KOMİSYON KONUŞMASI

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok Saygıdeğer Bakanım, Sayın Başkan, kıymetli milletvekillerimiz, Değerli Bakan Yardımcılarımız, kıymetli bürokratlarımız ve basınımızın çok değerli mensupları; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Tabii aslında tarım çok önemli bir sektör. Gerçekten ben Sayın Bekaroğlu'na cevap verecek değilim ama çok ciddi anlamda konuşulması gereken bir sektör, hamaset yapılacak bir sektör de değil.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hamaset başladı.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen. (Gürültüler)

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hadi biz konuşalım, hadi arkadaşlar, hadi laf atmaya başlayalım; hamaset sunuldu. Hele dün Sağlık Bakanının sunumu neydi? Baştan sona hamaset. Konuşuyoruz tabii ya.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Lütfen...

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen. (Gürültüler)

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne oldu? Niye onlara demiyorsun?

BAŞKAN - Diyorum, diyorum, sesim kısıldı söylemekten.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl oluyor? Müdahale nasıl oluyor?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hiç iyi olmuyor Sayın Bekaroğlu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İyi olmuyorsa yapma.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Başkanım, konuşmamı başlatır mısınız yeniden?

BAŞKAN - Buyurun.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ederim.

Şimdi, tarım sektörü gerçekten esnekliği olmayan bir sektör, stratejik bir sektör, dezavantajlı da bir sektör aslında. Dolayısıyla korunması, kollanması gereken bir sektör. Sayın Bakanımın sunumunu ben dikkatli bir şekilde takip ettim. 2023 vizyonuna uygun, özellikle tarımda, hayvancılıkta hedeflediğimiz, ulaşmak istediğimiz çok ciddi anlamda hedefler söz konusu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 2023 vizyonu mu kaldı ya! O vizyon çoktan bitti. Var mı öyle bir vizyon?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İnşallah biz bu hedeflere bir bir ulaşacağız.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 500 milyar ihracat 200 milyara düşmüş.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Türkiye hepimizin Türkiye'si. Hep birlikte eğer tarımda başarılı olursak yarınlar da gelecekler de hepimizin olur. Türkiye'de hep birlikte yaşıyoruz, hep beraber yaşıyoruz. Ormanlar da bizim, meralar da bizim. Tüm Türkiye'nin, 780 bin kilometrekare Türkiye'nin tamamı bize ait ve biz burada yaşayacağız, geleceğimizi de, gençlerimize, çocuklarımıza biz burada...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Orman mı kaldı, mera mı kaldı? Nerede yaşayacaksınız? Karadeniz'de öyle kalmadı. Sizin oralarda var mı?

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, açıldın bugün, maşallahın var.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tahammül yok, tahammül. Görüyorsunuz hakikatlere tahammül yok.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Konuşuyorum, tabii konuşacağım. Daha sonuna kadar vaktim var.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Daha ne konuşacağımı bilmeden tepki göstermenizi anlıyorum Sayın Bekaroğlu! Bugün görevlisiniz herhâlde?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Canavar iş makineleri Karadeniz'de dağları, tepeleri yıkıyor. Bin senede oluşan ormanlara yukarıdan tonlarca, on binlerce ton taş dökülüyor.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, siz konuşacaksanız ara vereyim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Taş dökülüyor yukarıdan. Başımıza dökülüyor bu taşlar, yine dökülecek.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen ama ya...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne "lütfen"i?

BAŞKAN - E yeter, on-on beş dakika konuştun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Söylüyorum. Niye onlara "Yeter." demiyordun? Niye onları susturmadın?

BAŞKAN - Onlara da dedim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - On dakika müdahale ettiler.

BAŞKAN - Duymadın ki...

Ağabeyciğim, bak, şimdi seni de ikaz ediyorum sen de durmuyorsun, ne yapayım?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - On dakika müdahale ettiler. Ya, nasıl oluyormuş?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Gayet güzel oluyor. Tebrik ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, lafla anlamadılar, gösteriyorum şimdi anlasınlar diye.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, tamam, anlaşıldı.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bekaroğlu; bakın, gelecekte gıdayı kontrol eden dünyayı da kontrol eder. Biz şu an ona çalışıyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, evet, ona çalışıyorsunuz. Siz 5 tane zengine çalışıyorsunuz, 5 tane büyük holdinge çalışıyorsunuz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya lütfen artır susar mısınız, lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Susmuyorum, konuşmaya devam edeceğim.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Konuşun o zaman, hadi bakalım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sen konuşunca cevap vereceğim. (Gülüşmeler)

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Dünyada mevcut 13 milyar hektar toprak alanının sadece 5 milyar hektarı tarım toprağıdır. Bunun da sadece 1,5 milyar hektarlık alanında tarım yapılmaktadır. Ve ülkemizde ise 24 milyon hektarda tarım yapılıyor ve 14,6 milyon hektar mera olarak kullanılmaktadır.

2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olması, ülkemiz nüfusunun ise 100 milyon olması bekleniyor. Şehirleşmenin artması, küresel ısınma, toprağın yanlış kullanımı, çölleşme, erozyon ve iklim değişikliği gibi nedenlerle tarıma elverişli araziler tehdit altında. Bunun için üretim potansiyeli yüksek 65 ilimizde 7 milyon hektara karşılık gelen 265 ovayı tarımsal sit alanı ilan ederek koruma altına aldık. On yedi yılda çiftçilerimize 135 milyar liralık destek verdik.

Ülkemiz 2005'ten beri tarımsal hasılada dünya ve Avrupa'da gerçekten çok ileri düzeyde. Tarımsal gelirimizi 37 milyar liradan 217 milyar liraya çıkardık. Tarım ve gıda ürünleri ihracatımızı 4 milyar dolardan 17,7 milyar dolara yükselttik.

Bugün, Türkiye, 195 ülkeye 1.690 çeşit tarımsal ürün ihraç ediyor. Tarım destek ödemelerini 1,8 milyar liradan bu yıl itibarıyla 17 milyar liraya ulaştırdık. Son on yedi yılda çiftçilerimize 135 milyar lira destek ödemesi yaptık. Sadece mazot desteği olarak çiftçilerimize geçtiğimiz yıl 2,4 milyar lira ödedik.

Hayvancılığı da öncelikli sektör olarak ele aldık. Son on yedi yılda hayvancılığa yaklaşık 33 milyar lira destek verdik. Büyükbaş hayvan sayısını 9,9 milyondan 17,2 milyona, küçükbaş hayvan sayısını da 32 milyondan 46 milyona ulaştırdık. Kırmızı et üretimini 420 bin tondan 1,1 milyon tona, beyaz et üretimi 696 bin tondan 2,1 milyon tona yükselttik.

Süt üretimi ise 8,4 milyon tondan 22,1 milyon tona yükseldi. Sütün referans litre fiyatını 2,3 liraya çıkarıp daima üreticinin yanında olduk.

2019'da fındık, hububat ve bakliyat başta olmak üzere 13 üründe hasattan önce fiyatları açıklayıp verimli bir alım kampanyasının yürütülmesini sağladık.

Toprak Mahsulleri Ofisi kanalıyla üreticilerden 4 milyar liralık ürün alınarak piyasa fiyatlarının üretici aleyhine düşmesini engellendik.

Toprakların bereketinin artırılması amacıyla yürütülen sulama altyapı faaliyetleri için 206 milyar lira yatırım yapılıp 7.927 tesis Hükûmetimiz tarafından hizmete açıldı. Taşkın koruma amacıyla da 4.856 tesisin tamamlanarak yaklaşık 305 bin hektar arazinin, 4.774 yerleşim yeri emniyete alındı.

Denizlere, göllere, barajlara erozyonla taşınan toprak miktarının düşürülmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirildi. Yaklaşık 21 milyon hektar olan orman alan 22,7 milyon hektara çıkarılırken kurulan erken uyarı sistemiyle yangınlara hızla müdahale edildi. Yanan alan miktarları geçmiş yıllar ortalamasının dörtte 1'ine indirilip 81 ilde 11 milyon fidan dikimi de yine Bakanlığımız tarafından yapıldı ve bu sayı hedeflerimizin ötesine geçti.

Şimdi, tabii, tarımımızla ilgili gerek dünyada gerekse Türkiye'deki genel verileri kısaca ifade etmeye çalıştım. Özellikle Sayın Bakanım, ben hayvancılıkla ilgili maliyetleri de dikkate aldığımızda bir öneride bulunmak istiyorum. Tabii, buna belki muhalefet milletvekillerimiz de destek verecektir, gerçekten konuşmamın başında da ifade etmiştim. Türkiye'nin tarımı ve hayvancılığı hepimizi ilgilendiriyor. Dolayısıyla bizim hayvancıların özellikle hayvan üretiminin en büyük maliyeti, girdisi yem fiyatları. Yaklaşık yüzde 80 oranında bir yem girdi maliyeti var. Biz eğer bu yem girdi maliyetlerini aşağıya doğru çekebilirsek gerçekten hayvancılığa en büyük desteği sağlamış oluruz. Peki, bunu nasıl yaparız? Çünkü biz tarıma, hayvancılığa gerçekten çok büyük destekler veriyoruz. Vermiş olduğumuz bu destekler yem firmaları, yem fabrikaları tarafından absorbe ediliyor. Süte destek veriyoruz, hemen yem firmaları yeme zam yapıyorlar. Ete destek veriyoruz, hemen yem firmaları yeme zam yapıyorlar. Dolayısıyla bizim vermiş olduğumuz bu destekler tam manasıyla yerine ulaşmıyor.

Benim önerim şu: Biz devlet olarak, Bakanlık olarak gerek Toprak Mahsulleri Ofisi veya tarım kredi kooperatifleri vasıtasıyla yem üretme, en azından piyasayı regüle etmek açısından, regülasyon görevini yapması açısından yemi üretip maliyetine çiftçilerimize...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Ek süre veriyorum, tamamlayın.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - ...verirsek biz gerçekten o vermiş olduğumuz birçok desteği de belki o desteğe de gerek kalmaz diye düşünüyorum. Bunun devlete maliyetinin de çok fazla olmadığını ben tahmin ediyorum. Çünkü burada zararına herhangi bir satış söz konusu olmayacak. Biz kendimiz de bu sektörden geldiğimiz için ve kendi çiftliğimizde yem ürettiğimiz için bu maliyetleri biz şu an piyasada yem fiyatları 80-100 lira arasında, bizim maliyetimiz 60-65 lira civarında. Dolayısıyla biz eğer bunu başarırsak, eğer biz bu yem üretimini gerçekleştirebilirsek gerçekten Sayın Tatlıoğlu da ifade etmişti sabahki konuşmasında, biz özellikle küçük çiftçilerimizin yani 3-5 ineği olan, köylerde, kırsalda hayvancılık yapan vatandaşlarımızın, çiftçilerimizin de bu şekilde yanında olmuş oluruz ve onları korumuş oluruz. Bu, hem bizim istihdamımız açısından hem de tarımın ve hayvancılığın çok yaygın bir şekilde, bu şekilde devamını da sağlamış oluruz. Bu konuda gerçekten bir çalışma yapılması hususunda ben Tarım Bakanlığımıza özellikle bir öneride, bir teklifte bulunuyorum ve bundan sonraki süreçte inşallah Tarım Bakanlığımızın çiftçimizin yanında olacağına, desteklerine devam edeceğine canı gönülden inanıyorum.

2020 yılı bütçesinin bu vesileyle hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.