KOMİSYON KONUŞMASI

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, Sayın YÖK Başkanı, Sayın YÖK Kalite Kurulu Başkanı, sayın Bakanlık mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben üniversitelerle ilgili bir konuşma yapacağım ve sözlerime Einstein'ın "Bir ülke iyi eğitilmiş gençleri kadar güçlüdür." sözüyle başlamak istiyorum.

Gençlerin iyi eğitilmesi, onların bilim ve teknolojiyi anlayacak, içselleştirecek, gerekli donanıma sahip olmaları demektir. Üniversiteler bilim ve teknolojileri üretmeleri yanında, özgür düşünceyle gerçeğin arandığı, sorgulamanın, tartışmanın, eleştirel düşünmenin öğretildiği, bilimsel düşüncelerin ortaya konulduğu çok önemli kurumlarımızdır. Üniversitelerimiz saydığım fonksiyonları yerine getirebiliyorlar mı, tartışılması gereken bir konudur.

"Times Higher Education" adlı bir kuruluş 92 ülkeden 1.300'ün üzerinde yükseköğretim kurumlarını araştırma etkisi, uluslararası görünüm, endüstri bağlantıları ile öğretim kalitesi kriterlerine göre sıraladı. Bu yıl da dünyanın en iyisi Oxford olurken, onu Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü ve Cambridge takip etti. MIT, Harvard Princeton bunları geçiyorum, bizim ülkemizde Çankaya ve Sabancı ilk 401-500 bandında; Bilkent, Hacettepe, Koç 501-600 bandında; Boğaziçi, İTÜ, ODTÜ 601-800 bandında yer aldılar. Bu yıl hiçbir üniversitemiz ilk 400 e giremedi.

2020 yılı Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi içerisinde yükseköğretime ayrılan bütçe 36 milyar 140 milyon TL yani bugünkü kurla 6 milyar 341 milyon dolardır. Bu miktarın yüzde 83'ü personel ve Sosyal Güvenlik Kurumu primleridir, geriye kalan 1 milyar 80 milyon doların 127 üniversiteye dağıtılmış olması durumunda AR-GE faaliyetlerinin ne kadar kısıtlı bütçeyle yürütüleceği çok açık bir şekilde görülmektedir.

Üniversitelerimizin bütçelerinin yanında ilave sorunları vardır. Öğretim elemanlarının özlük hakları sorunları var, öğretim elemanlarının yine ders yükleri yine alabildiğine fazladır. Özellikle taşra üniversitelerinde inanılmaz derecededir. Sayın Başkanımızın da mutlaka bildiği gibi, öğretim elemanları haftalık on-on iki saat ders yüklerine ilave olarak yirmi saat ek derse girmektedir. Yani öğretim elamanları günde yaklaşık beş ya da altı saat derse giriyorlar, bir de ikinci öğretim varsa günlük ders sayısı elbette artmaktadır. Bu şartlarda araştırma geliştirme çalışmaları nasıl yapılabilir?

Üniversitelerimizin bir kısmı mevcut hâlleriyle maalesef meslek kültürü edinilen yerler olmaktan çıkmış, sıradanlaşmış, âdeta birer meslek edinme kursuna ya da yüksek liseler görünümüne bürünmüştür. Yükseköğretim sistemi için vizyoner bir makroplan yapıldığını düşünmüyorum. İhtiyaç olmadığı hâlde, mezunlarına ihtiyaç duyulmadığı hâlde, bir furya şeklinde aynı bölümler farklı üniversitelerde açılmış, arz-talep dengeleri yönetilememiş ancak sonuçta kaybeden ülkemiz, gençlerimiz olmuştur. Bu yüzden de 1 milyon 80 bin işsiz üniversite mezunu gencimiz bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üniversitelerin misyonu, kendine güvenen, araştırmacı, kendini iyi ifade eden, 1 yabancı dili bilen, ilk defada doğruyu yapan liyakatli mezunlar vermek olmalıdır. "İlk defada doğruyu yapan" dedim, bu çok önemli bir kavram, her alanda sıkıntılarımızın başlıca sebebi ilk defada doğru yapamamaktır.

Sayın Bakanım, size de arz etmek istiyorum, öğrencilerimiz, sınıflarda bir elde silgi, bir elde kurşun kalem yazıp siliyorlar. Yani ilk defada doğruyu maalesef yapamıyorlar. "Kamuda en rahat girilebilen yerler üniversitelerdir." kanaati yaygınlaşmıştır. Yüksek lisansını bitiren herkes kendisini üniversitelerde akademisyen olabilecek potansiyelde görmektedir. Yetenekli ve çalışkan öğrencilerimiz ise gelecek göremedikleri için üniversitede kalarak bilim insanı veya araştırmacı olmayı tercih etmemektedir.

(Oturum Başkanlığına Başkan Lütfi Elvan geçti)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım efendim.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Önemli bir kısmı yurt dışına gitme eğilimindeler, fırsat bulanlar da gitmektedirler.

Sayın Başkan, üniversitelerde atamalarda, özellikle rektör atamalarında liyakat esas alınmalıdır. Eğitim öğretim programları hem lisans hem de ön lisans programlarında güncellenmelidir. Üniversitelerde yapılan tezler de gözden geçirilmelidir. Tez konularının seçiminde ülke ihtiyacı ve kalkınma stratejileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Sayın Başkan, eğitim ciddi bir iştir, ülkemizde nitelikli eğitim şarttır. Nitelikli eğitim yapamayan bölümler, fakülteler ve üniversiteler kapatılmalıdır. Eğitim ticaret...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum efendim.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Başkanım, müsaade ederseniz...

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum.

Farklı muamele yapamıyoruz ya, herkese beş dakika veriyoruz.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Olumlu bir şey söyleyeceğim.

BAŞKAN - Bir cümlenizi alalım, bitirelim efendim.

Buyurun.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Yani eleştirdim, tenkit ettim, müsaade ederseniz...

BAŞKAN - Bir cümlenizi alalım.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - YÖK'ün başlatmış olduğu yükseköğretimde çeşitlilik çalışmasını olumlu bulmaktayım. Bazı üniversitelerin bulundukları illerde bölgesel aktör olmaları yönünde atılan adımlar doğrudur. Ancak yine de eğitim öğretim programlarının mezunlarının istihdam konusu göz ardı edilmemelidir. Çok özel alanlarda ilk mezunlar iş bulabilmekte ancak sonraki yıllarda istihdam sorunu çıkmaktadır. Bunun altını çiziyor, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.