KOMİSYON KONUŞMASI

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, Değerli Bakan Yardımcıları, değerli Bakanlık mensupları, basın mensuplarımız, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli çalışanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tarım ve Orman Bakanlığımızın bütçesini görüşüyoruz. Çok genç bir Bakanımız var karşımızda, konusuna hâkim, işini iyi yapan, bu konuda kendisinden çok şeyler beklediğimiz bir Bakanımız. Sabahleyin doyurucu bir sunum yaptı, kendisine ve ekibine teşekkür ediyorum.

Sunumunda tabii tarımla ilgili rakamları çok geniş şekilde verdi. 2020 yılı bütçemizde tarıma ayrılan bütçe rakamını kendisi 22 milyar olarak belirtti tarımsal destek programları için ama aslında bu 33,4 milyar yani Türkiye tarıma 2020 yılı bütçesinde 33,4 milyar ayırıyor. Yeter mi? Elbette yetmez çünkü Tarım Kanunu'nun -dediğiniz gibi- 21'inci maddesinde "...gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i" diyor. Gönül ister ki...

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Tarım Bakanımızdan daha mı iyi biliyorsun? Onun verdiği rakam başka, seninki başka.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bu tabii Bakanlığın bütçesinden ama Hükûmetin bütçesinden -Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının sunumunda var bu- bakarsanız görürsünüz; 33,4 milyar...

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - O zaman ikisinden birinde yanlışlık var.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tarımsal destek programları için 22 milyar, Sayın Bakanımızın söylediği doğrudur ama tarım sektörü yatırım ödeneklerine de ayrıca 5,1 milyar lirayı, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal kitlenin finansmanı ve ihracat destekleri için 6,3 milyarı da buna kattığımızda bu toplam 33,4 milyar. Tekrar ediyorum, elbette ki çiftçimize, tarımımıza her şey helal olsun, layıktır. Dediğiniz de çok doğru, 21'inci madde bunu öngörüyor. Gönül ister ki daha fazla verelim ama bu da Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin tarıma verdiği önemin bir göstergesi.

Ben kısa süre içinde, tabii ki sürem içinde özel 2 başlık açmak istiyorum kendi bölgemi ilgilendirdiğinden dolayı. Biliyorsunuz, ben Giresun Milletvekiliyim. Her ne kadar Ordulu dostlarımızla bu konuda aramızda ihtilaf olsa da Giresun için tabii "fındığın başkenti" diyoruz, fındığın merkezi. Fındık Giresun'dan ibaret değil, Doğu Karadeniz'den başlayıp, daha Sarp'tan başlayıp İstanbul Boğazı'na kadar devam eden, bütün illerimizi ilgilendiren, Türkiye'nin 1 numaralı gıda ihracat ürünü. O bakımdan bir hakkı teslim etmek istiyorum "fındık" başlığı altında.

Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Sayın Bakanımıza ve değerli çalışanlarına, Toprak Mahsulleri Ofisinin Genel Müdürü başta olmak üzere bütün çalışanlarına 2019 yılında uygulanan fındık politikalarından dolayı bütün fındık üreticilerimiz adına şükranlarımı sunmak istiyorum. Bu sene fındık çalıştayında alınan karar gereğince hasat başlamadan önce fındık fiyatlarının açıklanması ve gayet de güzel bir fiyat verilmesi ve hasat dönemi içinde de Toprak Mahsulleri Ofisince bu sürecin iyi yönetilmesi dolayısıyla tüm üreticilerimiz son derece memnun olmuştur. Toprak Mahsulleri Ofisinin bu güzel organizasyonu sonucunda önemli bir sorun yaşanmamış ve üreticilerimiz fındıklarını Toprak Mahsullerine teslim etmişlerdir ama bugünlerde artık Toprak Mahsulleri Ofisine kimse fındık getirmiyor çünkü bu regülasyon sayesinde, Toprak Mahsulleri Ofisimizin zamanında müdahalesi, yerinde müdahalesi sayesinde piyasa fiyatları Toprak Mahsulleri Ofisi fiyatlarının üzerine çıkmıştır. Bu da bu sene uygulanan sistemin fındık sektörü için doğru olduğunu, gelecek yıllara bir yol haritası olması bakımından önemli olduğunu gösteriyor ve bunu hassaten vurgulamak istiyorum. Bu fındık fiyatlarının yükselmesi niye önemli? Elimde fındık ihracat sezonunun yani dokuzuncu ayın 1'i 2019'da başlayan, 1 Eylülde başlayan fındık ihracat sezonunun on haftalık verileri var. Her hafta pazartesi günü yayımlanıyor Fındık İhracatçıları Birliğince. On hafta içinde Türkiye 111.966 ton iç fındık ihraç etmiş ki bu geçen senenin aynı dönemine göre neredeyse 2 kat, yaklaşık 43 bin ton daha fazla ve bundan 720 milyon 368 bin Amerikan doları ihracat geliri elde etmiş Türkiye, bu da geçen yıla göre 350 milyon 215 bin dolar daha fazla. Ortalama fiyatlar ise -yine bir önceki yıla göre- sezon ortalaması 654 dolar yani geçen seneye göre 124 dolar daha fazla, haftanın ortalaması ise -yine geçen seneye göre- bu sene 674 dolar, 558 dolar geçen sene, 116 dolar daha fazla. Bunu niye söyledim? Demek ki doğru politikalar doğru sonuçları getiriyor ki bunlar on haftalık elde ettiğimiz sonuçlar, geride daha kırk iki haftamız var ve ben eminim Hükûmetimizin ve sizlerin bu gayretleriniz netice verecek ve Türkiye fındık ihracatını bu sene de inşallah 2,5 milyar dolarlara doğru götürecek. Bizim hedefimiz dünyada 1 numara olduğumuz ve milyonlarca insanımızı ilgilendiren ve her şeyden önce de Türkiye'yi yakından ilgilendiren bu ürünün daha fazla değer kazanması.

İkinci konu yine bölgemizi ilgilendiriyor, çay sektörü üzerinde durmak istiyorum. Aramızda ÇAYKUR Genel Müdür Vekili arkadaşımız da var. Ben beklerdim ki Sayın Bekaroğlu, Rize kökenli bir milletvekili arkadaşımız çaya değinsin. Elbette muhalefet, muhalefet yapacak ama bazı gerçekleri de konuşmamız lazım. Türkiye'de çay Doğu Karadeniz Bölgemiz'de üretiliyor ve sudan sonra da en fazla tüketilen içecek çay. Çay gerçekten hem ekonomik anlamda hem de gıda anlamında önemli bir madde. Çay deyince Rize akla geliyor ama Artvin'de, Trabzon'da ve Giresun'da da üretiliyor. Ben her ne kadar Giresun Milletvekiliysem de ÇAYKUR'da bir dönem yöneticilik yaptım, Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu üyeliği yaptım. Ayrıca Karadeniz Teknik Üniversitesinde yüksek lisans tezim de ÇAYKUR ve işletmelerinde maliyetlerin azaltılması üzerineydi. Aynı zamanda bir çay müstahsiliyim. Bütün arkadaşlar beni fındıkçı bilir, hep fındık üzerine konuşurum ama çaya değinmek istiyorum, çayın hatırı var.

Sayın Bakanım, elbette ekibiniz size bilgileri veriyordur. Çayda biz fert başına tüketim açısından dünyada 1'inciyiz şu anda yani çok fazla çay tüketiyoruz. Allah'a şükür ithal edecek durumda değiliz -her ne kadar ülkemizin Güneydoğu Bölgesi'nde ithal çay daha yaygın olmakla beraber- ama eğer çayda tedbirleri almazsak, verimliliği artırmazsak yakın bir zamanda çay ithal etmek zorunda kalacağız. Ben bu konuda Tarım Bakanlığımızın mutlaka tedbir almasını, çaylıkların yenilenmesini, sadece keserek değil, kesim projesiyle değil, Çay Araştırma Enstitümüzün geliştirmiş olduğu yeni tür çayların çay bahçelerine dikimle yenilenerek çaylık alanların ihdas edilmesini, hatta iklimi müsait olduğu için Giresun'un doğu bölgesinde yeni çay bahçelerine müsaade edilmesini talep ediyorum; bunu hem ülkemizin geleceği için hem de üreticilerimizin gelirinin artması için.

Ayrıca, ÇAYKUR'un 46 imalat fabrikası var. Bunlardan bir tanesi de benim ilim olan Tirebolu'da ve çoğunuzun 42 numara olarak bildiği, markalaşmış, kalitesiyle kendini ispatlamış 42 numara çayımız ÇAYKUR tarafından da üretiliyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - ...özel sektörde de üretiliyor. Tirebolu yöresine ait bir çay. Lezzetiyle, aromasıyla son derece güzel bir çay. Tirebolu'daki çay fabrikasının modernizasyon projesi vardı. Hatta daha büyütülerek yeni bir fabrika kurulması projesi vardı. Bunun ekonomik nedenlerle, farklı nedenlerle iptal edildiğini öğrendim ve üzüldüm. Bunu ÇAYKUR yetkilileri çok iyi biliyor. Yani Tirebolu 42'nin ne kadar aranan bir marka olduğunu, Tirebolu 42'nin de ÇAYKUR'un 42'nci fabrikasından mütevellit o ismi aldığını -övüneceğim burada, o isim babasının da- ben genel müdür yardımcısıyken tescil ettirdiğimizi ve o yıllara ait olduğunu parantez içinde söylemek istiyorum.

Ama kendi ilimi de ilgilendirdiğinden dolayı bu fabrika yatırımının mutlaka yeniden devreye alınmasını, bunun da ÇAYKUR'a ve Türk çay sektörüne katkı yapacağını söyleyerek bütçenizin hayırlı, bereketli olmasını diliyorum. Başarılar diliyorum. Başaracağınıza da inanıyorum. Vizyonunuz, birikiminiz buna müsait. Sizi ve ekibinizi tekrar tekrar tebrik ediyor ve bütçemizin bereketli olmasını diliyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.