KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, bütçe ve bilanço okumayı biraz biliyorsam, bilen bir kişi olarak sunumunuza maalesef ki teşekkür edemeyeceğim. Hayatım boyu iş yaşamında olan, emeğini taştan çıkaran ve büyük çalışmalar sonunda çok şükür ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde Büyük Atatürk'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kıymetli vekilleri gibi bir milletvekiliyim fakat Hükûmetinizi ve sizi doğal olarak senelerdir izliyorum. Yaptığınız tüm sunumların, açıkladığınız paketlerin ve Türkiye ekonomisini hangi yola soktuğunuzun doğal takipçisiyim.

Esnaf, memur, işçi, sanayici, EYT'li, işsiz, erkek, kadın, Türkiye'mizde yaşayan her kademedeki yurttaşımız "Ölüyoruz, bitiyoruz, geçinemiyoruz, açız." diyor, sizlerde tık yok. Bunları duymazlıktan gelemeyiz. Fakat sizleri dinledikçe sanki Türkiye güllük gülistanlık, her şey çok güzel. Artık, insanlara yukarıdan, makro boyutta, tepeden bakmayı bırakın. Her gün intihar, cinayet, taciz haberleri duymaktan ben yoruldum. Siz mutlu musunuz?

Sunumunuzu sonuna kadar dinledim, içeriği bomboş; sadece borçlanmaya ve vergilendirmeye dönük bir sunum. Faiz, faiz, faiz... Bu nasıl bir sunum? Vergi dairelerine ilişkin olarak kâğıtlardan yapılan tasarrufları anlatırken devletin ve dolayısıyla yurttaşlarımızın ödediği faizleri nasıl söylemiyorsunuz? Neden gizliyorsunuz? Açıklamayı nasıl yapmıyorsunuz? Hazinenin borçlanmalarının nerelere gittiğini niye saklıyorsunuz? Neden Türkiye bu kadar borçlandı? Borçlarımızın faizleriyle ilgili kısa bir sunum yapmayı ister misiniz? Ayrıca -2013'ten 2023'e ama- 2018'den 2023'e -araba kazasından sonra- tek adam döneminde ülkemizin geleceğini çalmış durumdayız. Neden? Mevcut iktidar kadrolarının 2011 seçimlerinde açıkladığı ve daha sonra Onuncu Kalkınma Planı'na yazdığı 2023 hedeflerinde tenzilata gidildi; 2023 için 2 katrilyon dolarlık millî gelir hedefi saray rejiminin ilk planında yarı yarıya iskonto edildi, 1 trilyon 80 milyar dolara çekildi. Yanlış mı? 2023 için 25 bin dolarlık kişi başı gelir hedefi de yarı yarıya düşürülerek 12.484 dolara indirildi. Oysa 2013'te bu ülkede kişi başına gelir 12.480 dolardı. Saray iktidarı 2023 için 4 dolarlık gelir artışı vadetmekte.

SALİH CORA (Trabzon) - Somut konuş, somut verilerle konuş!

BEDRİ SERTER (İzmir) - Sonuçta -bilmiyorum ne kadar vaktim var, az kalmış- Türkiye kamu kurumlarının son yıllarda borçlanmalarına karşılık ödediği faiz miktarları gözle görülür seviyelerde artmıştır. Özel sektör borçluluğunun yanında devletin kurumlarının da borçluluk seviyesi yine son on senede çok yüksek seviyelere ulaşmıştır. Borçlanmanın Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkenin kırılganlığını artırıyor olması bir yana, bu anapara ödemelerinin faiz miktarı da diğer taraftan vatandaşın sırtına yüklenmektedir. İlgili grafikte kamunun iç ve dış borçlarını, karşılıklı, 2009 yılından itibaren ödediği faizlerle birlikte ayrı ayrı gösterebiliriz. Hem Hazine ve Maliye Bakanlığı hem de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verileri referans olarak gösteriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayınız.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim.

Bu verilere bakılacak olursa kamunun 2009 yılında iç borçlarına karşılık ödediği yıllık faiz miktarı 46 milyar 762 milyon iken bu rakam 2019 senesinde on aylık periyod referans alındığında 63 milyar 53 milyona çıkmıştır. Diğer taraftan, yine aynı zaman aralığında Türkiye'de kamu sektörünün dış borçlarına karşılık ödediği faiz miktarı 6 milyar 318 milyondan 21 milyar 382 milyona gelmiştir. 2019 yılının son on ayında Türkiye saniyede 3.362 lira faiz ödüyor, 596 dolar ediyor Sayın Bakan.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, teşekkür ediyorum.

Sayın Serter, bir hususu ifade etmek istiyorum: Sunumu elbette beğenmeyebilirsiniz ama işte "Bu nasıl sunum?" gibi bir ifade size hiç yakışmamıştır, onu özellikle ifade ediyorum.

BEDRİ SERTER (İzmir) - "Nasıl sunum?" demedim.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Burada temiz bir dil kullanmamız ve nezaket içerisinde dil kullanmamız son derece önemli. Bakın, birçok arkadaşımız konuşuyor, konuşan o arkadaşlarımızın hiçbirine bir şey söylemedim ama lütfen... Ben açıkçası size yakıştıramadım, bunu özellikle ifade etmek istiyorum.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Sayın Başkanım, beğenmediğimi dile getirdim.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Öyle söyleyin o zaman, öyle söyleyin. Siz beğenmeyebilirsiniz ama başkaları beğenir ama şöyle bir ifade: "Bu nasıl sunum?" yani tercih Sayın Bakanın. Böyle bir ifadeyi nasıl kullanırsınız?

BEDRİ SERTER (İzmir) - "Nasıl sunum?" demedim, "Teşekkür edemeyeceğim" dedim.