| Komisyon Adı | : | (10 / 242, 349, 392, 394, 397, 401) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Kemal Çelik'in, Dünya Çocuk Hakları Günü'nün Komisyon için önemine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .11.2019 |
BAŞKAN - Bugün, tabii, sonlara doğru yaklaşıyoruz. 27 Kasımda bizim görev süremiz bitiyor. Bu nedenle, bugün 8 grubu, STK temsilcilerimizi, ailelerimizi davet ettik. Belki ayın 27'si son gün haftaya çarşamba, belki o gün bile bir dinleme yapacağız kalanları da. Onun için böyle kalabalık oldu. Arkadaşlarımızdan kısaca özetlemelerini rica edeceğim.
Bugün, malum, hepimiz biliyoruz, Dünya Çocuk Hakları Günü. Bu nedenle ben de kısa bir açıklamada bulunmak istiyorum.
"Çocuk hakları" kanunen ve ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu eğitim, sağlık, yaşama, barınma, fiziksel, psikolojik ve cinsel sömürüye karşı korunma gibi hakların hepsini birden tanımlamakta olan evrensel bir kavramdır.
Olumsuz koşulları ortadan kaldırmak ve onlara daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi 191 ülke tarafından da kabul edilmiştir. Tabii, Türkiye bu tür evrensel değerlere, evrensel ilkelere çok önem veren bir ülke olduğu için, Çocuk Hakları Sözleşmesi de 1990 yılından bu yana Türkiye'de uygulanmaktadır ve ülkemiz taraftır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi haklarını oldukça ayrıntılı bir biçimde kaleme alan ve çocuğa karşı devletin, idarenin pozitif yükümlülüklerinin neler olduğunu irdeleyen ayrıntılı bir sözleşmedir. Bizim Komisyonumuzun asıl amacı da geleceğimiz çocuklarımızdır. Bu nedenle bizim Komisyonumuz açısından da çocuk hakları her zaman önemlidir. Zaten bu konuda bir uzmanımız görevlidir. Çocukların hukuksal olarak haklarıyla ilgili de çalışma yapıyoruz. Yeni yasal düzenlemeler ne olabilir, onu da inşallah tespit edeceğiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağız. Yani çocuk haklarını savunan bir Komisyon olarak da bu bizim için önemli.
Tabii, son günlerde dünyada da şöyle değişik bir şey oluyor: Özellikle FETÖ ve PKK'nın hükümlü ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili asılsız iddiaları da var. Bunları da dikkatle süzmemizde fayda var. Çocukları ve bebekleri sinsi planlarına alet eden FETÖ, mağduriyet psikolojisini silah olarak kullanmaktadır. Türkiye'den kaçarak özellikle Avrupa ülkelerine sığınan FETÖ mensupları, PKK'lı teröristlerle ortak hareket ederek Türkiye hakkında kara propaganda yapmaya çalışmaktadır. FETÖ, ceza infaz kurumlarında bulunan örgüt mensuplarına çocuklarını temel haklardan mahrum ederek yanlarında tutmaları için de talimat vermiştir yani çocukları asıl istismar eden bir örgüttür.
Suç nedeni ne olursa olsun tüm tutuklular ya da hükümlülere temel hakları gözetilerek tıbbi gereklilik ve mevzuat doğrultusunda her türlü hizmet verilmektedir ülkemizde. Ebeveynlerin suçlarından çocukları ve bebekleri sorumlu tutamayız. Bu çerçevede oluşturulan yasalar doğrultusunda çocukların ve bebeklerin tüm ihtiyaçları gözetilerek temin edilmekte, ilgili devlet kurumlarınca barındırılarak eğitim hakları yerine getirilmektedir.
Bizim yasalarımızda da bu doğrultuda hükümler vardır. Anaları hükümlü olup da dışarıda korumasına bırakılacak kimsesi bulunmayan 0-6 yaş grubundaki çocuklar analarının yanında kalabilirler. Bu yasalarımızda mevcut. Bu çocuklar gündüzleri ceza infaz kurumu bünyesindeki veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve diğer kurum ve kuruluşlara ait kreş ve gündüz bakımevlerinde barındırılabilirler. Analarının yanında kalan çocuklara yaş ve durumlarına göre yiyecek ve içecek verilir. Bundan asla geri durulmaz. 3 yaşını doldurmuş çocuklar, hâkim kararıyla, çocuk yuvalarına veya yetiştirme yurtlarına yerleştirilebilirler. Bu çocukların belirlenecek bir programa ve usule göre zaman zaman analarıyla temasları da sağlanır. Yani devlet, her tür istismarı önleyecek tedbirleri almıştır. Bizim Komisyon olarak da zaten esas görevimiz, bu çocuklarımıza sahip çıkmak ve bu çocuklarımızın geleceğinde de istenilen düzeyi sağlamaktır.