KOMİSYON KONUŞMASI

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum öncelikle.

Sayın Bakanım, İmam Şafi'nin bir sözüyle başlamak isterim: "Haramın en zoru başıdır, sonra kolaylaşır, sonra sıradanlaşır, sonra alışılır, sonra tatlanır, sonra kalbe yerleşir, sonra da kalp başka bir haramı arar."

Tabii, buradaki haram sözcüğünü hukuksuzlukla, adaletsizlikle yer değiştirdiğimizde maalesef ki iktidarları döneminde, AKP'nin iktidarları döneminde yargıda gelen sorunu gözler önüne geliyor. Neredeyse her gün birden fazla mağduriyet yaşanıyor yargı eliyle; hukuk, adalet hiç olmadığı kadar -bu dönemde özellikle- ayaklar altına alınmış durumda.

Birkaç gün önce Genel Kurulda da dile getirdim. Bu ülkede hem bir hukukçu hem bir Kürt hem de bu ülkede yurttaş olarak maalesef ki yerel seçimlerde hukukun, Anayasa'nın, yürürlükteki mevzuatların nasıl ayaklar altına alındığına ilişkin bire bir bir şahitliğim oldu. Bu durum, açıkçası bu ülkede olan hukuksuzluk maalesef ki beni hem derinden üzdü hem aynı zamanda bu hukuksuzluğu yapanların, yaratanların yine vatan, millet, bayrak edebiyatının arkasına sığınması ayrıca beni düşündürdü.

Şöyle ki herkesçe de malumdur, yerel seçimlerde taşıma oylarla ki bizim "garnizon sistemi" dediğimiz durumla karşı karşıya kaldık. Seçmen sayısının az olduğu yerlerde, örneğin 3 bin seçmen sayısı olan Uludere'de yaklaşık 2.700 asker, polis taşındı. Evet, seçmen sayısı 3 bin; taşınan asker, polis, korucu sayısı yaklaşık 2.700. Bu, herkesin gözü önünde yapıldı, herkes bu duruma şahit; herkes bildiği hâlde yapılan tüm itirazlarımız reddedildi. Kürt meselesi tam da budur. Ancak şunu göz önünde bulundurmak zorundayız: Kürt meselesi sadece aslında Kürt'ün iradesine, seçme ve seçilme iradesine bir darbe değildi, onu net söyleyeyim. Burada korunması gereken sadece Kürt'ün hakkı değildi, korunması gereken aynı zamanda bu ülkede tarafsız bir yargının, adaletin varlığını tesis etmekti. O zaman vurulan darbe sadece Kürt'ün iradesine değildi, evet; aynı zamanda bu ülkenin Anayasa'sınaydı, o darbe yine bu ülkede mevcut olduğunu iddia ettiğimiz cumhuriyet rejimineydi. Yani artık egemenlik kayıtsız şartsız milletin değildi Kürt coğrafyasında, onu öncelikle belirteyim. Bu durum hâlen kabullenemediğim durumlardan biri çünkü bu durum tekrardan sürekli önümüze çıkıyor.

Sayın Bakan, arkadaşlarımız da dile getirdi, çok da teknik ya da özel olaylara girmeden yargının herkes için lazım geldiğini belirtmek isterim. Gerek Selahattin Demirtaş gerekse de önceki dönem milletvekili arkadaşlarımız, belediye eş başkanlarımız ve yine diğer siyasetçi arkadaşlarımız kanaatimizce ve kamuoyunun büyük bir kesiminin de kabul ettiği üzere siyasi rehine olarak, tutsak olarak cezaevlerinde tutulmakta. Bu durum bu ülkeye kazandırmaz Sayın Bakan.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Hukukta "tutsaklık" diye bir statü yok.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Vekilim, sizin ne düşündüğünüzü birazdan konuşursanız öğreniriz. Bize göre de odur.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Hukuk literatüründe öyle bir kavram yok.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen arkadaşlar, sakin olun.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Bağırmanız haklı olduğunuz anlamına gelmez. Yarın çıkar itiraz edersiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O cümleyi biraz daha kendi kendine oku. O ilk cümleyi okudun ya bize, sen onu tekrar tekrar oku birazdan, ilk cümle önemli.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen konuşmanızı tamamlayınız efendim.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Tamam.

Sayın Başkanım, ben çok vaktinizi almadan yine bir ayetle bitirmek isterim çünkü dediğimiz gibi, Anayasa, evrensel hukuk kuralları, yürürlükteki mevzuat tümüyle ayaklar altına alınıyor, bari kutsal kitabımızdan da bir ayetle bitireyim. Mâide suresinin 8'inci ayeti "Ey iman edenler, Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun; bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."

Bu vesileyle herkesi daha çok adalete, daha çok özgürlüğe, daha çok demokrasiye davet ediyorum.