| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı c)Mesleki Yeterlilik Kurumu ç) Devlet Personel Başkanlığı d)Sosyal Güvenlik Kurumu e) Türkiye İş Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .11.2019 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcılarımız, kamu kurumunun değerli üyeleri, değerli vekil arkadaşlarım, basınımızın değerli emekçileri; herkesi öncelikle selamlıyorum, hoş geldiniz diyorum. Öncelikle bütçeniz hayırlı olsun.
Bunu söyledikten sonra direkt konuya gireceğim Sayın Bakan. Bakanlığınızın altında çok fazla başlık var, çok fazla konu var, ben birkaç tanesine odaklanmaya çalışacağım. Bu anlamda da öncelikle iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları, iş kazaları üzerine bir şeyler söylemek istiyorum kendi alanım da olduğu için.
Şimdi baktığımızda Türkiye'de iş kazalarının, iş kazalarındaki artışın korkunç boyutlarda olduğunu görüyoruz. 2013 yılında bir önceki yıla göre artış oranı yüzde 156 olmuş. Bunun da hemen aslında sebebini söylemek istiyorum çünkü bu artış çok önemli. 2012 yılında ölümlü iş kazası sayısı 878'ken 2013'te birden 1.235'e yükselmiş, 2011'e geri döndüğümüzde 1.710 ölümlü iş kazası gerçekleşmiş. Neden 2012'de ölümlü iş kazası azmış? Çünkü 2012'de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarıldı, kabul edildi, uygulamaya geçildi büyük bir istek ve hevesle. Tabii, o dönemde Avrupa Birliğine girişle ilgili çalışmalar da yoğun şekilde devam ediyordu, bir Avrupa Birliği Bakanlığı vardı. Bu müktesebat ölçüsünde bu çalışmalar yoğun şekilde yapılıyordu. Ancak sonra birdenbire çalışmalar yavaşladı. Yavaşladıktan sonra ölümlü iş kazalarının sayılarında da artış olduğunu görüyoruz. Aslında burada bir şeyin altını çizerek konuşmama devam etmek istiyorum: Bakanlığınızın, iktidarınızın bu olaya nasıl baktığıyla çok alakalı Sayın Bakan, iş kazalarındaki artış, ölüm sayılarındaki artış. Şimdi, son altı yılda iş kazalarında meydana gelen artış oranı yüzde 41. Türkiye'de iş kazasına bağlı ölümler dünya ve Avrupa Birliği ortalamalarının oldukça üzerinde. 2018 yılında 429.286 işçi iş kasası geçirirken 615 işçi meslek hastalığına yakalanmış. Söz konusu iş kazaları nedeniyle sadece 2017 yılında 3 milyon 997 bin 742 iş günü kaybedilmiştir. 2017 yılında 2.006; 2018'de 1.923 işçimiz iş cinayetlerine kurban gitmiş ve 2019 Ekim ayında en az yüzde 55, 2019 yılı ilk 10 ayında ise en az 1.477 işçi yaşamını yitirmiştir. Bir türlü ölümlü iş kazalarında sayıları azaltamıyoruz. Bu arada, tabii, araştırmalar da ölen işçilerin hemen hemen tamamının sendikasız çalıştığını göstermekte. Bir de yaşamını kaybedenlerin 55'i çocuk işçidir Sayın Bakan. Bakanlığınız çocuk işçilikle mücadele etmek için 2017-2023 yılları için Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programı hazırlamıştı ve 2018 yılını çocuk işçiliğiyle mücadele yılı ilan etmişti. Oysa baktığımızda bu sayıların arttığını görüyoruz. Şu anda bu çocuk işçiliğiyle mücadele olayına bakışınız nasıldır? Bu konuda daha detaylı bilgi verirseniz seviniriz.
Şimdi, burada bir şeye değinmek istiyorum tabii. İş sağlığı ve güvenliği alanında, iş kazalarıyla özellikle mücadele etmek için 6331 sayılı İSG Kanunu'na göre şirketlere İSG hizmeti vermek üzere OSGB'ler kurulmuştu, yetkilendirilmişti Bakanlık tarafından. Ancak görüyoruz ki Bakanlıklar bu iş güvenliği uzmanlarının, iş yeri hekimlerinin çalıştığı OSGB'leri denetlediği kadar iş yerlerini denetlemiyor, bütün ağırlığını aslında OSGB'lere vermiş, bütün OSGB'lere yüklenmiş görünüyor. Bu konuda da açıkçası şikâyetler var. Örneğin, yani bugün tüm sektörlerde çok ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz, ekonomik sıkıntı, bir ekonomik krizin içerisindeyiz. Tabii, bütün sektörlerin etkilendiği gibi bu hizmeti veren sektörler de etkileniyor. Ancak hâlâ bu şirketler bugün bulundukları mekânları ekonomik krizden dolayı küçültmek istediklerinde bunun için sadece mekân küçültmek için, Bakanlıkça onaylanması için bunun 22 milyon 420 bin TL para ödemek zorunda kalıyorlar. Bunlarda hiçbir düzeltme yapılmamış.
Şimdi, bakıyoruz, bu sunum kitapçığınızda OSGB sayılarında ciddi bir artış var, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarında yüzde 322, iş yeri hekimi sayısı yüzde 138. Sayın Bakan, eğer bu uzmanlar görevlerini yeterince yapamazlarsa bu sayıların artmasının hiçbir önemi yok. Yani iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının sayıların artması İSG KATİP'te, yeterli mi iş kazalarını önlemek için?
Ayrıca, bu uzmanlardan şöyle bir şikâyet de var, bunu da ileteyim size: Bakanlığa ulaşamamaktan, telefonların cevaplanmamasından ciddi şekilde şikâyetçiler.
Firmalarda denetim yapmıyorsunuz Sayın Bakan. Ben size bir şey sormak istiyorum, mesela Bakanlığın internet sayfasına bakıldığında idari para cezaları kısmında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bölümünü göremiyoruz. Yani burada bir iş, yapılan denetimlerde para cezaları var 6331 sayılı Kanun'da. Bakıyoruz bu idari para cezaları bölümüne, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, 5953 sayılı Basın İş Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu. Nerede 6331 sayılı Kanun'daki cezalar? Bir de, 2018-2019 Temmuz arasındaki dönemde Bakanlık tarafından olağan denetimlerin yapılmayacağı bir iç genelgeyle duyurulmuş. Böyle bir uygulamayı anlamak inanın ki mümkün değil. Siz şirketleri denetlemiyorsunuz, siz iş sağlığı ve güvenliği alanında, iş kazaları, ölümlü iş kazalarının önlenmesi konusunda görevinizi yapmıyorsunuz Bakanlık olarak. Buradan bu çıkıyor. Demek ki Bakanlıkta bu alan sizin için öncelikli değil, ötelenmiş bir alan olarak görünüyor rakamlara baktığımız ve uygulamalara baktığımız zaman. Bir de 2018'de denetlenen iş yeri sayısına baktığımızda 12.649 iş yeri denetlenmiş. Toplamda 1 milyon 853 bin iş yeri var 2018 Ocak ayı itibarıyla. Bunların da 600 bini çok tehlikeli ve tehlikeli iş sınıfında.
Müfettiş sayılarınıza baktığımız zaman da Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından belirlenen kriterlerin oldukça altında olduğunu görüyoruz bizdeki müfettiş sayılarının. Sizin yine bu 2019-2023 Stratejik Planı'nızda 1,105 olarak belirtilmiş müfettiş sayısı. Artırmayı düşünüyor musunuz diye sormak istiyorum.
Bir şeyin daha altını çizeceğim, yine bu stratejik planın sayfa 74'ünde "Paydaş Etki Önem Matrisi" diye bir bölüm var. Burada önem düzeyi bölümünde yüksek önemli İSG profesyonelleri ve İSG hizmeti veren kuruluşlar görülürken etki düzeyinde zayıf bölümde gruplandırılmış, bunun da altını çiziyorum.
Son olarak, bu konuyu kapatırken yakın zamanda olmuş bir iş kazasını da örnek vermek istiyorum. Gaziantep Şahinbey'de Türkiye'nin 2'nci en büyük camisi olarak yapımına başlanan bir Akkent Cami inşaatının statik projesi, iskele projesi ve ruhsatı yoktu, kaçak yapılmıştı. Tabii, buradaki çalışanlar da güvenceye tabi değildi. Bugün kayıtsız çalışan işçi oranlarını arkadaşlarımız söyledi. Beton dökümü için kurulan iskele çöktü ve bir meslektaşım Korkut Küçükcan teknik bir inceleme için oradaydı, iskelenin altında öldü. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine de başsağlığı diliyorum. Bu sadece bir örnek. Bunlar çoğaltılabilir.
Çok az bir zamanım kaldı, bu çok az zamanda da biraz kadın konusuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum açıkçası izin verirseniz. Türkiye İstatistik Kurumunun Nisan 2019 verilerine göre iş hayatında 9 milyon kadının yüzde 59'u yani 5 milyondan fazlasının hizmet sektöründe çalıştığını görüyoruz ve iş hayatındaki kadınların yüzde 41'inin herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumunda da kaydı yok Sayın Bakan. İstihdam oranı son verilere göre kadınlarda yüzde 29,2'yken erkeklerde bu oran yüzde 63,2. AB ülkelerindeki ortalama yüzde 45,9, OECD ülkelerinde yüzde 44,4. Oranın ne kadar düşük olduğunu görüyoruz. Kadının iş hayatında yer almasıyla ilgili yoğun çabalarınızdan bahsettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Çok kısa bir süre isteyeceğim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayınız efendim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ve kadınlar erkeklerden hâlâ daha az kazanıyor, gelir adaletsizliği de devam ediyor.
Birkaç cümle de kadına şiddet konusuna değinmek istiyorum. Türkiye, kadına yönelik şiddet rakamlarıyla da dünyada örnek nitelikte. Yüzde 39'u fiziksel şiddete, evlenmiş kadınların yüzde 15'i cinsel şiddete, yüzde 42'si de fiziksel veya cinsel şiddete, yüzde 44'ü de duygusal şiddete, istismara maruz kalıyorlar; çoğunluğu da eşleri ya da birlikte oldukları kişiler. Kadına yönelik şiddetin temelinde ise cinsiyete dayalı toplumsal roller, cinsiyete dayalı eşitsizlikler yattığını aslında artık hepimiz kabul ediyoruz. Kadına şiddeti önleyici çalışmaların yetersizliğinin ötesinde, şiddet gören kadınlara verilen hizmetler de maalesef çok yetersiz ve göstermelikten öteye gitmiyor. Kadın sığınmaevleri sayısında çok gerideyiz. Yani Birleşmiş Milletlerde her 10 bin nüfusa karşılık 1 yatak kapasitesi varken bizde çok düşük yani Türkiye'de kadın sığınmaevlerinin 8.081 yatak kapasitesinde olması gerekirken 3.724.
Çok kısa bir şeye daha değinmek istiyorum ben, Sayın Keşir burada değil ama bir şey ifade etmişti, bir tanımdan bahsetmişti: "Domestic violence" "'Aile içi şiddet, ev içi şiddet' şeklinde çevrilmesini kabul etmiyorum." diye. Başkanım, izin verirseniz bir iki istatistik vererek aslında ev içi ve aile içi şiddetin olduğunu da tanımlamak istiyorum. Son üç yılda polis ve jandarma kayıtlarına geçen toplam 932 kadın cinayeti işlenmiş, en sık karşılaşılan cinayet mekânları listesinde ev yüzde 72,8'le ilk sırada yer almakta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son cümlelerim.
BAŞKAN - Lütfen...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Öldürülen kadınların yaşı ortalama 36, öldürülen kadınların yüzde 58,5'i evli, yüzde 46,1'i ilkokul mezunu, öldürenlerin yüzde 46,8'i ilkokul mezunu, faillerin yüzde 63,7'si evli ve faillerin yüzde 63,5'i öldürülen kadının eşi. Evde ya baba var, ya kardeş var, ya koca var; o zaman aile içi şiddetten nasıl bahsedemeyiz? Bunun da altını çizmek istiyorum.
Yapılacak çok iş var Sayın Bakan ama yaklaşımlar bu noktada çok önemli. İstanbul Sözleşmesi'ne nasıl baktığınız, bunu nasıl hayata geçireceğiniz, arkasında mısınız, destekçisi misiniz? Stratejik planınızda gördüm, umarım kâğıt üstünde kalmaz bu sözleşmenin arkasında olursunuz ve seneye daha iyi şeyleri konuşuruz burada.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum. Teşekkür ediyorum.