KOMİSYON KONUŞMASI

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar; Murat Bey de alt komisyondaydı, ben de partimizin alt komisyon üyelerinden biri olarak o gün komisyonda çalıştık, bu konuyu değerlendirdik. Şunu gördüm: Şimdi, tasarı 3 önemli kanun üzerinde değişiklik yapmış, yani 3 tane başlığı var. İşte, bu, Askerî Hâkimler Kanunu'nun hemen hemen yarısından fazlasını kapsıyor, 20'den fazla maddesi doğrudan bu kanuna tabiiydi değişiklikler veya yeni düzenlemeler var tabii içerisinde. Askerî Ceza Kanunu'yla ilgili de bazı değişiklikler konmuş ve askerî mahkemenin kuruluşuyla ilgili de kanun vardı. Yani, bu 3 temel kanunda yapılan değişiklikleri bir tasarı, bir paket hâline getirmiş Bakanlar Kurulu veya Bakanlık, sunmuş.

Şimdi, o zaman, İzzet Hoca'yla Cumhur Hoca da geldiler. Şunu gördüm: Belli ki daha önce daha geniş kapsamlı herhâlde Askerî Ceza Kanunu içinde bir çalışma yapmışlar, çok sayıda konuyu değerlendirmişler, belki yeniden, sıfırdan bir kanun düzenlemiş de olabilirler. Onların yapmış olduğu çalışmanın birkaç maddesi buraya konmuş. Yani, bu, işte gerekçede belirtilen aciliyet, işte Anayasa Mahkemesinin verdiği karar gereği mart ayında sanıyorum dolan bir süre var, o nedenle bu acil bir düzenleme, araya da bazı maddeler konmuş. Şimdi, böyle bir düzenleme, yani arkadaşlarımızın bilmesi gerekir.

İçinde teknik düzenlemeler var, biz Komisyonda sizin az önce söylediğiniz gibi yapmadık, maddeleri tek tek devam ettik. Zaten Sayın Başkanım, yani tek tek devam ettiğimizde tartışmaya çok fazla açık olmayan maddeleri okuyacağız, geçeceğiz, yani öyle bir sorun yok. O diğer maddeler, Sayın Bakanın da belirttiği maddeler, yani 4'üncü madde önemli bir madde, atamaları düzenliyor çünkü. Tabii, tasarının 4'üncü maddesi, Askerî Hâkimler Kanunu'nun 16'ncı maddesi bildiğim kadarıyla.

Bir de bu yeni kurulacak olan askerî hâkimler kuruluyla ilgili tasarının 13 ve devamında giden maddeler var. Bence, bizim açımızdan da zaten muhalefet şerhimizde belirtmeye çalıştık, önemli olan konular onlar gözüküyor.

Yani, şimdi, Sayın Bakan belirtti, Murat Bey... Değerli arkadaşlar, Anayasa'mızda yani yargının bağımsızlığı, yargı erkini bağımsız olarak milletimiz adına mahkemelerin kullanacağını belirten işte 9'uncu maddemiz var, 138 var, 140 var. Şimdi, bu maddelere baktığımızda, şimdi ben bu tasarının hazırlanışını, daha doğrusu askerî hâkimler kurulunun oluşumunu gördüğümde sanki Anayasa'mızdaki bu düzenlemeler sadece bu adli idari yargı için geçerliymiş gibi, böyle bir mantıkla hazırlanmış Sayın Bakan. Yani, askerî mahkemeler için böyle bir şeye ihtiyaç yok, yani oradaki hâkimlerin, işte Anayasa'mızda belirtilen 9, 138, 140'taki düzenlemeleri içeren, bağımsız çalışmaları, efendim, tarafsızlığını, bağımsızlığını koruyan, teminat altına alan hükümler askerî yargı için sanki geçerli değil, böyle bir şeye ihtiyaç da yok. Orada farklı şey yapılıyor yani sanki... Tamam yani askeriye, asker yani bizim de tabii bildiğimiz gibi, belki görev anlayışı ve yaptığı görevler itibarıyla farklı özelliklere sahip ama orada da yargı faaliyeti var ve Anayasa'nın 145'inci maddesi var. Yani Anayasa'nın 145'inci maddesinde de askerî mahkemeler ve askerî hâkimlerle ilgili düzenlemelerin de mutlaka hâkimlik bağımsızlığı, tarafsızlığına yönelik olarak kanunla düzenleneceği belirtilmiş yani o adli yargı için, işte idari yargı için söz konusu olan teminatlar askerî hakimler ve askerî mahkemeler için de söz konusu.

BAŞKAN - Yani 159'uncu madde "Askerî yargıyı da kapsıyor." mu diyoruz?

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Tabii yani öyle olması lazım.

Sayın Başkanım, şimdi söyleyeyim.

BAŞKAN - Çok iddialı bir şey ya.

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Yapalım, kaldıralım askerî mahkemeleri o zaman yani hepsini alalım şeyin içerisine...

BAŞKAN - Görüşürüz onu.

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Evet, yani o da olabilir, öyle düzenleme de olabilir. Onlar zaten konuşulmuyor muydu, öyle tartışmalar yapılmıyor muydu? Yani "Uzman mahkemelerimiz olsun genel yargı içerisinde, onlar da askerî davalara baksınlar." diye konuşuluyordu ama -öyle bir düzenlenip- belki öyle bir çalışma da olmuş olabilir, bilemiyorum yani geçmişte çünkü benim de okuduğum yazılar vardı.

Şimdi, bu düzenlemede Sayın Başkanım, Askerî Hâkimler Kuruluoluşuyor. Baktığımız zaman, bu Anayasa'mızda belirttiğimiz maddeler, ki yasanın, tasarının da gerekçesinde Anayasa Mahkemesinin kararları ve gerekçeleri var, iptal gerekçeleri var. İptal gerekçeleriyle ne kadar örtüşüyor bu değişiklikler diye baktığımızda ben pek örtüştüremedim açıkça söyleyeyim. Şimdi, 5 kişilik bir kurul ama Sayın Bakanın başkanlığında oluşacak bir kurul, diğer 4 hâkim birinci sınıf askerî hakimler arasından Sayın Bakan tarafından önerilecek, Başbakan seçecek, böyle bir kurul oluşacak. Şimdi, 2010'dan önceki HSYK yapısına bakıyorum, bu düzenleme onun da çok gerisinde Sayın Bakan yani bu kuruluş aşamasında. Tasarının içerisinde HSYK'nın çalışma usullerine, yapısına atıf yapılıyor, benzer hükümler orada da var deniyor ve oradaki hükümler buraya taşındı değerlendirmesi de yapılıyor. Ama şimdi, böyle bir kurul nasıl bağımsız olacak? Ben muhalefet şerhimize yazmaya çalıştım, 4 kişiyi tamamen siz belirliyorsunuz, bu kişiler... Bir defa şöyle çok ilgimi çekmişti, Komisyonda da söylemiştim yani kaç tane hâkim var askerî yargıda diye, işte 450'nin üzerinde Sayın Başkanım, hâkimimiz var. Şimdi savcılar da askerî hâkim olarak nitelendirildiği için, her birine askerî hâkim diyoruz. Arkadaşlarımız da zaten o açıklamaları yapmışlardı. Yani yüksek yargıdaki, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesindeki hâkimlerimiz dâhil sanıyorum 450'nin üzerinde hâkim var. Bunların büyük bir kısmı da Kara Kuvvetlerinde gözüküyor, Kara Kuvvetleri hâkimleri, deniz ve havada da tabii var, denizde sanıyorum 50-60 civarı hâkim var. Şimdi, atadığınız hâkimler -rütbe olarak ben sordum- Birinci sınıfa ne kadar süreyle ayrılıyorlar? İşte on iki yıl ya da on beş yıllık süre içerisinde ayrılıyorlar ama çok alt rütbede hâkimlerimiz bu kurulun üyesi olabilirler, sizin tarafınızdan atanan üyeler. Az önce Sayın Bakan Obama'dan bahsetti, işte onun atadığı hâkimler ayağa kalkmamış. Türkiye'de ayağa kalkmayan bir generalin ne hâllere geldiğini biliyoruz yani ne kadar önemli bir şahsiyet Sayın Engin Alan. Başbakanımız o zaman Çanakkale'ye geldiğinde karşıladığında ayağa kalkmamış diye ne hâllere geldi, yıllarca cezaevinde yattı yani. onunla ilgili de işte o törende ayağa kalkmadığını Sayın Başbakan da bir yerde açıklamıştı yani onu içine attığını...

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Lütfen, bununla ne alakası var ya?

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Var, var, şöyle var, bağlantıyı kuracağım şimdi.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Allah aşkına yapmayın, bu inanılmaz bir şey, ne olursunuz yapmayın.

BAŞKAN - Turgutçuğum, devam.

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Bağlantıyı kuracağım.

Ya şöyle arkadaşlar, şunu koyacağım: Binbaşı veya yarbay rütbesinde birinci sınıfa ayrılabiliyorlar mı? Yani belirlenen... Sayın Bakanımız dedi ki: "Ben bu 4 arkadaşla bu kurulda çalışmak istiyorum, onları öneriyorum." İşte binbaşı, yarbay rütbesinde askerî hakimlerimiz, birinci sınıf.

Arkadaşlar, yani öyle görevler var ki... Gerçi teftişle ilgili görevler yok kurulda ama onun dışında atamaları var, işte disiplinle ilgili cezaları silmeler, kaldırmalar, hepsi var. Onlar albayları, generalleri, her birini yargılayacaklar veya daha doğrusu onlarla ilgili kararlar verecekler yani onların durumlarıyla ilgili kararlar verecekler. Yargılayacaklar demeyeyim de yani yanlış olur o çünkü öyle bir yargılama görevi yok onların ama böyle bir tuhaflık da var işin içerisinde. Bu dahi düşünülmemiş yani bizim askeriyemizin, ordumuzun işleyişinde, ast üst ilişkisinin ne kadar önemli olduğu, buradaki rütbenin, kıdemin, hiyerarşinin ne denli önemli olduğunu hepimiz biliyoruz yani hepimiz askerlik yaptık orada. O yüzden böyle bir düzenleme yapılıyor, kurul oluşturuluyor ama ona hiç dikkat edilmemiş, basit gibi gözüküyor ama dikkat etmek gerekir diye böyle bir spesifik örnek vermek istedim.

Şimdi, Sayın Başkanım, bu kurul az önce bahsettiğim Anayasa'mızın 9, işte 138, 140'ıncı maddeleri -yani içeriklerini hepimiz bildiğimizi için sadece maddelerden belirtiyorum ama- mahkemelerin bağımsızlığını, tarafsızlığını ve onları teminat altına alan düzenlemeler yani bu kurulun bu düzenlemelerle, bu çalışma şekliyle çok bir bağı yok. Bu mutlaka kamuoyunda da çok tartışılacaktır, sonra ben bunun sakıncalarının da ortaya çıkacağını düşünüyorum. Yani 2010 öncesi "HSYK'nın yapısını, işte efendim, değiştirelim, düzeltelim, demokratik hâle getirelim, katılımcı olsun." gerekçeleriyle biliyorsunuz işte sayı 20'ye çıktı. Sonra onun içinden de çıkamaz hâle geldiniz "Ya, biz ne yapmışız?" diyorsunuz. Yani ben bakanlarla falan, işin içindeki arkadaşlarımızla konuştuğumuzda "Ya, bu HSYK yapısını çok yanlış oluşturmuşuz, böyle olmaması gerekirmiş." gibi değerlendirmeleriniz de oldu ama ağzınız yanmış, buna rağmen kalkıyorsunuz burada, askerî yargıda, çok daha olumsuz sonuçlar doğurabilecek, getirebilecek farklı bir kurulu sırf oraya hâkim olalım, egemen olalım, aman askerî yargı... Küçük bir yargı. İşte az önce söyledim 450 tane hâkim var, oradan çok fazla sorun da çıkmayabilir, dışarıya yansıması... Bir de iç disiplini var. İç disiplin gereği olup bitenleri kamuoyu, medya, sosyal medya bilmez, kimse tweet de atmaz, işte içeride ne oluyor, ne bitiyor gizli kalır. Yani burada biz kendi hâkimiyetimizde, efendim işte kontrolümüzde bu işi götürelim anlayışıyla bir kurul oluşmuş. Böyle bir kurul, bilmiyorum dünyanın neresinde var yani yargı, mahkeme anlamında Sayın Bakanım yani siz mutlaka tasarı hazırlanırken bu konuda siz de bilgilendirilmişsinizdir yani böyle bir çalışmanın içerisinde belki direkt olmadınız ama yani çalışan arkadaşlar size getirdiler, sonra nihai kararları birlikte Bakanlar Kurulunda verdiniz.

Şimdi kurulu siz topluyorsunuz, zaten yasada iki kere toplanıyor da, işte yılda iki kez ama onun dışında tamamen toplanma yetkisi size ait bu kurulun. Bu kurulda çalışan arkadaşlar yani seçeceğiniz, atayacağınız üyeler dört yıl görev yapacak, tekrar yapabilirler, tekrar yapmaları için sizin önermeniz lazım. Siz önerirseniz Sayın Başbakan bir daha seçecek. Yani sayı derken hangi bakan, ben onu şey olarak söylüyorum yani Millî Savunma Bakanı. Şimdi, bu arkadaşlarımız tekrar seçilsinler diye o dört yıllık görev dışında sizinle çok uyumlu çalışacaklardır yani siz ne derseniz onu yapacaklar, çok fazla bir sözünüzün dışına çıkmak gibi bir durumları olmayacak çünkü dört yıl sonra yeniden önermeniz gerekecek. Eğer biraz işte kendileri az önce Sayın Başkanın dediği gibi vücut dillerini sadece farklı kullansalar, ha, bakalım, bir dahaki dönem yoklar. Şimdi, bu kurulda -alt komisyonda konuşuyoruz arkadaşlarımızla-çalışmak için çok hevesli olacak hâkim yoktur gibi yorumlar da yapıldı yani burada görev yapmak bir külfeti de içeriyor, dolayısıyla çok fazla hâkim "İşte ben orada görev yapayım, aman orada dört değil sekiz yıl, on iki yıl..." Çünkü bir süresi de yok yani "Dört yıldan sonra tekrar seçilebilir." demek emekli olana kadar onlar orada görev yapabilir demek. İki dönem de değil ya da üç dönem de değil orada. Ama bu tür sakıncaları da beraberinde taşıyan bir kurul yapısı oluşuyor.

Şimdi, adli yargıda -belki biraz dağınık konuşuyorum ama aklıma geldiği için söylüyorum- bu kurulun yaptığı görevleri yapıyor HSYK -yani adli yargı derken idari yargıyı da kapsıyor- teftişle ilgili de görevleri var yani idari kısımla ilgili. Şimdi, burada bunu tamamen almışlar, tamamen sizin uhdenize vermişler, her şeyi siz belirliyorsunuz yani bu askerî yargının idari kısmını, oradaki atamaları, hepsini siz yapıyorsunuz, muvafakati de aranmıyor, muvafakatleri de yok bu kişilerin, siz ne derseniz o oluyor yani tam askerî düzen, tam askerî düzen arkadaşlar yani uymuş biraz askerî düzene, hiç sorgulamak yok, hayır demek yok, öyle diyebiliriz ama yargı faaliyetinden bahsediyoruz ve Anayasa'nın 145'inci maddesi gereği askerî yargının da az önce bahsettiğim gibi bağımsızlık ve tarafsızlık teminatı altında olduğunu da bilerekyapıyoruz bunları.

Şimdi, bu aksaklıkları nasıl düzeltebiliriz? Sayın Bakanımız da belirtti, Murat Bey de belirtti, burada bu maddeleri, bu sakıncayı ortadan kaldırırsak görüşürken, önergelerle bu kurulun yapısını bu tartışmaların dışına çıkarmamız lazım. Ne yapılabilir? Ya mevcut hâlde kalabilir, üçlü kararname. Gerçi şimdi mevcut hâliyle kalması çok daha... Yani Sayın Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanının onayına sunacak yani zaten ekip belli yani farklı bir şey olmaz ama en azından bugün böyle olur da yarın farklı olabilir. Ya da bir kurul gelecekse HSYK yapısı gibi, ki gelmesinde fayda görüyorum ben, onu da söyleyeyim yani bir kurul olsun yani, bence de olsun bir kurul orada ama bu kurulun yapısı böyle olmasın. Yani hiç olmazsa orada kuruldaki üyeler bu görevleri yapsınlar, iyi olur diye düşünüyorum. İşte öneride o şeyi getirmiştik yani işte askerî yüksek mahkemelerin başkanlarından ya da onların içerisinden üyelerden seçilecek bir kurul oluşabilir. Yani onlar tartışılmaz o zaman Sayın Başkan, Sayın Bakanım. Yani şimdi Askerî Yargıtay başkanı, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi başkanı ya da içinden gelecek olan, üyelerden gelecek olan bir yapı nasıl kuracaksak, bununla ilgili bir çalışma da yapılabilir. Yani tartışmaya açık olmaz, daha böyle bu konuyu işte Anayasa'mızın... Anayasa Mahkemesine giderse bu tartışmalarla yine karşılaşacağız diye düşünüyorum çünkü Anayasa Mahkemesinin gerekçelerinde sizin yani Bakan olarak işte askerî hâkimlerle ilgili disiplin cezası verme yetkiniz olan kınama, uyarma için "Olamaz, bu doğru değildir." diyor. "Hâkimlerin tarafsızlığı, bağımsızlığın zedeler." diyor. Şimdi, sizden alıyoruz bunu bir kurula veriyoruz, kurul zaten sizsiniz yani değişen bir şey yok yani orada bir kurul var ama o kurul gene sizsiniz. Bu sefer bu kurul olarak öyle cezalar verecek ki bu kurul, uyarma, kınama ne demek, yer değiştirme var, kademe ilerlemesinin durdurulması var, kesin ihraç var. Yani "Uyarma ve kınamayı veremezsiniz." diyor Anayasa Mahkemesi size, siz şimdi onun ötesine geçip ihraca kadar gidiyorsunuz "Ama bunu kurulla yapacağız." diyorsunuz ama kurulun oluşumu sizsiniz. Şimdi, o yüzden Anayasa Mahkemesi... Sayın Başkanım belirtir, buna çelişkili davranış mı, iyi niyete aykırılık mı yani ne derseniz deyin ama yani burada, işin özünde Anayasa Mahkemesinin belirtmiş olduğu gerekçeleri bertaraf eden, kaldıran bir düzenleme yok kurulun yapısı itibarıyla, daha da kötüye giden bir düzenleme var, bunları iyi niyetle belirtmeye çalıştık.

Düzeltelim. Atamalarla ilgili usul, 4'üncü madde, orada da zaten kurulun uhdesine geldiği için yani bu 4'le bu 13, 14, 15 bağlantılı hâliyle, orada da sorunlar oluyor yani kurulun yapısı bağımsız değilse, tarafsız değilse, tamamen yürütmenin kontrolünde ise yani onun yapacağı atamalar da doğal olarak tartışılacak yani onlar da Anayasa'ya aykırı hâle gelecek çünkü kurul böyle oluşmuş, atamalar da doğru olmayacak.

Ben daha fazla uzatmayayım, maddeleri görüşürken yine ayrıntılara girebilirim. Yalnız Sayın Bakanın belirttiği hususu ben de söyleyeyim. Yani onu ben alt komisyonda da mantıken anladım, bir şeyler söylemeye çalıştı ama çok önemsenmiyor. Ama arkadaşlar, önemsemek lazım. Şimdi, Deniz Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri var. Her birinin mevcut şu anki askerî yargı içerisinde mahkemeleri var, bu tasarıda müşterek hâle geliyor, bunların her biri kaldırılıyor, kadrolar da müşterek oluyor, tümü askerî hâkim oluyor. İşte heyet hâlinde çalışacak ya da tek mahkeme hâlinde çalışacak, mahkemelere dönüşecek yani askerî ceza mahkemesi tek hâkimli ya da askerî ağır ceza mahkemesi heyet hâlinde çalışacaklar ama bir havuza bütün bu 450 hâkim atılıyor, onun içerisinden kurul bunların, kurulacak olan bu mahkemelerin, işte Türkiye'nin coğrafi durumuna ve bu birliklerin durumuna göre nerelerde kurulacaksa bu mahkemeler, atamalarını oraya yapacak. Yalnız hava ve denizde bir problem var Sayın Bakanım yani bunu çok önemsemeyebiliriz, alt komisyonda bunu ben dile getirdiğimde 60 tane... Ne yapalım 60 tane mevcut deniz hâkimi var, herhâlde havada da 50 civarıdır, belki de o civardadır, belki daha azdır havadaki askerî hakimler. Onlar Deniz Kuvvetlerine askerî hâkim olarak girerken, açılan sınava veya Hava Kuvvetlerine girerken yapılan başvuruya, deniz hâkim, hava hâkim olmak üzere başvuruyorlar. Dolayısıyla yasanın onlara sağlamış olduğu o güvenceye göre, yasaların veya Anayasa'nın o güvencesine başvuruyorlar. Ne zaman başvuruyorlar? On yıl evvel başvurmuş, on beş yıl evvel başvurmuş. Birinci sınıf olan var mı içinde? Var tabii, birinci sınıf da var içlerinde. Şimdi, başvurmuşlar, onları alıyoruz "Kardeşim, sizin tüm statünüz değişti, hani futbol tabiriyle maçın kurallarını değiştirdik altmış beşinci dakikada yeni maç kurallarıyla oynayacaksınız." gibi bir duruma getiriyoruz. Onların ben mağdur olacağını düşünüyorum. Şunu diyebiliriz: Türkiye'nin her yerinde görev yapmak tabii ki memurların, işte efendim kamu görevlilerinin zaten sorumluluğundadır ama mesleğe girişlerinde bu arkadaşlarımız için durum böyle değil, yasal olarak onların bu haklarını korumak gerekir diye düşünüyorum. Maddeler görüşülürken bence bu konuyu bir değerlendirelim yani ne yapılabilir? Şu anki mevcut olan deniz ve hava kuvvetlerindeki yargıçlar için. Kurul şunu diyebilir: "Ya, arkadaşlar, biz iyi niyetliyiz, onların atamalarını öyle yapacağız, onları işte öyle değerlendireceğiz, merak etmeyin onları Hakkâri'ye, Şırnak'a göndermeyeceğiz, işte efendim Diyarbakır'a gitmeyecekler yani Hava Kuvvetleri mahkemelerinde veya Deniz Kuvvetleri mahkemelerinde görev yapacakları yerler gibi değerlendireceğiz, onları mağdur etmeyeceğiz." diyebilirsiniz. Ama bunu bence bir güvence altına alıp bir geçici maddeyle düzenleyebiliriz, farklı bir şekilde düzenleyebiliriz, bundan sonra alınacak olan hâkimlerin hepsi askerî hâkim olacağı için giriş statüleri zaten Türkiye'nin her yerinde askerî mahkemelerde görev yapmak üzere olacak, artık o yeni girecek olanlara zaten öyle bir sakınca içermeyecek, bunu da belirtmek istedim.

Sayın Başkanım, söyleyecek daha birçok konu var ama maddelerde kısa kısa onları dile getiririz, şimdilik çekincelerimiz bu noktalarda bizim toplanıyor. İnşallah, bunları maddeler sırasında halledersek bizler de katkı veririz diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.