KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, Değerli Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, bu yıl ikinci yılınız. Geçen yıl yeni bir Bakanlığın birkaç aylık tecrübeye sahip bir bakanıydınız. Şimdi bir buçuk yıllık bir tecrübeye sahipsiniz.

Bakanlığınız Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığıyla birleşti, farklı bir Bakanlık oldu. Siz de bunun yeni sinerji doğuracağını söylemiştiniz konuşmanızda. Şimdiki organizasyonu nasıl buluyorsunuz? Yani bir buçuk senelik bir organizasyon -konu çok önemli- nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayıştay raporlarına bakıyorum ben bu konuyla ilgili müthiş eleştiriler var. Yani özellikle bu geçiş döneminde -şu andaki durumu değerlendirmiyor Sayıştay, onu gelecek yıl değerlendirecek ama- müthiş hatalar yapılmış. Biraz sonra bazılarına değineceğim. Çok önemli hatalar var. Büyük sıkıntılar var. Ama yeni bir yapı oluştu, bu yeni yapı içerisinde. Bakın, Devlet Su İşlerinin Sayıştay raporu var, inceliyoruz, Toprak Mahsulleri Bakanlık bünyesi içerisinde farklı bütçelendiriliyor. Nedir bu durum, ne kadar yararlı oldu, bunu görebilmemiz lazım. Sizin daha doğrusu öncelikle bunu görmeniz lazım. Ne kadar yarar getireceğini bilebilmemiz lazım. Bu yeni yapının devamını veya bazı kurumların bunun içerisinden çıkarılıp başka bir tarafa alınmasını değerlendirebilmemiz lazım.

Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi içerisinde bakanlıklar birleştirildi ama "Ne kadar yararlı oldu"yu da görebilmemiz lazım. Burada madem oturuyoruz, sabahtan akşama, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, üretiyoruz birlikte. Bunu doğru dürüst değerlendirebilmemiz lazım.

Siz "Süt ürünlerini elimle yapmayı bilirim. Mandıra işlettim zamanında. Çiftliğimiz var. İçinde zeytin var, üzüm var, incir var, zeytinyağı fabrikası var, 2 tane kümes var. Her şeyden biraz var yani. Her şeyden anlayacak kadar da her şeyi yönetecek kadar da tarımı iyi biliyorum. Hayvancılığı da bilirim." demişsiniz. Tabii, bu güzel bir şey. Başarılı olmanızı dileriz. Rahmetli babanızı da bir tarım şehidi olarak anmışsınız, Allah rahmet etsin. Benim de bakanlığımı yapmıştı. Sizin bu konuyla ilgili gerçekten işin organizasyonuyla, kurumsallaşmasıyla ilgili bir vizyonunuz da olmalı. O klasik vizyon tanımının dışında bir tanım. Dün Sağlık Bakanlığında ben Sayın Bakana da bu konuyu sorduğumda o klasik, her tarafa, duvarlara asılan vizyon tanımını yaptı Sayın Başkanım. Ama onun dışında Sağlık Bakanlığının nasıl bir Bakanlık olması gerektiğini sormuştum onun gözüyle, özel sektörden gelen farklı bir anlayışı getirebilen, getirmesi gereken bir kişi olarak. O tarafına girememişti.

Şimdi, Tarım Kanunu'na göre bizim bir eleştirimiz var Sayın Bakanım. Tarım Kanunu'na göre yüzde 1 yani gayrisafi yurt içi hasılanın, millî gelirin yüzde 1'i kadar bir tarım desteği vermek durumundasınız. Bunun hep altında kalıyorsunuz. Bu sene de 26,7 milyar altında kaldınız. Yani verilenin çok üzerinde bir tarım desteği verilmesi gerekir.

Tabii, devlet imkânları ölçüsünde bu desteği verecek ama Tarım Kanunu'nda yüzde 1 destek, millî gelirin yüzde 1'i kadar destek verilir diye destek vermekten çok daha önemli yani oradaki mevzuat dışında gerçekten çiftçinin desteğe muhtaç olmasıdır. Böyle bir ihtiyaç var.

Dünyada siz de biliyorsunuz gelişmiş bütün ülkelerin tarım destekleri vardır, tarıma önem verirler. Gelişmenin, sanayileşmenin, endüstrileşmenin, hukuklaşmanın, kurumsallaşmanın, medeni toplum olmanın tabanı tarımdır. Bizde müthiş bir göç var. Adam Bayburt'taki evini kapatıyor, belki bir köy eviydi ama kümesi vardı, bostanı vardı, kendisine yeten bir üretimi vardı, hayvan besliyordu; geliyor burada Sincan'da bir apartman dairesinde oturuyor, sadece tüketici oluyor. Tarımdaki nüfusu, özellikle tarımda çalışan nüfusu, şehirlere göç ettirmek çok önemli bir hadise. Tarımda nüfusun azalması lazım ama bunun güvenliğe, sosyal problemlere, ekonomik sıkıntılara sebep olmaması lazım. Bizim işsizliğimizin bu boyutta olmasının ki, bakın, 8,5 milyona yakın gerçekten işsizimiz var bizim. Bir Bulgaristan'ın nüfusu 7 milyon. Müthiş bir rakam bu. Sorunlarımızın çoğu buradan kaynaklanıyor. Biz nüfusumuzu önemli ölçüde köyde tutabilseydik ve bilinçli bir şekilde, programlı bir şekilde kente aktarabilseydik bu sorunların çoğu olmazdı.

Onun için, tarım desteğinin çok daha fazla olması lazım. Bir ara tutturmuşlardı, efendim, çok fazla çiftçiye destek veriyoruz ya da tarımla iştigal eden KİT'lere çok destek veriyoruz, görev zararları çok fazla, Ziraat Bankasında sıkıntılar var. Ondan sonra onun bedelini çok pahalıya ödedi Türkiye.

Şöyle bir çalışmam var: Yıllar itibarıyla bakın 2016'da 11,9 milyar dolar, 2017'de 13,9 milyar dolar, 2018'de 10,1 milyar dolar, 2019'da da henüz 9,3 milyar dolarlık tarım ürünleriyle ilgili olarak ithalatımız var. İhracatımız da şöyle: 2016'da 15,7; 2017'de 16,4; 2018'de 17,2; 2019'da da 10,5'lik bir ihracatımız var. Şimdi, bu ithalat ve ihracat rakamlarımıza bakın, eğer biz mesela yüzde 1 tarım desteğini tam uygulamış olsaydık yıllardan beri ithalatımız bunun altında kalırdı, ihracatımız da bunun çok üstünde kalırdı ve borçlanmamız da kesinlikle -mevcut borçlanması Türkiye'nin, özel veya kamu hiç fark etmez- bunun altında olurdu çünkü hudayinabit bu, yani topraktan bitiyor ve yerli parayı kullanıyorsunuz, ekonomide biz çift para kullanan bir ülkeyiz, öyle bir sıkıntımız var ve sıkıntımız dövizle ilgili. Mümkün olduğunca döviz borçlanmamaya, dövizle iş yapmamaya çalışmamız lazım. Bu konuyla ilgili en önemli enstrüman tarımdır. Tarım destekleriyle bunu önemli ölçüde halledebilirdik. Biz bu desteği çiftçiye verseydik önemli ölçüde şu andaki borcumuz, sıkıntımız, ekonomik sorunlarımız halletmiş olduk. Bu kadar işsizimiz olmazdı, istihdam sorunumuzu önemli ölçüde çözmüş olurduk. Hayvancılığa 5,8 milyar destek ayırmışsınız 2020 için, 5,8 milyar TL.

TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ - 6 milyar.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 5,8. Sayın Bakan, ben Cumhurbaşkanlığı Programı'ndan alıyorum rakamları. Bu da yeni yayınlandı, 5,8 olarak görünüyor. Rakamlar arasında böyle çelişkiler olabiliyor programla maalesef.

Şimdi, 2018 hayvancılık ithalatı da 2020...

TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ - Hayvancılık desteği 6.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 5,8. Önemli değil yani 6 da olabilir, onu değil de başka bir konuyu işaret etmek istiyorum. 1 milyar 8 milyon dolarlık ithalatımız var 2018'de, hayvancılıkta. 11 milyonun üzerinde bir meblağ dolayısıyla yabancı çiftçiye gitmiş oluyor. Biz hayvancılığı destekleseydik kendi çiftçimizde kalırdı, ülkemizde kalırdı, döviz dışarı çıkmamış olurdu. Çok önemli bir meblağ bu. Tarım önemli. Ben samimi olarak söylüyorum. Bir siyaset için söylemiyorum ama burada hep beraber, 1'inci parti veya biz muhalefet partileri ortak bir önerge verelim Sayın Başkanım, bu tarım desteklerini artıralım, hakikaten artıralım. Ne olursa olsun Türkiye'nin bu konuya daha fazla para ayırması lazım. Siz de uygun görüyorsanız, kalemleri siz dağıtın Sayın Bakanım ama burada en az birkaç milyarlık bir artırım yapalım. Aşağıda yapılmıyor yani Genel Kurula geçtikten sonra orada biliyorsunuz ödenek artırımı söz konusu değil ama burada artırabiliriz. Burada yapalım onu. Bunu samimi söylüyorum. Yapalım bunu. Yani bir sıkıntı olmayacaksa sizin özellikle iktidar grubu için, bu artırımı yapalım.

BAŞKAN - Tabii bütçe açısından tek başımıza tabii burada sadece Tarım Bakanlığı değil, Strateji Bütçe Başkanlığı, Hazine, Maliye...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onların temsilcileri de var tabii ki.

BAŞKAN - ...onlarla da görüşmemiz, bir istişare yapılması gerekir diye düşünüyorum açıkçası.

AYHAN BARUT (Adana) - Artıramazlar. Nereden artıracaklar?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir saniye efendim.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, 2018'de, bu kesin hesabını incelediğimiz yılda sermaye giderleri yani yatırıma 1,7 milyar başlangıç ödeneği verilmiş. 1 milyarını harcamamışsınız zaten, altında kalmış. Buna hakkınız da var. 2019'da 593 milyon başlangıç ödeneğiniz var -600 milyona yakın- harcamamışsınız, hâlâ 256, yarısı duruyor. Niye bu ödenekler kullanılmıyor? Yani yatırım için ayrılan parayı bile kullanmamışız, 2018, 2019, iki yılda da kullanmamışız.

Sayın Bakan, şu, Sayıştayın Bakanlığınızla ilgili raporu. Toplam 43 tane bulgu var ve çok önemli bulgular hepsi. Bu raporu okuyun, bu Bakanlığın yok olması için çalışılmış diye fikir oluşur kafanızda, kesinlikle. Sayıştayın Bakanlıkla ilgili görüşü -çok net olarak ifade etmişler- olumsuz. Özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıyla ilgili -ki bunu Sayıştay genellikle yapmaz kolay kolay- bakın, denetim görüşü "Mülga Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2018 yılı hesaplarıyla ilgili olarak belirtilen gerekçelerle -ekte- doğru ve güvenilir bilgi içermediği kanaatine varılmıştır." diyor. Mali tablolarının bütün evraklarının doğru, güvenilir bilgi içermediği kanaatine varılmıştır. Bir kamu kuruluşunun, bir bakanlığın evraklarının doğru ve güvenilir bir bilgi içermemesi, bu duruma gelmesi çok vahim bir durumdur. Genellikle olmaz bu, çok nadir karşılaşırız bununla. Bakanlıklar için çok da nadir olur. Bazı kurumlar için olabilir, yeni kurulmuştur, tasfiye ediliyordur, hadi bu da bir geçiş dönemi ama bir bakanlık için yine de olmaması lazım. Çok da önemli tespitler var. Yani bunlar muhasebeyle ilgili basit eleştiriler de değil Sayın Bakanım, çok önemli. Herhangi bir yolsuzluk iddiasında bulunmuyorum ama bunların çoğu, bu 44 eleştirinin çoğu yolsuzluğa sebep olabilecek nitelikte iddialar, çok vahim konular. Yani bunun için ayrı bir oturum yapmanız lazım ekibinizle birlikte. O kadar farklı konular var ki hakikaten, Sayın Başkanım, buna bizim de ayrı bir toplantı yapmamız lazımdı. Çok güzel bir rapor. Çok iyi çalışılmış. Kendilerine teşekkür ediyorum.

Ama bu kadar kısa sürede böyle sadece başlıkları bile okusam, 44 madde on dakika sürecek. Üzülüyorum gerçekten de bunun değerlendirilememesine.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, lütfen tamamlar mısınız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bitireyim Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

DSİ'nin de 28, o da çok güzel bir rapor, eleştirisi var Devlet Su İşleriyle ilgili olarak. İzlemede olan 15 konunun 7'sini halletmişler, 8'i duruyor Devlet Su İşlerinde. Yalnız Devlet Su İşlerinde anlamadığım, Sayın Genel Müdür de not alabilirse, 714 milyon 2018'de öz gelir nasıl oluyor, yani belediyelere su veriliyor, çok daha fazla olması gerekmez mi bu bedellerin? Yani gelirin çok daha fazla olması gerekmiyor mu? 700 milyon çok az bir rakam diye düşünüyorum. Bilmiyorum, o konuda bir açıklamanız olursa memnun olurum.

Performans raporu da aynı şekilde, gayet güzel.

Orman Genel Müdürlüğüyle ilgili olarak da o demin izlemede olanların yalnız çoğu Orman Bakanlığından gelen izlemedeki halledilen konuları Orman Bakanlığı yapmış. Onu da belirteyim. Orman Genel Müdürlüğüyle ilgili 15 eleştirisi var, döner sermayesiyle ilgili olarak 13 eleştiri de ilave olarak var Orman Genel Müdürlüğünün ve hepsi de önemli. Çok güzel eleştiriler var Sayıştay raporunda. Meteoroloji Genel Müdürlüğünde de gelirler burada da düşük Sayın Bakanım. Döner sermayeyle ilgili olan eleştiriler var. Burada ortaya çıkan kâr -muhasebede öyle geçiyor- buradaki bir artı meblağ da yine anlaşılamamış vaziyette, bu da düşük kalıyor maalesef. Zaten olanı da tahsil etmekte zorlukları var.

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunda da sıkıntılar var. İç kontrol sistemi tamamlanmamış orada da ve binek aracı kiralanmış ve personel sayısıyla ilgili de sorunlar var. Yani mevzuata aykırı işlem yapılmış oralarda da.

Çok teşekkür ederim, bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum.

Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım, müsamahanız için.