KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Kıymetli hazırun hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de "adalet" denince aslında benim aklıma acı bir gülümseme geliyor. Kendimin yaşadığı olaylardan biraz hareket etmek istiyorum. Düşünebiliyor musunuz, biraz sonra göstereceklerimden 1 kişi kırk bir ay cezaevinde kaldı, o benim. Ergenekon davasına bağlı olarak tanık olmak istedim. Hakkımda operasyon gazetesi Zaman haber yaptı, tanık olmak istedim. Türk subayı tanık olmak istedi ve örgüt yöneticisi yapıldı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir olay yoktur. Tanık olmak isterken örgüt yöneticisi yapılan bir kişi bulamazsınız. 2 orgeneral, 1 tuğamiral, 7 albay, 1 yarbay, bunlar örgüt üyesi orgeneral filan, bir teğmen örgüt yöneticisi. Olabilir mi böyle bir şey? Oldu ve sizler izlediniz. Bunu da söylememiz gerekiyor. Ben tanık olmak istedim, Türk subayı tanık olmak istedi, izin verilmedi. Adam öldürmekten hükümlü bir şahıs tanık olmak istedi. Yapıldı, aleyhimizde yapıldı. Benim de vardı bir gizli tanığım adam öldürmek suçundan hükümlüydü. Tüm delilleri yani tüm söyledikleri yalanları çürüttük.

İkametimizden bir DVD aldılar, oyun DVD'siydi. Oyun DVD'sinden dört buçuk yıl ceza verdiler. Hepsinin belgesi var. Savcı "Örgütsel bağlantı fotoğrafları bulduk." dedi ve o fotoğraflar buydu, Harbiye'de dereceyle mezun olmuşum, Genelkurmay Başkanından diploma alırken ki fotoğraflarım örgütsel bağlantı fotoğrafları, bakın, Ergenekon terör örgütü... Bunlar hep klasörlerde, terör klasörlerinde.

Bir kardeşime "Nutuk oku." diyorum. Bakın, polis tutanaklarında -altını çizmişler- kuvvetli suç unsuru: Nutuk okutmak. Görmek isteyenlere gösterebilirim. Meşhur sehven olayı... Telefonumuza terörist numaralarını yüklediler, biliyorsunuz, emniyette. Subaya pusu kuran emniyette insanlar vardı ve bugünlere geldik. Türkiye'de "adalet" denince... Acı bir gülümsemedir o yüzden.

Cezaevlerinde aslında değişen bir şey yok. Sağlık hizmetleri... Bana göre tıpta devrim cezaevlerinde gerçekleşiyor. Ben cezaevindeyken mesela, karşıdan bakarak ateşimi ve nabzımı ölçen doktorlar vardı, "Sen hasta değilsin." diyordu, bakarak ölçüyordu. Hatta avukatım Yusuf Erikel iyi savunma yapıyor diye tutuklanmıştı, içeride kanser oldu, tümör 7 santim olana kadar ağrı kesici verdiler, tümör içeride 7 santim olmuş burnun arka tarafında, Silivri'de oluyor bu olay, ağzından kan gelince hastaneye götürdüler; iş işten geçmişti, şu an kanserle boğuşuyor.

Şimdi, tutukluların revire dahi götürülmediği günler yaşıyoruz, Silivri'de benzer hikâyeler bize geliyor.

Yiyecek konusu... Ben üç ay neredeyse her gün üst üste akşam yemeğinde nohut yediğimi hatırlıyorum, şu an yiyemiyorum tabii, bu nedenle; bu, benim başımdan geçen bir olaydı. Şu an aynı şikâyetler... "Porsiyonun az olması, benzer yiyeceklerin olması" gibi şikâyetler geliyor yani değişen bir şey yok.

Şimdi -FETÖ'yle mücadele- 15 Temmuz gecesine gelelim, bir asker olarak konuşacağım. FETÖ'yle mücadelenin bana göre ilk şartı masumları ayıklamak. Masumları ayıklamadığınız sürece FETÖ masumları istismar ediyor, bunu engellememiz lazım. Silahlı Kuvvetlerde en çok önemsenen konu emre itaattir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun tamamlayın.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Aksi takdirde "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum." emri gerçek olmazdı zaten, oradan geliyor bu işler.

FETÖ'cü olmayıp 15 Temmuz gecesi dışarı çıkarılan masumlar da var, bunu ben söylüyorum. FETÖ'cü olmadığı hâlde -mahkeme kararında bu netleşmiş- byLock yok, para yatırma yok, ankesör yok, halka hiçbir zarar vermemiş, "Terör saldırısı var." diye dışarı çıkarılmış, Vatan Emniyete götürülmüş, havalimanına falan götürülmüş, "Siirt'te hendek kazıyorlar, gidin, müdahale edin." denilmiş, böyle insanlar var. Bunların rütbesi de fark etmez, bakın yani masumiyetin zaten rütbesi olmaz. Bakacaksınız, kriterleri koyacaksınız, askerî öğrencisinden başlayıp subayına kadar -teğmen, üsteğmen- hiyerarşiye uygun cezalar verilmesi gerekiyor. Generale müebbet veriyorsun, asker öğrenciye de müebbet veriyorsun. Hulusi Paşa'ya sorun, benim Harp Okulu Komutanımdı, o bir şey söyleyecek de biz yapmayacağız Harp Okulunda. Sorun bunları, mümkün mü? Mümkün değil. Çıkar, her şeyi yapar. Dolayısıyla rütbesine, etkisine göre bir...

ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL - Adamı da öldürür mü, darbe yapar mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Hayır, burada bir kriter koydum. Bakın, "Halka karşı hiç yapmamış." dedim. "Adam öldürür." yok, tabii ki yani. Bunları bir kategorize edip geri kalanları hiyerarşiye göre cezalandırmanız lazım. Generale de müebbet, askerî öğrenciye de müebbet olmaz. Bir hiyerarşi yapılması lazım, bununla ilgili bir içtihat oluşturulması lazım. Adalet hüküm sürsün istiyoruz çünkü adaletin hüküm sürmediği her yerde hâkim güçlerin hırsları hüküm sürer.