BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.

Sayın Dışişleri Bakanım, sayın üyeler; sunumu dikkatle takip ettim. Bu sunumdan dolayı Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

Dışişleri Bakanlığı, kabaca, dış politikayı tespit etmek ve yürütmekle görevlidir. Yabancı devletler ve uluslararası kuruluşlar nezdinde, yetkili makam olarak "temsil" görevini yerine getirmektir; ayrıca, bilgi toplamak, bilgi paylaşmak, Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini gözetmek, dış politika çerçevesinde diğer bakanlıkların faaliyetlerinde hazır bulunmak veya katkı sağlamak vesaire, görevleri arasındadır.

Malumunuz olduğu üzere, idrak etmekte olduğumuz 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde dünya büyük zorluklar içerisindedir. Ülkemiz çevresinde gelişen hassasiyetlerin devletimiz lehine aşılması en büyük müşkülatımızdır. Özellikle 9 Ekim 2019'da başlatılan Barış Pınarı Harekâtı, sınırımızın hemen ötesinde bir terör devleti kurulmasına izin vermemiştir. Türk ordusunun yaptığı başarılı hamleler, Suriye sınırında lehimize bir kazanım yaratmıştır. Ne var ki Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Rusya Federasyonu'nun hakikatte engelleyici icraatları bizi sınır boyunda 120 kilometrelik bir güzergâha sabitlemiştir. Resulayn-Tel Abyad hattından daha çok, sınır boyuna gitmemiz gerektiği de ortadadır. Suriye devletiyle yapılan anlaşmalar çerçevesinde bir diyalog geliştirmek elimizi güçlendirecek, Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgeden ayrılması sonucunu doğuracaktır. Bu bağlamda, Sayın Cumhurbaşkanının 13 Kasım 2019 günkü ABD temaslarının başarılı geçtiğine ilişkin izlenim kanıtlanmış değildir; zannediyorum bu temasların Türkiye Cumhuriyeti'ne katkısının olmadığı gerçeği kısa vadede herkes tarafından da görülecektir.

Diğer taraftan, Habur Sınır Kapısı'nın batı tarafından Irak'a yeni bir sınır kapısının açılması -Ovaköy- Bağdat yönetimiyle müzakere edilmişti. Bu kapının açılması, Irak politikamız yönüyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin elini güçlendirecektir.

Sayın Bakanım, Doğu Akdeniz Münhasır Ekonomik Bölgemizde oluşan ihtilafların halli yönünde atılan adımları dikkatle izliyoruz. Sondaj faaliyetlerimizden asla geri adım atmamalıyız; burada oluşan ittifakı -4 devletin- dağıtıcı girişimler yapmalıyız. Bu bölge de dâhil olmak üzere, enerji arz güvenliğini sağlayıcı yeni politikalar geliştirmeliyiz.

Barış Pınarı Harekâtı'nda da anlaşıldı ki ümmetçilik, yakın tarihimizde 2'nci kez yenilgiye uğramıştır. Küreselleşme ideolojisinin menfi etkileri karşısında ulus devlet normları ve bunun ideolojisinin temeli olan milliyetçilik en büyük siyasi dinamik olarak kendini göstermiştir. Bu sebeple, Barış Pınarı Harekâtı'na destek veren Türk Keneşi üyesi ülkelere, Macaristan'a, Pakistan'a teşekkürlerimiz sonsuzdur.

Sayın Bakan, dünya bundan sonra çok kutuplu sisteme geçiş, entegrasyon eğilimleri, etnik çatışmalar, otarşizm, kamu diplomasisi, çevresel sorunların artışı, gıda güvenliği, nükleer enerji sorunları ve genel olarak enerji, göç ve nüfus hareketleri yönünde ivme kazanacaktır. Özellikle Türkiye'yi derinden etkileyen göç ve sığınmacı sorununa derhâl çözüm bulunmalıdır. Bunun ensar, muhacir mantığıyla konuşulması meseleyi hafife almaktır. İşsizlik ve açlıktan intiharların olduğu ülkemizde Suriyeli göçmenlerin tezelden kendi ülkelerine dönmelerinin zamanı gelmiştir. Nisan 2011'den bugüne kadar toplamda 5 milyon 200 bin Suriyeli düzensiz göçmenin olduğu belirtilmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çelik, tamamlayınız lütfen.

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Bilindiği üzere, IMF heyeti 22 Eylül 2019 tarihinde Türkiye'ye gelmişti Thomsen'in Başkanlığında; on bir gün görev yaptılar ve birçok görüşme oldu. Ama dış politika malum. Böyle gayriciddi izlenimlerle konuyu CHP ya da İYİ PARTİ'ye yıkmanın, maalesef, dayanılmaz hafifliğiyle karşı karşıyayız. Dış politika bu konularda müsamahasızdır.

İstihbari konularla ilgili daha söyleyeceğimiz sözler var ama süre kifayetsizliği nedeniyle burada noktalıyorum.

Sayın Bakanım, başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum; bütçeniz Bakanlığınıza hayırlı uğurlu olsun.