KOMİSYON KONUŞMASI

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, eğer biz herkese adalet istiyorsak, hak ve özgürlükler genişletilsin diyorsak, yargıya güveni artırma arzumuz varsa bunun asla vazgeçilmezi bağımsız bir yargı, tarafsız bir yargı. Son yıllarda çokça tartışıldı, daha da çok tartışılacağa benziyor.

Değerli milletvekilleri, 1961 Anayasası'nda Hâkimler Yüksek Kurulu oluşturuldu. 18 üyesi vardı; 6'sı Yargıtay üyelerinin kendi arasından, 6'sı birinci sınıf hâkim ve savcılardan, 3'ü Meclis, 3'ü de Senato tarafından seçiliyordu. 1971 yılında Savcılar Yüksek Kurulu kuruldu; o zaman, Adalet Bakanı ve müsteşarı Savcılar Kuruluna üye olarak atandı, yani onun tespiti yapıldı. 1982 Anayasası'na gelindi, 12 Eylül darbesinin de baskısıyla -Hâkimler Kurulu ayrıydı, Savcılar Kurulu ayrıydı; birleştirildi- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yapıldı ama Adalet Bakanı ve müsteşarı tekrar Hâkimler Kurulunun da içerisine sokulmuş oldu. Amaç şuydu: "Bakan aracılığıyla daha çok etki yapabilelim ve bu güçleri toparlayalım, bizim etkimizde kalsın." Yargı işte o zamandan sonra artık yürütmenin etkisi altına sokuldu. O tarihten sonra yargıya güven yüzde 70'lerde, bakın; 1982 Anayasası'ndan önce yüzde 85'lerdeyken düştü yüzde 70'e. Ama gelin görün ki bugün -bakın, Yargıtay Başkanı "yüzde 30" falan diyor da- gerçekten yargıya güven yüzde 20'lerdedir; yani, yüzde 70'le devralınan bir güven bugün yüzde 20'lere düşmüştür; bu çok vahim bir durumdur. Yüzde 20 güvenle bir ülkede adalet dağıtılmaz, bu ülkede düzen sağlanmaz, bu ülkede özgürlükler geliştirilmez. Niye düştü? Bakın, 2010 yılında tekrar Anayasa değişikliği referandumu yapıldı; evet, o zaman "Yanıldık, kandırıldık." falan dendi ama yargının cemaate teslim edileceği görülüyordu. Bunu o tarihte muhalefet de çok söyledi, "Ya, bu 29 maddenin 2'sini -şu Hâkimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesini- çıkarın, diğer 27 maddeyi biz de onaylayalım, hatta referanduma da gitmesin." dedi; "Hayır, bu 2 maddeyle biz yargıyı güçlendireceğiz; üstünlerin yargısını değil, yargının üstünlüğünü sağlayacağız." dendi ve cemaate teslim edildi. O tarihlerden sonra "Ya, bu yargı, tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybetti." dedim, ben çok söyledim; "Olur mu? Yargı şimdi tam bağımsız ve tarafsız." dediniz. Değerli milletvekilleri, 2013 yılında, 2014 yılında, 2015 yılında yargı bağımsız ve tarafsız mıydı? Maalesef o gerçek görüldü ama bu sefer FETÖ'den alındı -yani, yargı üzerindeki o FETÖ etkisinden- yürütmeye verildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Tamamlayınız lütfen.

Buyurunuz.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ediyorum.

Bakın, hiç fark etmez; yargı ister cemaatin olsun ister yürütmenin olsun ister bir başka gücün olsun kaybedecektir.

Bugün yargı bağımsız ve tarafsız, maalesef, değildir. Bunun için -eğer hem 2010 hem 2017 Anayasa değişiklikleriyle yargı bu hâle geldiğiyse- gelin, bugün tekrar bir Anayasa değişikliği yapalım, bu yargıyı kurtaralım. Evet, hepimiz istiyoruz, bu yargı milletin yargısı olsun. O zaman "Ya, bu yargı cemaatin yargısı olamaz; bu yargı, milletindir." dedik, "Hayır, cemaatin de değil, milletin..." Milletin değildi değerli arkadaşlarım; yargı şimdi de milletin değil, millet adına karar veriyor ama etki altında karar veriyor. Hiçbir hâkim, savcı şu anda bağımsız hissetmiyor kendini.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Son sözlerinizi alalım.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Hiçbir hâkim, savcı cesaretle, kanunları ve vicdanını ortaya koyup karar vermiyor, maalesef. Bunu gelin, hep birlikte düzeltelim, bu yargıyı kurtaralım, adaleti dağıtalım.

Teşekkür ederim.