| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b)Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c)Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ç)Türkiye Atom Enerjisi Kurumu d)Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü e)Nükleer Düzenleme Kurumu f)Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü g)Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 22 .11.2019 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim, kısa bir konuşma yapayım.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli Bakan Yardımcıları, değerli kurum yöneticileri, başkanları, değerli bürokratlar ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Güzel bir oturum oldu. Enerji Bakanlığının birçok yönü, faaliyetleri ele alındı.
Sayın Bakanım, ben tekrara girmeyeceğim ama örnek olarak şu Ulusal Bor Araştırma Enstitüsünü bu sene özellikle ele almak istiyorum. Bor bizim için çok önemli bir ürün. Galiba yüzde 70-75 oranında Türkiye'de üretiliyor ve borla ilgili olarak bir inovasyon geliştirebilirsek, dünya teknolojisini, günlük yaşantısını etkileyen bir gelişme sağlayabilirsek de çok başarılı olmuş olacağız. Türkiye için geleceğimiz açısından dönüm noktası teşkil edebilecek bir faaliyet olmuş olacak. Onun için 2003 tarihinde Bor Enstitüsü kurulmuştu, daha sonra 2018'de, bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte yeniden kuruluş kanun ortaya çıktı ve Bor Enstitüsünün görevleri çok ayrıntılı olarak sayılmış. "Türkiye'nin bor kimyasalları konusunda dünya pazarında sahip olduğu cevher zenginliğine koşut bir konuma gelebilmesi için kısa, orta ve uzun dönem bor uç ürünleri pazar ve teknolojilerine ilişkin politika ve strateji kararlarını almaya ışık tutacak bilgileri oluşturmak -tek tek bunları okumak istemiyorum ama- özel sektörle birlikte, kamuyla birlikte ürün geliştirmek, pazarlamak..." vesaire çok geniş bir şekilde bunlar tanımlanmış. Bunları Sayıştay raporundan derliyorum. Bakıyorum, bu kadar iddialı olduğumuz ve neredeyse dünya pazarının çok önemli bir pazarına sahip olduğumuz borda kurduğumuz bu endüstri -aşağı yukarı da on altı, on yedi yıl oldu,- topu topu 47 kadroya sahip. Bu 47 kadronun 16'sını doldurmuşuz fakat teknik kadrolar yani mühendis, fizikçi, kimyager ve tekniker kadroları var sadece, 6 mühendis, fizikçi kadrosu var, pozisyon var ama dolu değil, 1 kimyager var, 2 tekniker var. Yani 30 kadro dolu, 9 tane teknik kadro var, diğerleri başkan, grup koordinatörü, 3 tane uzman, 10 tane diğer konulara bakanlar vesaire. Yani mevcut 47 pozisyonun 16'sı dolu ve bunlar da ağırlıklı olarak bürokratik kadroları teşkil ediyorlar.
Bor gibi bu kadar önemli bir konuyla ilgili 2018'de başlangıç ödeneği 16 milyon 293 bin lira, harcama 15 milyon 407 bin lira. Yani 16 milyon lira sonuçta, bunu da tam olarak kullanmıyoruz, harcamıyoruz. 2019 için 12 milyon 489 bin liralık bir başlangıç ödeneği var, ağustos sonunda 11 milyon küsur kullanılmış, bunu biraz geçmek mümkün. Ama 16 milyon lira 2018'de; 2019'da 12 milyon liraya düşüyor. 2020 bütçe teklifi 13 milyon lira yani 2018'in yine altında kalıyor.
Sayın Bakanım, bu Sayıştay raporundan ya da geçici mizandan ve bütçe teklifinden, 2018 kesin mizanından kurumun yapısını, amacını, durumunu kavramak tam olarak mümkün olmuyor. Diyorum ki: Acaba, bazı faaliyetlerle ilgili ben mi aldanıyorum? Yani bu kadar küçük rakamlarla burada çok büyük ümitle beklediğimiz inovasyonu, teşviki yapabilmemiz mümkün müdür acaba? Yani bunu gerçekten çok önemsiyorum, çok önemli bir alan bu. Bir şey yapılabilecekse otomobil endüstrisinde, diğer alanlarda bu şekilde yapılacak ama çok küçük bir bütçe ayırmışız ve ayırdığımız bütçeyi de gittikçe azaltıyoruz. Bütçe sunuşundan okuyorum: "Ticarileştirilen ürünler elementer bor, bor nitrür tozu, borlu gübre, akrilik elyaf, borlu sünger. Ticarileştirilecek ürünler bor nitrür kaplama, ahşap emprenye kimyasalı, borlu hafif tuğla, alev almaz çadır, hidrojen üretimi ve yakıt pili." Bunlarla ilgili daha fazla sermaye gerekir, daha fazla yatırım gerekir. Üstelik, rakamlara baktığım zaman, ödenek düşüyor ama ödenek içerisindeki sermaye giderlerinde bir artış var. Mesela, 2018'de 3 milyon 620 bin liralık bir sermaye gideri ayrılmış, yatırım ödeneği ayrılmış, 6 milyon 620 bine liraya çıkmış yani ihtiyaç var demek ki başlangıç ödeneğinin 2 misli üstüne çıkmış. 2019'da da 2 milyon 137 bin lira ayrılmış -yine yanlış bir başlangıç ödeneği- 5 milyon 526 bin liraya çıkmış ağustos sonu itibarıyla. Demek ki yatırıma ihtiyaç var, yapılıyor da. O zaman, böyle bir kurumun bütçesine bunu ilave olarak koymamız gerekir. 1 trilyon 95 milyar liralık bir bütçeden bahsediyoruz, buradaki birkaç milyon liranın şeyi olmaz. Bu, hakikaten önemli bir alandır. Biz gereken yatırımı yapmıyor muyuz bu alanda acaba, eksik mi kalıyor? Uygun görürseniz kurum başkanı da konuşsun, burada bütçeyi artıralım, ihtiyaç olan bir rakam varsa artıralım hakikaten. Aşağıda böyle bir imkân yok ama Komisyonda Başkan ve arkadaşlarımız uygun görürse bunu artırabiliriz, bu önemli bir alan. Çok düşük rakamlar bunlar. Bu rakamlarla böyle bir işin yapılması, yürütülmesi, bir endüstrinin bu kadar amaca hizmet etmesi bence mümkün değil. Bu kadrolar da yetersiz, bu kadrolarla da olmaz. Yani bu kadronun artırılması lazım, doldurulması lazım kadronun da. Siz, sanıyorum, özel sektörü bilen birisiniz. Böyle bir AR-GE faaliyetinin, böyle bir endüstrinin bu kadarlık bir bütçeyle, bu kadarlık bir kadroyla yürümesi mümkün müdür? Bunları artırmamız gerekir diye düşünüyorum.
Bir şeyler de yapılıyor diye görüyorum. Bakın "Kamu tüzel kişiliğine haiz, idari ve mali özerkliğe sahip bir kamu kuruluşudur." diyor ama mali özerklik de yok, idari özerklik de yok aslında, sonuçta. "278 adet proje yürütülmüş ve desteklenmiş. Bunlarından 222 adeti sonuçlandırılmış, proje kapsamında hâlen 48 adet proje devam etmektedir." "278 proje yürütülmüş ve desteklenmiş, bunlardan 222'si sonuçlandırılmıştır." ne demektir acaba? Sonuçlandırılmışsa bazı ürünlerin ortaya çıkması lazım. Yani reklamlarda izliyoruz, borla ilgili bir deterjan vesaire var ama onun dışında piyasada fazla bir şey göremiyoruz. Daha iddialı olan ticari ürünler ortaya çıkması lazım. Dediğim gibi, eğer uygunsa artıralım.
Ayrıca, iç kontrol sistemiyle ilgili değerlendirmeye bakıyorum, iç kontrol sistemiyle ilgili bir şey yok, sistem kurulamamış, öyle bir sıkıntısı da var endüstrinin.
Sayın Bakanım, geçen yılki kapanış konuşmanızda dışa bağımlılık konusunda geldiniz -çok önemli bir konu enerjideki dışa bağımlılık konusu- şöyle dediniz: "Evet, dışa bağımlıyız. Fazla değil, bundan sekiz-on sene önce elektriğin yüzde 60'ını doğal gazdan üretiyorduk, bugün yüzde 30'lar seviyesinde." Ama bizdeki rakamlar tersini söylüyor. Yani şu anda toplam dışa bağımlılığımızın yüzde 75'i geçtiği, son yılda..
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ - Elektrik üretiminde mi?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Elektrik üretimindeki pay olarak ama elektrik üretimiyle ilgili olarak da vereceğim.
BAŞKAN - İlave süre veriyorum.
Buyurun.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ - Elektrik üretiminde o, Bülent Bey.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet ama onlarda da petrol ve elektrik üretimi için de yüzde 51 olduğuyla ilgili rakamlar var bizde. Bu rakamları açıklığa kavuşturmanız lazım. Yani bu rakamlar konusunda referansın Enerji Bakanlığı olması lazım, hiç tereddüt olmaması lazım, hele enerji güvenliği gibi bir alanda hiç tereddüdümüzün olmaması lazım.
Yerli ve ithal kaynaklı elektrik enerjisi üretiminin toplam Türkiye içerisindeki payına bakıyoruz, ithal enerji yüzde 51.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ - Geçtiğimiz yıl, doğru, bu yıl yüzde 63'le gidiyoruz yerlilikte. Yani o veriler 2018.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2018 yüzde 51,1. "Bu da doğru ama bu yıl farklı oldu?" mu diyorsunuz?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ - Hayır, her iki rakam da doğru fakat şeyler farklı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama bu verdiğiniz rakam geçen yıldı, geçen yılki konuşmanızdandı.
Mesela, 2003 yılında, o zaman Hilmi Güler AK PARTİ'nin ilk dönem Bakanıymış, enerji güvenliğinin çok önemli olduğunu, dışa bağımlılığın millî güvenliğimizi tehdit eder boyutlarda olduğunu, ithal edilen 16 milyar metreküp doğal gazın 11 metreküpünü elektrik üretiminde kullanırken bunun yüzde 22-23'ünü yolda kaybettiğimizi belirtmiş ve bu alanda çalışmamız gerektiğini söylemiş. "Su ile petrolü eşleştirmemiz lazım." demiş, çok iddialı konuşmalar, doğru tespitler ama geldiğimiz noktada tersi bir durum ortaya çıkmış. Hakikaten enerji güvenliği çok çok önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen, bağlayın Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bağlayayım Sayın Başkanım.
Ben geçen yıl da Bakanlığınızın çalışmalarıyla ilgili takdirde bulunmuştum, iyi bir kadronuz var hakikaten, takdir etmemek mümkün değil ama bazı şeylerde yanlış yapıyoruz herhâlde. Yani amacımıza ulaşamadığımıza göre, bazı sıkıntılar olduğuna göre, hedeflerimize ulaşmakta zorluk çektiğimize göre bazı problemler var, bunları doğru tespit etmemiz lazım. Bakın, rakamlar konusunda bile sıkıntılarımız var, bunları halletmemiz lazım.
Sanki, hani, Doğu Akdeniz'le ilgili -yine geçen yıl da söyledim- Sayın Bakanın, sizden önceki Bakanın Doğu Akdeniz'le ilgili düşüncesi -kendi ifadesiyle- şöyleydi: "Çok önemli bir rezerv yok orada; şu, şu, şu ülkelerden sonra geliyor, çok önemli bir rezerv yok." O, kendi şahsi fikri olmadan önce Bakanlığın muhakkak ki fikridir. Yani mesela Doğu Akdeniz'e de öyle bakarak yanlış yaptık senelerden beri, bu noktaya gelindi. Çok önemli bir sıkıntı, sorun hâlinde şu anda Türkiye için hem dış politika sorunudur hem de enerji açısından çok önemli sorundur, Kıbrıs'ı da tehlikeye atmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Avrupa'yla olan ilişkilerimizi de, Avrupa Birliğiyle olan ilişkilerimizi de etkilemektedir. Bu enerji güvenliği konusunda da benzeri bir hatayı yapmamamız lazım, kurumsal bir hata olacak bu da. Onun için, daha fazla üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bir de, bor konusu gerçekten de millî bir mesele. Orada yapabileceğimiz bir inovasyonun, iyi bir atılımın çok şeyi değiştireceğini düşünüyorum. Eğer uygunsa orada da bütçeyi artıralım.
Çok teşekkür ediyorum, bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum.