| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | A)KANUN TEKLİFLERİ 1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç)Yükseköğretim Kalite Kurulu d)Üniversiteler e)Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü f)İTÜNOVA Teknoloji AŞ |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 15 .11.2019 |
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri ve Millî Eğitim Bakanlığımızın çok değerli bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Sayın Bakanla biz öğretmen yetiştiren bir akademisyen olarak senelerce aynı kurumda hocalık da yaptık. Eğitimin bitmek bilmeyen sıkıntılarını yıllardır yaşıyoruz. Sayın Selçuk göreve geldiğinde herkes gibi biz de çok sevindik, Sayın Bakan, sizin için kredimiz hâlen devam ediyor. Bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz, inşallah daha güzel şeyler yaparsınız, biz de elimizden gelen desteği veririz İYİ PARTİ olarak.
Evet, yaşam hakkından sonra biliyoruz ki en kutsal haklardan biri de eğitim hakkıdır. Tabii, eğitimin kazandırdıkları da öne çıkıyor, biraz önce sizin ifade ettiğiniz gibi, altına imza atacağımız şekilde. Ama çağdaş dünyanın referansı tabii ki başta eğitim, bilim ve fen. Hani Atatürk'ümüz "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." demiştir. Aynı zamanda "İlim Çin'de de olsa gidip alın." diyen bir dinî görüşün de mensupları olarak maalesef ihmal ettiğimiz konunun daha çok bilim olduğu kanaatindeyim.
Evet, 100'üncü yıla doğru gidiyoruz, mutlaka ve mutlaka fabrika ayarlarına dönmemiz gerektiğini ve günümüzün değerleriyle de bunu harmanlamamız gerektiğini bir kere daha ifade etmek istiyorum.
En önemli konu, her geçen gün eğitimde fırsat eşitsizliğinin giderek artması. Bunu bir şekilde ortadan kaldırabilecek uygulamaları yapmak zorundayız. "En iyi okul en yakın okul." dediniz, doğrudur, aslında öyle olması gerekir ama bu söylemin karşılık bulabilmesi için eğitimde kaliteyi her okulda aynı şekilde uygulayabilmemiz gerekiyor.
Sayın YÖK Başkanımız aramızda. Evet, üniversite öğrencilerinin sayısı 8,5 milyona dayandı, 2,5 milyon üniversite öğrencisi de kapılarda. Almanya'ya bakıyoruz, üniversite öğrenci sayısı 3 milyon ve onların bizim gibi iş sorunu yok, mezun oldukları alanlarda çalışıyorlar, bizimkiler ise ne iş bulurlarsa veya işsizler. Yani Türkiye'de gençlerdeki işsizlik oranının büyük kısmını yüksek tahsilliler meydana getiriyor. Onlar mesleki eğitime ağırlık veriyor, bizler de oyalama taktiği yapıyoruz yani işsizliği de bir şekilde ötelediğimizi zannediyoruz ama önümüzde çok büyük sıkıntı olarak duruyor.
İnsan gücü planlaması; en önemlisi o. On yedi sene oldu, bakın, koalisyon hükûmetlerinde bunlar zor olabilir, tek başına iktidar olan AK PARTİ'nin hâlen bir insan gücü planlamasının olmadığını -üniversitelerde fotokopi gibi- ve hiç durmadan, neredeyse ayda bir açılan üniversiteler göz önüne alındığında bir planlamanın olmadığını görüyoruz. Bakın, yabancı ülkelerde, mesela, Almanya'da en son üniversite otuz veya kırk yıl önce açılmış ama bizde hemen hemen her sene bir üniversite açılıyor. Doktora ve yüksek lisans her üniversiteye münasip değil gelişmiş ülkelerde, bizde ise üç yıl öğretim devam ettiren üniversitelerde "master" ve "doktora" şeyi açılıyor. Bunların üzerinde durmamız lazım.
67 hukuk fakültesinin 19'unun dekanı hukukçu değil. Biraz önce sayın hatipler ifade ettiler, hukuk fakültelerindeki hocalar bile, hukuk ayaklar altında çiğnenirken asla ve asla görüş bildirmek durumunda kalmıyor.
Birçok konuyu arkadaşlarımız dile getirdi, Sayın Bakan, ben açık öğretim lisesi konusunu değerlendirmek istiyorum. Zorunlu eğitim çağındaki öğrenciler için örgün eğitimin bir alternatifi hâline gelmiş vaziyette. Yani 2017-2018 eğitim öğretim yılında 1 milyon 395 bin açık öğretim liseli var. Bu da hoş bir şey değil, örgün eğitimden bir şekilde uzaklaştırıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Vekilim.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Efendim, bir dakika...
Efendim, bu "4+4+4" modeli tutmadı, lütfen, bunu bir kere daha değerlendirin, bundan vazgeçmek durumundayız.
Evet, ders kitaplarını dağıtıyorsunuz, çok güzel bir proje ama bu ders kitapları maalesef değerlendirilemiyor sınav sistemleri yüzünden, yine sınav sektörü kazanıyor. Adı değişti, dershane değil ama uygulama şeyleri var, böylelikle yine ailelere çok büyük sıkıntılar yaratılıyor.
Tabii, söyleyeceğim çok şey var ama beş dakikada ancak bu kadar oluyor, Sayın Başkan da dakikayı vermemek için zorluyor. Tabii ki değerlendirmeleriyle birlikte, biz millî eğitime bir siyaset olarak bakmadığımız için, millî eğitim bu ülkenin geleceği olduğu için polemiklere girmek istemeden, elimizden gelen desteği vermeye hazırız diyorum.
Bu bütçenin millî eğitime hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.