KOMİSYON KONUŞMASI

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Sayın Bakan Yardımcılarımız, değerli milletvekillerimiz, Sayın Emniyet Genel Müdürümüz, Sayın Jandarma Genel Komutanımız, Sayın Sahil Güvenlik Komutanımız, değerli bürokratlarımız, kıymetli basın mensupları; İçişleri Bakanlığımızın 2018 yılı kesin hesabı ve 2020 yılı bütçesini görüşmek üzere toplanmış bulunmaktayız. Hepinize saygılarımı sunuyorum.

Temel hak ve hürriyetleri esas alarak iç güvenlik, sınır, kıyı ve kara sularımızın muhafaza ve emniyetini sağlamak, etkili sınır yönetimi ve göç politikalarını oluşturma, kamu hizmetlerinin koordinasyonu ile etkin il ve ilçe yönetimi tesis etme, mahallî idarelerin hizmet standartlarını yükseltme, nüfus ve vatandaşlık hizmetlerini sunma ve sivil toplumu destekleme görevlerini insan odaklı olarak ifa eden İçişleri Bakanlığımız, gününden ve geleceğinden emin bir Türkiye için canla başla çalışmaya devam etmektedir. Ben bu vesileyle Sayın Bakanımıza, değerli yöneticilerimize ve kıymetli güvenlik güçlerimize bir kez daha şükranlarımı ifade etmek istiyorum.

Değerli hazırun, suç, insanlık tarihi kadar eski olan, toplumun huzur ve düzenini bozan en önemli etkendir. Gelişen teknolojiyle birlikte suç işleme oranları da artmakta ve suç türleri de değişmektedir. Suçların azaltılması için çareler her dönemde aranmıştır. Bakanlığımızın da suçların azaltılmasında, hatta önlenmesinde çok önemli işler başardığına inanıyorum. Ülkemizde asayiş suçlarının çoğunluğunu mala karşı suçlar oluşturmaktadır. Mala karşı suçlar içerisinde hırsızlık suçları ise yüksek bir orandadır; daha sonra, dolandırıcılık, mala zarar verme, gasp, yağma gibi suçlar gelmektedir. Hırsızlık ise en çok evden, iş yerinden ve oto hırsızlığı şeklinde gerçekleşmektedir. Özellikle evden hırsızlıkta 2017, 2018 ve 2019 yıllarını göz önüne aldığımızda çok büyük işler başarılmıştır. Devamlı azalan bir grafik oluşmakla beraber dünyaya örnek olabileceğimiz bir noktaya gelmiş bulunmaktayız. Bu konuda genel kolluğa yardımcı olarak devreye giren çarşı ve mahalle bekçilerimize bir parantez açmak istiyorum. Bu saydığım suçların azaltılması ve önlenmesinde büyük paylardan biri bekçilerimizindir. Çarşı ve mahalle bekçileri uygulamasının tekrardan devreye girmesi asayişin sağlanması konusunda çok başarılı işler gerçekleştirmiş ve aynı zamanda çok büyük bir caydırıcı unsur olmuştur. Ayrıca emniyet güçlerimizin etkinliğinin artırması noktasında son dönemdeki motosikletli polislerimiz sayesinde olaylara müdahale süremiz de oldukça kısalmaktadır.

Sayın Başkan, değerli Bakanım, değerli Komisyon üyeleri; değinmek istediğim bir diğer konu ise kayyum meselesidir. Hepimiz görevlerimizi yaparken belli kurallara tabiyiz, bizler de seçilmiş kişileriz. Diğer bütün kuralları iptal eden, hükümsüz bırakan bir vasfımız yoktur ve olamaz. Bu kapsamda seçimden önce hakkında soruşturma açılmış kişiler halk tarafından seçildikten sonra soruşturmaları kendiliğinden düşmez. İçişleri Bakanlığınca haklarında terörle iltisakı sebebiyle dava, soruşturma ve kovuşturma olan belediye başkanları Anayasa'nın 127'nci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47'nci maddesine istinaden görevden uzaklaştırılmıştır, yerlerine Belediye Kanunu'nun 45'inci maddesi uyarınca belediye başkan vekilleri görevlendirilmiştir. Yapılan işlem bir açığa alma işlemidir, başkanlığın iptali değildir. Bu konuda yapılan eleştirilerde "Mahkeme kararı yok." denilmektedir fakat bu işlem, mahkeme kararı verilinceye kadar sürecin sağlıklı yürümesi için yapılan bir işlemdir.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; müsaadenizle İçişleri Bakanlığımızın görev alanına giren göç ve afet yönetimi konuları üzerinde değerlendirmelerimi de paylaşmak isterim. Hepinizin bildiği gibi Suriye iç savaşının patlak vermesi sonucu Türkiye ve Avrupa bir göç akınına uğramıştır. Avrupa ülkeleri konuya korku ve panikle yaklaşarak bir göç yönetimi politikası yerine salt güvenlikçi bir engelleme politikası izlemiştir. Göç yönetimi konusunda İçişleri Bakanlığımız, göç akınının en başından beri gerekli olan yasal ve kurumsal düzenlemeleri hızla hayata geçirerek insan odaklı bir göç yönetimi anlayışını ortaya koymuştur. Ülkemize göç eden Suriyelilerle ilgili yapılan ilk şey, kayıt altına alınmaları olmuştur. Bugün ülkemizdeki tüm Suriyelilerin biyometrik bilgileri mevcuttur. 2013 yılı Nisan ayında çıkarılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'yla yasal altyapı oluşturulmuş, ayrıca bu kanunda İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve kurumlar arası koordinasyonun sağlanması ve stratejilerin belirlenmesi amacıyla İçişleri Bakanlığı koordinesinde Göç Kurulu kurularak kurumsal düzenlemeler de hızla hayata geçirilmiştir. Öte yandan, göç meselesine uzun dönemli ve geniş bir bakış açısıyla yaklaşmanın bir tezahürü olarak Uyum Stratejisi Belgesi ve Ulusal Eylem Planı hazırlanmıştır. Göçü bu şekilde yönetmesinin yanı sıra İçişleri Bakanlığımız düzensiz göçle de en başından beri etkin bir mücadelenin içerisindedir. 2015 yılında 1.700 olan geri gönderme merkezi kapasitemiz şu anda 16 bindir, yıl sonunda bu sayının 20 bin olması amaçlanmaktadır. Özetle, bugün tüm dünya tarafından takdirle karşılanan Türkiye'nin göçmenlere olan yaklaşımı ve göçmen politikası İçişleri Bakanlığımız eliyle başarıyla yönetilmekte ve yürütülmektedir.

Değerli milletvekilleri, temas etmek istediğim diğer bir alan afet yönetimidir. Terör, asayiş, göç ve yönetimi kadar gündeme gelmese de afet yönetimi konusunda da İçişleri Bakanlığımız son dönemde çok ciddi yapısal adımlar atmakta ve bu alanda âdeta bir zihniyet devrimi gerçekleştirmektedir. Hepimizin de çok iyi bildiği gibi, ülkemiz, gerek deprem gerek sel olsun ciddi bir afet riskinin söz konusu olduğu bir coğrafyada bulunmaktadır. Bu riski maalesef 99 depremi ve 2011 Van depremiyle acı bir şekilde hatırladık. Ülke olarak gerek kurumsal gerek mevzuat alanında bir dönüşüm yaşadık. Son olarak da yıl içindeki 5,8'lik İstanbul depremiyle tüm ilgimiz bu konuya yoğunlaştı ancak bu durum maalesef birkaç gün sürdü. Afet konusunda böyle bir yanılsamamız var, çabuk unutuyoruz, bu konuda farkındalık seviyemiz düşük fakat İçişleri Bakanlığımız ve ona bağlı bulunan AFAD, afet yönetimi konusunun önemli unsurlarından olan toplumsal farkındalık seviyesinin yükseltilmesi ve afet yönetiminde koordinasyonun sağlanması konusunda son dönemde çok ciddi faaliyetlere ve projelere imza atmaktadır. Keza Türkiye Afet Müdahale Planı yürürlüğe alınarak bu plan kapsamında tüm bakanlık kurum ve kuruluşların ve bunların taşra afette yerine getireceği görev ve sorumluluklar tanımlanmış olup böylece hem merkezî hem yerel düzeyde koordinasyonun sağlanması konusunda önemli bir düzenleme hayata geçirilmiştir. Ülke çapındaki 28 hizmet grubunun çalışmalarında 7 bakanlığımıza, AFAD'a ve Türk Kızılayına görev ve sorumluluklarını tanımlayan Türkiye Afet Müdahale Planı'yla ülkemizde entegre müdahale sisteminin temeli atılmış olup böylece ülkemizin afet müdahale sisteminin ilk aşaması hayata geçirilmiştir. Bu anlamda, sadece afet sonrası müdahaleyi kapsayan bir afet yönetim anlayışından modern, bütüncül bir afet yönetimi anlayışına geçilmiştir. Öte yandan, bu yeni afet yönetimi anlayışının ve zihniyet dönüşümünün bir yansıması olarak 6 stratejik adım belirlenmiş ve bunlardan ilki olan Afetlere Hazırlık Yılı kampanyası da temmuz ayında başlatılmıştır. Daha sonraki adımlar, afet yönetiminde özel sektör ve bireysel katılımı içine alan gönüllülük sisteminin hayata geçirilmesi, afet koordinasyon sisteminin kurulması, tatbikatların arttırılarak alışkanlık hâline getirilmesi gibi kritik konu başlıklarından oluşmaktadır.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyelerimiz; izninizle son olarak 112 çağrı hizmetleri mevzusuna değinerek sözlerime son vermek istiyorum. Temelleri 2003 yılında atılan bu sistemle farklı acil yardım çağrıları için kullanılan 7 kuruma ait acil çağrı numaraları tek numara altında,112'de toplanmakta ve tek bir telefonla acil bir durumda olay yerinde olması gereken tüm ekipler haberdar edilerek hem olaya müdahale hızı artırılmış hem de kurumlar arası koordinasyon sağlanmış olmaktadır. Gelinen aşamada 44 ilimizde 112 acil çağrı merkezi faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Öte yandan, geliştirilen yeni nesil 112 yazılımıyla 81 ilde veri yedeklemek yerine 2 veri yedekleme merkezinde veriler yedeklenmektedir. Böylece 81 il için toplam 1,8 milyar Türk liralık maliyet, yeni sistemle beraber 770 milyon Türk lirasına çekilmiştir.

Bu hususta emeği geçenlere tekrardan teşekkür ediyor, Bakanlığımız bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor; Sayın Bakanım, şahsınızda sizi ve tüm çalışanlarınızı terörle mücadele konusunda göstermiş olduğunuz üstün başarı için kutluyor, saygılarımı sunuyorum. Allah hepinizden razı olsun, bütçemiz hayırlara vesile olsun.