KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım çok teşekkür ediyorum.

Şimdi, efendim bir defa bir müdara yaparak başlayacağım, bu kavramı özellikle kullanıyorum, "müdara yapmak" müdara, muhatabınıza hakkını teslim etmek, muhatabınıza teşekkür etmek, muhatabınızı taltif etmek, çok mühimdir bu. Selamlamadan önce onu yapacağım çünkü arka planda başka bir ifade gelecek.

Sabahleyin, Sayın Kuşoğlu, Bakanlığın bütçesine dair çok özel, çok güzel bir değerlendirme yaptı, geçtiğimiz yıl söylediklerini, düştüğü notları o kadar net, o kadar mütebariz hâle getirdi ki benim de hafızam tazelendi, müthiş istifade ettim, dolayısıyla size minnettarım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Rica ediyorum, estağfurullah.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Öğreten kıvamınız hakikaten burada bulunan herkes için örnek oluyor.

"Müdara"yı şunu için söyledim: Efendim, birinin yüzüne karşı methiye ifadesi müdahane içeriyorsa -bu da bize ait bir kavramdır- yani yaltaklanmak, ondan bir çıkar elde etmek gayesiyle yapılıyorsa müdahanedir ve onun yüzüne toprak saçacağız biz, bunu yapanın. Ama müdara öyle değil, tam tersi, hak teslimidir. Hakkını teslim etmezseniz size kimse hak vermez, bu bağlamda özellikle yapıyoruz.

Bir başka hak teslimi, burada, bir bayrak şahsiyet -ben özellikle bu kavramları kullanıyorum- Değerli Bakanımız ve onun bulunduğu, başında bulunduğu Bakanlık, onun daha önce vazife yaptığı kurumlar bizim şeref levhalarımız. Bunları burada kayda geçmek benim zaten, millet adına pozisyon almışsam, vazifem, bunu yapmak durumundayım, teşekkür etmek durumundayım. Değerli Bakanım, size teşekkür ediyorum, kadronuza teşekkür ediyorum. Yaptığınız işlerle iftihar ediyoruz. Bu milletin bir parçası olarak söylüyorum bunu. Daha önce de burada bir vesile söylemiştim, "Bizim üç ordumuz var." diyor bir mütefekkir. Millî ordumuz; işte, burada ordumuzu ifade eden isimler var, o kadar mühim ki milletin bizatihi kendisi, ordu-milletiz çünkü biz. Bir başka ordumuz irfan ordumuz; münevverlerimiz, aydınlarımız, öğretmenlerimiz, öğretenlerimiz o kadar mühim. Bir başkası ruh ordumuz. Bunu da özellikle söylüyorum. Dün burada, efendim, bir "taklit" kavramı geçti ve ondan önce şöyle bir şey söyledim İçişleri Bakanlığı bütçesinde: "Biz bulunduğumuz her mahalde ruhumuza özel bir yüklenme yapıyoruz, bunun için gidip şehitlikleri ziyaret ediyoruz, şehitlerimizin ruhaniyetinden enerji devşiriyoruz, bunu taklit etmek lazım." dedim.

Kaldı ki bizim kültürümüzde "örnek almak" diye bir kavram var. Onun içindir ki efendiler efendisini örnek alıyoruz. Ama bilmeyenler, işin nadanı olanlar, sathi bakanlar başka türlü değerlendiriyorlar, özellikle haktan, adaletten bihaber olanlar. Buradaki insanları tenzih ediyorum, yanlış anlamayın, bir genel tespit yapmaya çalışıyorum.

BAŞKAN - Fethi Bey, sizi filan kastetmiyor yani.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tabii ki, elbette, olur mu?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Zaten beni kastetmez, sever beni.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Zinhar, öyle değil. Ben sadece genel bir tespit yapıyorum.

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biz bunları yaparken...

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, Değerli Bakanım, bir şey söyleyeceğim: Ben tabii ki buradaki değerlendirmelerden istifade ettim ama o tank palet fabrikasıyla ilgili sabah buraya girdiğimde bir tartışma vardı, onun için özellikle o tartışmaya vuzuh, açıklık kazandırma adına söyleyeceğim. Daha önce DOSİAD'ın üç dönem başkanlığını yaptım, sanayici iş adamları pozisyonundan gelen bir kardeşinizim, iş âlemini biliyorum ve özellikle bir işletmenin devrinin ne anlama geldiğini biliyorum. Altını hususen hep çizdik, yerli millî olana yönelmek lazım. Biraz önce İsmail Bey aslında bahsetti. Burada tank palet fabrikasıyla ilgili tasarrufta ilerleyen zamanda herkes hak verecek ki çok yüksek bir hedefe ulaşmanın yoluna girmişiz. Yoksa bir yerleri peşkeş çekmek, daha önce söylendi burada...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Birilerine...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Birilerine... Oysa bir de o birileri yani o karşı tarafa gidilse, o iş âlemini ifade eden insanlara gidilse belki de onlar acaba bu işten çok mu mutlular? Böyle bakmak lazım.

Kaldı ki bir şey daha söylüyorum: Bizim millî anlayışı ifade eden, dirayeti temsil eden yüksek bir liderimiz var. Sadece ve sadece milleti düşünen, sadece ve sadece ülkesini düşünen; yarın adına, milletin yarını adına gaile çeken bir liderimiz var, o asla bu işlerde faullü bir girişimde bulunmaz, bulunmamıştır; Allah'ın izniyle göreceğiz, çok kısa zamanda oradan çok özel, güzel hadiseler, efendim, neşvünema olacak ve biz de mutlu olacağız.

Değerli Bakanım, bütçemiz hayır, uğur getirsin inşallah. Tebrik ediyorum, saygı sunuyorum efendim.