etkileyen mülkiyet sorunları tamamen çözümlenmiş olacak, ormanlarımızın daha etkin bir şekilde korunması da sağlanmış olacaktır. Nitekim yapılan çalışmalar neticesinde teknik ve hukuki problemler azalmış, yargıya intikal eden davalarda ciddi düşüşler olmuştur. Orman köylüsüyle hasım değil hısım olunmuştur.
Odun dışı orman ürünleri üretimi 2002 yılında 31 bin ton iken 2018'de 701 bin tona çıkarılmış, 2019 yılı odun dışı orman ürünleri üretim programı ise 750 bin ton olarak belirlenmiştir. Odun dışı orman ürünlerinin sürdürülebilir şekilde üretilmesini sağlamak, orman alanlarında biyolojik çeşitliliği korumak, ülke ekonomisine katkı sağlamak maksadıyla önemli ve ekonomik değeri olan trüf mantarı, salep, sakız, defne, reçine, maviyemiş gibi ürünlerde 38 adet eylem planı hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. Ayrıca, arıcılığın geliştirilmesi ve desteklenmesi maksadıyla 514 adet bal ormanı kuruluşu gerçekleştirilmiştir. Böylece, 2009 yılında toplam bal üretiminde ülkemiz dünyada 6'ncı sıradayken 2018 yılında 2'nci sıraya yükselmiştir. Çam balı üretiminin yaklaşık yüzde 90'ı ülkemizde yapılmakta olup 2018 yılında 30 bin ton üretimle dünya 1'incisi olunmuştur.
Ülkemiz tıbbi ve aromatik bitkiler açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Bildiğiniz gibi 26'ncı Dönemde tıbbi ve aromatik bitkileri araştırma komisyonu kurulmasına karar verildi. 27'nci Dönemde, bu dönemde benim de Komisyon Başkanı olduğum -burada da birçok üye arkadaşımız var- 5 partinin önerisiyle kurulmuş bir komisyondu. Ülkemiz, gerçekten 12 binin üzerinde bitki çeşitliliği olan ve bunun 3.600'ü endemik olan, yalnız Artvin'de bile Almanya'dan daha fazla bitki çeşitliliği olan bir zenginliğimiz var ama bu zenginliğimiz... Dünyada 115 milyar dolar bir geliri olan şeyde biz daha 700-800 milyon dolardan bahsediyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda, 2023 yılında bu darboğazlar aşıldığı zaman 5 milyar dolarlık hedefe ulaşacağız.
Ormanlarımız için bir tehdit olan orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarına devam edilmekte olup Orman Genel Müdürlüğü orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarını birinci sırada eğitim ve bilinçlendirme, ikinci sırada erken uyarı ve hızlı müdahale ve yanan alanları hızla ağaçlandırmak suretiyle yürütmektedir. Tabii, sık sık gündemimize gelen bir konu, orman yangınlarıyla mücadelede gerekli mücadelenin yapılmadığı gibi düşünülse de ben otuz yıllık meslek hayatımda, Antalya, Muğla ve İzmir Bölge Müdürlüklerinde bölge müdürlüğü yaptım, buralarda gerçekten orman teşkilatı gerekli müdahaleyi anında yapabiliyor. Ormanlar toplam 776 adet kule ve bu kulelerin 120 adedinde bulunan 240 adet kamerayla yangın sezonunda yirmi dört saat gözetlenmektedir. Yangınla mücadelede ilk müdahale süresi 2003 yılında kırk dakika iken 2018 yılında on iki dakikaya düşürülmüştür. 2019 yılında orman yangınlarıyla mücadelede, 6 idare helikopteri, 30 yangın söndürme helikopteri, 1.076 arazöz, 281 su ikmal aracı, 586 ilk müdahale aracı, 186 dozer, 235 greyder ve 19 bin personel görev yapmıştır.
Özellikle yangına hassas bölgelerde her 5 kilometrede bir olacak şekilde helikopter ve arazözlerin su alması için 3.111 adet havuz, gölet yapılmış ve yapılmaya da devam edilmektedir. Kiralanan helikopterler yangınlara on beş dakikada müdahale edebilecek şekilde konuşlandırılmıştır. Telsiz veya kamera sisteminde yangın ihbarını alan en yakın ekipler bir iki dakika içinde yangına hareket etmektedirler.
Orman yangınlarında Akdeniz ülkelerindeki son on yılda ortalama yanan alanların istatistiklerine baktığımızda, en az yanan alan ile Akdeniz ülkeleri arasında lider konumundayız. Şöyle baktığımız zaman, on yılda Portekiz'de 144 bin hektar, İspanya'da 95 bin hektar, Yunanistan'da 25 bin hektar, Fransa'da 11 bin hektar, Türkiye'de ise 9 bin hektar olmuştur.
Son günlerde en çok gündeme gelen konulardan biri işte helikopter, uçak tartışmaları olmuştu İzmir yangınlarında. Bizzat kendisi çalışmış birisi olarak burada açıklamak istiyorum. Tabii ki orman yangınları ilk başlarda tırmıkla, tahrayla söndürülürken daha sonra arazözler kullanılmaya başlandı, 1988 yılında da hava araçları kullanılmaya başlandı Orman Genel Müdürlüğünün kendi helikopterleriyle, 90'lı yıllarda da su atan helikopterler kiralandı. Bu arada, biz Türk Hava Kurumunun uçaklarını da kullandık, Dromader uçaklarını, ilaçlama uçaklarını. Onların kendilerini geliştirmesiyle ilgili önerilerde bulunduk ama maalesef iyi yönetilmedikleri için son yıllarda bu hava araçlarını çalıştıramadılar ve çalıştıramazken de Genel Müdürlüğün, Bakanlığın önüne büyük bir fatura koymaya kalktılar. Ondan dolayı zaten bizim arazimiz çok kırık olduğu için arazi helikopterlere göre dizayn edilmiş yerlerdi, havuzlar da yapılmıştı. Onun için yani orman yangınlarıyla mücadelede bu hava araçlarının eksik olması gibi bir durum yok, gerekeni yapılmıştır.
Bir de biz diyoruz ki yanan alanları rehabilite ediyoruz, yıl içinde ağaçlandırıyoruz ve maalesef ben Muğla'da Orman Bölge Müdürüyken de İzmir'de Orman Bölge Müdürüyken de Bodrum'da veyahut da Marmaris'te veyahut da Antalya'nın Kemer'inde veyahut da turistik bir yer yandığı zaman hemen ilk düşünülen "Ormanlar yakıldı, yeri inşaata açılacak, oteller olacak." Ben de ısrarla söylemişimdir yani buralar, yanan alanlar yıl içinde ağaçlandırılıyor, hiçbir tane yapılan otel yoktur diye söylüyorum. Bölge Müdürüyken de ortaya kendimi koymuşumdur, 2007 yılında ''Eğer yanan bir yer bulursanız istifa edeceğim, yandıktan sonra özellikle tahsis edilmiş yer varsa." dedim diye ama maalesef daha 1 metrekare yer önümüze konmadı. Bunu net bir şekilde söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim, tamamlayınız.
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Yanan alanlar yıl içerisinde ağaçlandırılıyor ve orman hâliyle devam ediyor.
Ben bu duygu ve düşüncelerle kulecisinden yangın işçisine, operatöründen pilotuna, memurundan mühendisine tüm orman camiası çalışanlarına teşekkür ediyorum. Yangınla mücadelede şehit olan 117 kardeşimize ve tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum ve inşallah önümüzdeki yıllarda da daha yeşil bir Türkiye için elimizden geleni yapacağınızı da düşünüyorum, saygılar sunuyorum.