| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı ç)Anayasa Mahkemesi d)Yargıtay e)Danıştay f)Hâkimler ve Savcılar Kurulu g)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ)Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 25 .11.2019 |
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hepinizi ben de saygıyla selamlıyorum.
Şimdi ben İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Tutuklu ve Hükümlü Hakları Alt Komisyon üyesiyim ve son altı ayda yaklaşık 6 cezaevine gittik, ziyaretlerde bulunduk ve orada Komisyon üyelerinin çoğunun ortaklaştığı ciddi tespitlerde bulunduk. Birinci sıkıntımız şu aslında: Doluluk oranının fazla olması sebebiyle bunun getirisi olarak birçok sıkıntı meydana gelmiş. Başta sağlık problemleri var. Mahkûmlar özellikle şunu söylüyor, diyor ki: Ben burada hastalandığımda hastalık geçiyor, üstüne bir daha hastalanıyorum, tekrar hastalanıyorum ancak doktor huzuruna çıkabiliyorum şeklinde itirazları, şikâyetleri gördük. Şimdi, bunun temel sebeplerinden biri kalabalık olması ama ikinci bir sebebi daha var: Bin mahkûma sadece bir doktor düşmesi. Şimdi, Sağlık Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında yapılan protokol gereği bin mahkûma sadece 1 doktor düşüyor. Bu protokol mutlaka ama mutlaka yenilenmeli. Böyle bir çalışma duyduk "Bunu 700'e düşürmek için uğraşıyoruz." diyorlar, bu sayı bile yeterli değil, kesinlikle yeterli değil. Mutlaka cezaevlerinde doktor sayısının artırılması gerekiyor. Çok yoğun diş hekimi sıkıntısı var "Diş hekimini göremiyoruz bile." diyorlar. Aslında çok ciddi bir problem. Onun dışında da diğer branşlarda doktor haftada bir gün geliyor ancak görme imkânımız olmuyor çünkü sayısal olarak çok kalabalığız ve doktor yetmiyor şeklinde şikâyetler var. Bu protokol mutlaka ama mutlaka yeniden gözden geçirilmeli ve Sağlık Bakanlığından daha fazla bir destek alınmalı ama asıl temel problem cezaevlerinin sayısal fazlalığı ve yoğunluğu. En kalabalık cezaevimiz de aslında Silivri, neredeyse kapasitenin 2 katı mahkûm var.
Onun dışında, sosyal faaliyet hakları yani yasal hakları dahi "10 kapı 10 kilit" dediğimiz -başlatılan- onlar dahi verilmiyor maalesef kendilerine ve bu yönde çok yoğun şikâyetler var.
Şimdi, mahkûmun yargılandığı mahkeme veya ailesiyle kaldığı cezaevi aradaki mesafe sebebiyle mahkûmların şöyle bir şikâyeti var, diyorlar ki: "Ailem benim bir günlük yoldan geliyor. Bir gün de geri dönüşü var bunun ama biz yirmi beş dakikalık görüşe sahip olabiliyoruz." Bakın "Gidin gelin iki gün ama buna rağmen yirmi beş dakika görüşebiliyoruz." diyorlar.
Şimdi, yönetmelik diyor ki: "Yarım saat ile bir saat arası görüşebilir." Ama infaz koruma memuru yetiştiremiyor ziyaretleri ve bu sebeple de görüş süresini de dâhil ediyor, kısıtlıyor, yirmi-yirmi beş dakika görüştürüyor ve ailesi iki günlük yola gidip gelen insanların yirmi-yirmi beş dakika görüştürülmesi zulüm. Ayrıca yarım saat ile bir saat arasındaki farklılık da cezaevlerinde farklılığı doğuruyor yani bunun bir sabit saate bağlanması, standarda bağlanması ve bu sürenin mutlaka uzatılması gerekiyor.
Şimdi, diğer yoğun bir şikâyet de kelepçeli muayene. Zaten revire zor çıkıyorlar, revirden de sevk edildiğinde dışarıya sevkte zaten ciddi sıkıntı var ama hasta mahkûm diyor ki: "Beni kelepçeliyorlar, bir de askere bağlıyorlar farklı kelepçelerle." Yani iki veya üç kelepçeyle hastaneye gidiyorlar. Doktor kendinden çekiniyor, infaz koruma memuru veya asker kaçma şüphesinden çekiniyor ve kişi o hâliyle muayene olmak durumunda kalıyor ve çok ciddi anlamda insanlık onurunu kıran şeyler bunlar. Buna mutlaka bir çözüm, sabit bir düzenleme getirilmeli.
Ayrıca başka bir husus daha var, çocukların hafta içi yakınını ziyaret edememesi sebebiyle, okulundan mahrum kalma...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, toparlıyorum.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Şimdi, burada da mutlaka ama mutlaka çocuklar için bir hafta sonu görüş imkânı sağlanmalı. Aynı sıkıntılar telefon görüşmesinde de var. Bunu hafta içi düzenliyorsunuz, mesela, kişinin yakını hafta içi belki çalışıyor, çocuğu okulda. Şayet kişi hafta sonu görüşme yapabilirse hem çocuğunu hem de yakınını görebilir. Mutlaka bu düzenlemenin yapılması lazım.
Onun dışında, bazı cezaevlerinde "hoş geldin" dayağı tespit ettik. Buna mutlaka son verilmeli. Onun dışında, ilk cezaevine girişte veya farklı cezaevlerine sevklerde de çıplak aramalar var. Buna mutlaka ama mutlaka bir çözüm bulunmalı, gerekiyorsa bir aletle aranmalı. "Güvenlik sebebiyle" falan deniliyor ama çıplak arama da insanlık onuruna uygun bir şey değil, ilk girişte de cezaevinden cezaevine sevkte de yapılıyor.
Onun dışında, ceza infaz koruma memurlarında da ciddi sıkıntı var. Biraz önce bir arkadaşımız bahsetti, bunlar güvenlik sınıfına geçmek istiyorlar ve 3600 ek gösterge istiyorlar. Başka bir husus daha var, kadrolu ile sözleşmeli arasında da ciddi maaş farkları var. Bunun da giderilmesini istiyorlar. Bu hususların bir an önce tamamlanması gerekiyor ama bunlar çözüm mü? Tabii ki mevcut durumda çözüm değil yani az önce bir arkadaşımız "Teşekkür ediyoruz, bizim oraya yeni cezaevi açtınız." dedi. Bu ülkede ne kadar çok cezaevi açılıyorsa, ne kadar çok mahkemelerin o ebatları büyüyorsa işler iyiye gitmiyor demektir. Gerçekten işler iyiye gitmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Teşekkür ediyorum.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Çözüm hani sadece cezaevleri noktasında değil, sistematik bir çözüme ihtiyaç vardır.