| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b)Karayolları Genel Müdürlüğü c)Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ç)Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d)Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 28 .11.2019 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hepiniz hoş gelmişsiniz ve sabırla dinledik, dinliyorsunuz ve birçok arkadaşımız da aslında olması gerekeni söyledi. Burada daha çok bizim eleştirilerimiz daha iyi bir Türkiye için, daha iyi bir gelecek için. Mutlaka yapılan şeyler var ve sadece sizin döneminizde de değil yani Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri birçok insan burada çaba harcıyor. Şu anda Komisyonumuzun Başkanı da daha önce Ulaştırma Bakanlığı yaptı, bilmiyorum o dönem kısa dönemdi, Plan ve Bütçe Komisyonuna katıldınız mı? Muhtemelen yine size de çok büyük övgüler de vardı o dönem, şimdi böyle oluyor.
Şimdi, birçok bütçeye baktığımızda... Yani büyük bir bütçe ve gerçekten ağır bir yükümlülük var sizde. Kara yollarına yüzde 62, demir yollarına yüzde 18, hava yollarına yüzde 10 ve haberleşme yüzde 9, deniz yollarına yüzde 1'lik bir bütçe ayrılıyor. Bu bütçenin büyük bir kısmına da baktığımızda aslında kamu-özel iş birliğiyle yürütülüyor. Kamu-özel iş birliği dediğimizde de sadece bu son havaalanları meselesi değil, yap-işlet-devret modelleri, yap-işlet-kirala modelleri, birçok böyle işte deyim yerindeyse cebimizden beş kuruş çıkmadan ama geleceğimizi ipotek altına alan, çocuklarımızı, torunlarımızı borçlandıran bir sistemle gidiyoruz. Bunu niçin söylüyorum? Çünkü yapılan hesaplamalara baktığımızda ilk kurulandan bugüne kadar hâlâ bunlar daha artıya geçmedi ve nitekim birçok arkadaşımız da bunu dile getirdi. Aslında vatandaş kullanamadığı... Diyelim ki Batman'daki yurttaş gitmediği havaalanından, geçmediği yoldan, geçmediği köprüden bir şekilde borçlandı, para vermiş oluyor ve geçenler de üstüne bir ek para ödemiş oluyor. Burada en çok tartışılan konulardan biri sadece sizin Bakanlık değil birçok bakanlık da, nedense aynı şirketler yani haritalar aynı şirketlere denk geliyor. Ve işte bu, değil mi ki bu birden veriliyor, kimi düzenlemeler var. Ne deniyor? İşte, ihale yapılıyor açık veya kapalı. Ama biz biliyoruz ki arkadaşlarımızın çoğu dile getirdi, İhale Kanunu şu ana kadar 190 kez değişti ve bu değişimler hiçbir zaman bizlerin lehine değil de daha çok firmaların lehine ve son dönemde bu Mecliste ne yapıyoruz biliyor musunuz Plan ve Bütçe Komisyonunda ve Genel Kurulda? Yavaş yavaş çeşitli sözleşmelerde ajans kurarken diyoruz ki: "Şu kurumlar Sayıştaydan muaftır, Kamu İhale Kanunu'ndan muaftır." Bu duruma geldi. Şimdi, bu duruma geldiğimizde şeffaflık, saydamlık olmadığı zaman olmuyor.
Şimdi, ekonomi dediğimiz ulaşım yapılabilir, haberleşme, birçok ağ örülebilir; bunlar olması gereken hak fakat dengede terazi şeklinde gitmediği zaman siz bir şeyi geliştirirseniz diğer yerde olumsuz arızalar çıkartır. Siz bir taraftan altyapılar, otoyollar, havaalanları, bunlar ihtiyaç ama bunu yaparken bizi borçlandırıp daha da yoksullaşıyorsanız, eğer vatandaş yoksul olduğu hâlde zaten onu tüketimde de zorlanacak. O köprüyü geçerken de zorlanacak, o hastaneye giderken de zorlanacak. Yani ileride öyle bir sıkıntı çıkacak. Normalde dengede gitmesi lazım. Siz bunu dengede götürmediğiniz sürece hepimizin geleceği sıkıntıya düşüyor. Belli firmalar, bizim yandaş diye tanımladığımız daha da zengin oluyor ve giderek onlar bizi yönetmeye kalkıyor. Ve şu andaki durum da o. Hiç ayrıntılara girmeyeceğim "Şu firma, şu firma." diye girmeyeceğim ama Sayın Bakan, lütfen -şunu bir dinleyelim- arkadaşlarımız sabah söyledi. Hatta ilk sunumda Sayın Kuşoğlu da belirtti. Bölgeler arası eşitsizlik, özellikle mesela demir yolu ağı açısından baktığımızda gidermediğimizde şey yok. Türkiye'nin belli bir kesimi, zaten sermaye de oraya yatırım yapmayı istiyor.
Bakın şimdi Cengiz Holding, Mardin Mazıdağı'nda Eti Fosfat -geçenlerde de söyledim- işletmeye açtı. Oraya otoyol da yapıldı. Şimdi orayı işletiyor. Gübre üretecek, kimyasal kısımlar üretecek. Devasa bir proje. Geçenlerde burada ben bir muhtarın şeyini de okudum, köylüler şikâyetçi. Şimdi, üreteceği şeyi pazarlaması lazım. Otoyol yetmiyor demir yolu da yapması lazım. Demir yolunu kim yapıyor? Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları. İhale açıyor. İhaleyi kim alıyor? Kendisine demir yolu yaptırıyor, ihaleyi tekrar Cengiz Holding alıyor. Nasıl alıyor? 109 milyon fazla verdiği hâlde alıyor ve soruyor. Sizin demeciniz de var. Demecinizde diyorsunuz ki: "Bu ihaleyi almasının gereği..."
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT TURHAN - Fiyat dışı unsur.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Fiyat dışı unsur.
Şimdi, ne olursa olsun, Sayın Bakan, zaten firma ayrıcalıklı almış... Ben şey için diyorum, dinlemeniz lazım. Cengiz Holding geliyor orada devasa bir şey, kendisine ait özel güvenlik kurmuş, özel şartlarda almış, bir yıl vergi muafiyeti var, hazine garantisi vermiş vs. bir yığın şey, üstüne demir yolu lazım, demir yolu ihalesini de kendisi alıyor. Fiyat dışı unsur... Hakikaten kamu-özel iş birliği, işletme dediğimiz budur yani tırnak içinde ancak böyle işletilebiliriz.
Şimdi, bir taraftan bu köprülere filan hiç uzatmayalım çünkü arkadaşlarımızın çoğu değindi, havaalanlarına, yollara, tünellere. Nedense bu büyük, devasa dediğimiz şeyler normalde bizi büyütmüyor, dezavantajlı kesimleri daha da küçültüyor. Nasıl küçülüyor? Çünkü insanlar daha da yoksullaşıyor, daha da perişan oluyor. İnsanlar markete giderken, kirasını öderken, çocuğun okul taksitini öderken zorlanıyor.
Şimdi, uçak meselesine gelince... Ha, denizcilikte Sayın Bakan, ben Bingöl'de bir demir üreten maden sahibiyle konuştum. Madeni İskenderun Limanı'na tonunu kaçtan götürüyor? Devlet Demiryolları Genel Müdürü burada. Tonunu 9 ile 10 dolar arasında götürüyor. Brezilya'dan gemiyle geliyor 12 dolar ve daha ucuza İskenderun'a. Bingöl'den İskenderun'a. Şimdi, bir taraftan da bölgede üretim yapanları siz korumadığınız sürece daha beter sıkıntılar çıkıyor.
Şimdi, demir yolu konusunda Batman... Mesela, Kurtalan Ekspres dediğimizde hep aklımıza gelir, şu anda Batman merkezin içinden geçiyor, birçok kez, yani bizler, başka insanlar da, başka partideki arkadaşlar da hep şunu söylüyor: "O demir yolunun düzenlenmesi lazım. Kent büyüdü, taşınması lazım." Yok. Batman ile Diyarbakır arasında... Mesela, üniversite merkezi var, hastane var, okullar var, birçok şey var yani bir kısa gidiş geliş olabilir. Hep hızlı treni batıya düşünmüşüz, oradaki demir yollarında onarım olmadığı gibi saatte 160 gitsin, 250 gitmesin, 100'le gitsin ama siz şu anda bindiğiniz, bizim orada ara tren dediğimiz, yoğurtçu treni dediğimiz hâlâ iki buçuk saatte Diyarbakır'a gidiyorsa problem var. Biraz da buna bakmak lazım.
Kara yolları meselesini söyledim. Havacılık meselesi... Havacılıkta bu meseleleri uzatmamak kaydıyla, gerçekten arkadaşlarımızın bir kısmı değindi, Ordu için de değindi, başka küçük iller için de değindi veya küçük demeyelim, kendine ait, Türkiye'nin muhtelif yerlerinde ama bölge illerinde, Van'da, Mardin'de, Batman'da, Siirt'te, Diyarbakır'da... Mesela Diyarbakır'da devasa bir havaalanı yapıldı, uçak sefer sayıları düştü, fiyatlar yükseldi. Bir taraftan diyoruz ki: Turizm gelişsin, cazibeye dönüşsün, bilmem ne olsun; vatandaş korkunç fiyatlardan uçak bileti almaya kalkıyor ve uçak seferleri düştü, yurt içi seferleri yok.
Şimdi, buna gelmişken Sayın Bakan birçok açılımdan söz etti. Biz söz ettiğimizde de kıyamet koparcasına... Ya, hâlâ Kürtçe anons yapılmıyor ya. Bir uçağa binildiğinde "..."() dese kıyamet mi kopacak? Erbil'e giderken, Diyarbakır'a giderken, Van'a giderken, ya kıyamet mi kopacak? Arapça söylese kıyamet mi kopacak Mardin'e, Siirt'e gittiğinizde? Çok mu zor? Yani İngilizce, Türkçe söyleniyor. Yani birlik, bütünlük diyorsak, bunları biz bu adımlarla yapamazsak... Sizin bir talimatınızla olabilecek bir şey. Eminim birçok kişi de bunu destekleyecek, bunun için bir engel de yok. Üniversitelerde eğitim var, televizyon yayın yapıyor diyoruz ama bunu yapmadığımız zaman sıkıntılar çıkıyor. Nitekim mesela dağıtılan gazeteler... Bütün gazeteler dağıtılsın, tek seslilik olmasın, havada uçuyorsun yani bunun şeyi olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın İpekyüz...
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Habercilik konusunda... Ben depremde İstanbul'daydım, kızımla beraberdim, bütün her şey kilitlendi. Yani şimdi, bir megakent diyoruz, havaalanı yapıyoruz, üçüncü köprü diyoruz, bir yığın yol yapıyoruz, hep devasa şeyler ama büyük bir felaket olduğunda ulaşımı problem, haberleşmesi problem. Biz bunu yapmadığımızda ne olacak?
Şimdi, bilgi kısmına gelince, e-devlete gelince, Sayın Bakan, şurada, 144'üncü sayfada e-devleti göstermişsiniz. Ben baktım arkadaşlar, en çok başvuru nereye var biliyor musunuz? "A4 hizmet dökümü" dediğimiz şeye. İnsanlar sigortasını merak ediyor, mahkeme dosyalarını merak ediyor çünkü insanların son dönemde ya icra takibi var ya hakkında bir işlem var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun, tamamlayınız efendim.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Bir de vergi borcunu sorguluyor.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT TURHAN - Mahkeme değil, güvenlik şeyini yapmak için...
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ya, ne olursa olsun, sonuçta insanlar... İnsanların en çok başvurduğu ikametgâh dışında bu ve daha sonra da elektrik ve doğal gaz; en çok zam gelen şeyler. Bu bile aslında bizim biraz önce söylediğim dezavantajlı şeyimizi gösteriyor.
Toparlarsam, bir de sizin çalışanlarla ilgili... Sabahleyin arkadaşımız Sayın Paylan da söyledi, 240 bine yakın çalışan var, 100 bini sizin, 40 bini hizmet, 100 bini müteahhit elemanı, müteahhitlerle beraber şantiyelerde çalışanlar yani taşeronlar. En büyük şey, giderek... Bunların işçi sağlığı güvenliğine baktığımızda, kazalara baktığımızda, ölümlere baktığımızda, bu konuda onların şartlarına, sendikalılar mı değiller mi, yeme koşulları nasıl, buna benzer şeylere de bakmamız lazım. Yani bunlar zayıf kaldığında orada bir rakama dönüşüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın İpekyüz, lütfen...
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Yani tek şey, kalkınma yaparken, yol yaparken, köprü yaparken, havaalanı yaparken birlikte kalkınmazsa ve adil olmazsa sağlıklı olmaz.
Teşekkür ediyorum.