KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, kıymetli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gelişmiş ülkeler fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak için alternatif enerji kaynaklarına yöneliyor. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Birçoğu daha düne kadar kamunun işletmesinde olan ve özelleştirme süreçleri 2013 yılında tamamlanan kömürlü termik santrallerin çevreyi zehirlemeye devam etmeleri için süre uzatımı yaptınız.

2013 yılında özelleştirilen bu kömürlü termik santrallere çevre yatırımlarını tamamlamaları için 2019 sonuna kadar süre tanınmıştı. EÜAŞ ve özel şirketlere verilen sürenin başlangıcının 2013 olduğu gözetildiğinde aradan geçen altı yıllık sürede gerekli çevre yatırımlarının planlanmış, kredilenmiş, izinleri alınarak yapımına başlanmış, 31 Aralık 2019 itibarıyla tamamlanmış olması gerekirdi.

İktidarın çevre ve ranta bakış açısından cesaretlenmiş olacaklar ki bu süre içerisinde filtre ve baca gazı arıtma sistemleri gibi çevre yatırımlarını yapmadan zehirli atıklarını altı yıl boyunca doğrudan çevreye salmaya devam ettiler. Bu şirketlerin gerekli yatırımları yaparak santralleri yasada tarif edilen şekle dönüştürmeleri gerekirken bunu yapmamış olmaları yüce Meclisin iradesine açıkça meydan okumak değil de nedir? Santral sahipleri ve işletme müdürleri açık bir şekilde Türk Ceza Kanunu madde 182'de düzenlenen çevrenin kasten kirletilmesi suçunu işlemiş olmuyor mu? İktidarın bu firmaların iki buçuk yıl daha çevreyi kirletmelerine göz yumacak yasal zemini oluşturmaktaki maksadı suçu ortadan kaldırmak mıdır?

Anayasa Mahkemesine yaptığımız itirazda sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının, getirilecek kuralın, ekonomik, bürokratik ve fiilî yükümlülüklere yol açacağı ve üretim faaliyetlerinin etkileneceği gerekçeleriyle uzun süreli olarak vazgeçilecek haklar arasında sayılamayacağını belirtmiştik ve yüce mahkeme de 2014 yılında o yönde bir karar verdi. Yenilenebilir, ucuz, güvenilir, çevre dostu, enerji yatırımlarını konuşmamız gerekirken biz hâlâ burada çevreyi katleden cehennem bacalarını konuşuyoruz. Sarayın kabinesindeki bakanların süslü cümlelerle insan sağlığından, çevrenin öneminden, yenilenebilir enerjinin nimetlerinden bahsetmesi lafügüzaftır.

Sayın Bakan, şu anda Çanakkale ilimizde 5 adet termik santral çalışır durumdadır. Çan ilçemizde insanlar geleceklerinden endişe eder hâldeler. Bu santrallerin yarattığı hava kirliliği değerleri sadece insan sağlığını tehdit etmiyor, orada yaşayan bütün canlılar aynı riski taşıyorlar. Bir tarım kenti olan ilimde meyvelerin olgunlaşma süreleri bile bundan etkileniyor. Çan'da yaşanan kirlilik Bayramiç'teki meyve ve sebze üreticisini de olumsuz etkiliyor.

Bugün ülkemizdeki toplam sera gazı salınımının yaklaşık olarak beşte 1'i kömürlü termik santrallerden kaynaklanmaktadır. ÇED, PTD, HKT, İDK, idari dava süreçleri, elektrik üretim lisansı gibi konular, bu sıralarda oturan bazı arkadaşlarımıza bile yabancı gelecek kısaltmalardır ancak Çanakkale'de yoldan geçen bir vatandaşımıza sorsanız ne anlama geldiğini hemen açıklayabilecek hâle geldi hemşehrilerim. Yaşam alanlarımızı devletle birlikte korumamız gerekirken bir de kamu bürokrasisiyle mücadele etmeyi öğrendi Çanakkaleliler. Çanakkale'de herkes ÇED uzmanı oldu. Siyanürle zenginleştirme yapılacak madencilik faaliyetleri konusunda uzmanlaştı. İnsanlar işini gücünü bıraktı, mevzuat okumaya, bu konuda çıkan yargı kararlarını okumaya başladı. Sigaradan, alkole uzanan zam sarmalında birer kimyagere dönüştürdüğünüz insanlarımızı, şimdi de çevre düşmanı enerji yatırımlarına yol vererek, birer hukukçuya, ÇED uzmanına, hazır kıta nöbet bekleyen eylemcilere dönüştürdünüz. Neredeyse bütün bir yaz Kaz Dağları'nda yaşanan orman katliamını durdurmak için dere tepe bize nöbet tutturdunuz. Yazık değil mi bu ülkenin insanına, emeğine, zamanına?

Sayın Bakan, Çanakkale'de ve Kaz Dağları'nda maden ruhsatlarından termik santral ruhsatlarına son durum nedir? Kirazlı'da orman katliamı yapan firmanın işletme ruhsatını yenilenmemişti. Bakanlığınız buradaki faaliyeti tekrar başlamayacak şekilde durdurmuş mudur? İlgili firmanın ruhsatı yenilenecek midir? Kayyum atanan Koza Altın firması tarafından Kaz Dağları'nın Terziler-Serçeler bölgesinde altın aramak için sondaj ve ağaç kesimi yaptığı iddiaları doğru mudur? Sayın Bakan, daha kaç firmanın Çanakkale'nin havasını suyunu kirletmesine izin vereceğiz?

Teşekkür ederim.